ALBERT

All Library Books, journals and Electronic Records Telegrafenberg

Your email was sent successfully. Check your inbox.

An error occurred while sending the email. Please try again.

Proceed reservation?

Export
Filter
  • Istanbul University Press
  • İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Institute for Advanced Sustainability Studies (IASS)
  • Turkish  (47)
  • English  (40)
Collection
Keywords
Language
  • Turkish  (47)
  • English  (40)
  • French  (2)
Years
  • 1
    Publication Date: 2022-09-07
    Description: Cities are places where the relationship between individual and society can be explored in interaction with spaces. The chapters in this book focus on how cities and languages are related. It’s goal is to hear the languages the city speaks by attending to the individuals residing there, their cultural backgrounds and the impact of the symbols, representations, ideologies and policies that they produce, consume and are exposed to while living in the cities. The collection of chapters here reveals the social role of language, urban identities, the relationship of urban identities with consumerism and how lifestyles are transformed due to domestic and external immigration, urban life politics, media presentations and ideologies.
    Description: Published
    Description: Şehirler, birey ve toplum ilişkisinin mekanlarla etkileşimi içinde incelenebileceği yerlerden biridir. Bu kitapta yer alan bölümler şehir ve dil bağlantısına odaklanmıştır. Şehrin dilini, içinde yaşamını sürdüren bireylere, bu bireylerin kültürel arka planlarına ve şehirlerde yaşarken ürettikleri, tükettikleri ve maruz kaldıkları göstergelerin, ideolojiler ve politikaların etkilerine kulak vererek duymayı ve anlamayı hedeflemiştir. Bu ciltte yer alan çalışmalar, farklı sosyal bilimlerin perspektiflerinden, birey-kent etkileşimi özelinde dilin toplumsal rolü, kentsel kimlikler ve bu kimliklerin tüketim ile ilişkisi, şehirdeki mekanların dillerinin ve yaşam tarzlarının iç ve dış göçlerle, uygulanan dönüşüm politikalarıyla, medyadaki sunumlarla ve ideolojilerle dönüşümünü açığa çıkarmaktadır.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JM Psychology::JMH Social, group or collective psychology
    Language: Turkish
    Format: application/octet-stream
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 2
    Publication Date: 2024-04-09
    Description: Published
    Description: Geçmişte yaşanan iklim değişikliklerinin nedenlerinin ve etkilerinin anlaşılması, insanoğlunun gelecekte karşılaşacağı çevresel değişiklikleri önceden tahmin etmesi ve önlemler alması açısından önem arz etmektedir. İnsanın yeryüzündeki varlık süresince, yani Kuvaterner’de yaşanan iklim değişiklikleri, buzul ve buzularası çağlarının yaşanmasına yol açarak, yer küreyi ve üzerinde yaşayan canlıların hayatını şekillendirmiştir. Ülkemiz de Kuvaterner buzullaşmalarının etkisinde kalmış ve Anadolu’nun farklı bölgelerindeki yüksek alanlarda gelişen buzulların bazıları günümüze kadar ulaşmıştır. İklim değişikliği etkisiyle ortadan kalkan buzulların oluşturduğu yer şekilleri ise çoğu sahada korunmuştur. Anadolu’daki buzullaşmalar ve bunlara ait yer şekilleri araştırmacılar tarafından sıklıkla çalışılmış olmakla birlikte morfometrik analizler sınırlı sayıda araştırmada uygulanabilmiştir. Buzul morfometrisi konusunda yeni yöntem ve yaklaşımlar son buzul çağının etkilerini daha net anlaşılmamıza imkân tanımaktadır. Bu araştırma kitabı ile Batı Torosların doğu ucunda yer alan ve daha önce literatürde geçmeyen Kuvaterner buzullaşmalarının izlerinin yaygın bir şekilde gördüğümüz Kuşak Dağı’nın jeomorfolojik özelliklerini arazi çalışmaları ve İHA verileri kullanarak haritalamak, ayrıca morfometrik analizlerle Kuşak Dağı ve Batı Toroslar hakkında paleoiklimsel değerlendirmelerde bulunmak hedeflenmiştir. Yine bu kitapta buzul jeomorfolojisi konusunda yeni yöntem ve yaklaşımlar ayrıntılı açıklanmaya çalışılarak bu konularda çalışacak genç araştırmacılar için Türkçe kaynak kitabı olması amaçlanmıştır.
    Keywords: thema EDItEUR::R Earth Sciences, Geography, Environment, Planning::RG Geography::RGB Physical geography and topography
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 3
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2023-03-22
    Description: Published
    Description: Göl, akarsu ve denizler yüzyılları aşan süreden beri çoğunluğu insan kaynaklı olmak üzere çeşitli kirleticilerin baskısı altında bulunmaktadırlar. Özellikle endüstriyel üretimin hız kazandığı 1900’lü yılların ortalarından itibaren bu baskılar daha da artmış birçok su kaynağı kullanılamaz hale gelmiştir. Su kalitesindeki bozulmalar ve iklimsel değişim nedeniyle çok sayıda tür ortadan kalkmış, ya da tükenme noktasına gelmiştir. Ülkemizde de benzer çevresel sorunlar 1950’li yıllardan itibaren görülmeye başlanmıştır. Başta sanayi üretiminin büyük bir kısmının gerçekleştiği Marmara Bölgesindeki deniz ve içsu kaynakları olmak üzere birçok su kaynağı sanayi atıkları, evsel atıklar ve tarımsal kirleticiler ile baş başa bırakılmıştır. Söz konusu kirleticiler nedeniyle en büyük su kalitesi kaybına uğrayan alanların başında ise Marmara Denizi gelmektedir. Marmara Denizi havzası başta ülkemizin en büyük şehri olan İstanbul olmak üzere en büyük şehirlerini barındıran bir iç deniz konumundadır. Göreceli olarak küçük bir alan olmasına rağmen havzada ülke nüfusunun yaklaşık 1/3’ü yaşamaktadır. Havzadaki aşırı nüfus artışı ve kontrolsüz yapılaşma özellikle Marmara Denizi üzerinde büyük bir baskı oluşturmuştur. Uzun yıllar süresince arıtılmadan ya da sadece ön arıtıma tabi tutularak Marmara Denizine verilen atıklar denizin taşıma kapasitesini aşmış, bu nedenle denizde yaşayan birçok canlı türü tamamen ortadan kaybolmuştur. Hatta aşırı kirlenme nedeniyle Marmara Denizi’nin “Doğu Körfez” bölümü uzun yılardan beri balıkçılığa kapatılmıştır. Son zamanlarda Marmara Denizinde ortaya çıkan en önemli ekolojik sorunlardan bir tanesi de yaklaşık 6 ay süren müsilaj artışıdır. Müsilaj Ocak 2021 de başlayıp Haziran 2021’e kadar devam etmiştir. Müsilaj artışının 6 ay gibi uzun bir süre devam etmesi, büyük bir alanda habitat kayıpları yaratması, ekolojik tahribat kadar ekonomik kayıplara neden olması, balıkçılık dahil birçok ekosistem hizmetlerini etkilemesi nedeniyle dünya literatürüne girmiştir. İstanbul Üniversitesi olarak böylesine önemli ekolojik sorunu detaylı bir şekilde araştırmak, sonuçlarını ortaya koymanın gerekliliğine inanarak sadece Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilaj sorunu ile ilgili çalışmaların yer aldığı 13 bölümden oluşan kitap yayınlamaya karar verdik. Deniz araştırmaları konusunda yaklaşık 80 yıllık deneyime sahip İstanbul Üniversitesinin yayınladığı bu eserin deniz bilimcilere ve karar vericilere başucu kaynağı olmasını diliyoruz.
    Keywords: bic Book Industry Communication::P Mathematics & science::PS Biology, life sciences::PSV Zoology & animal sciences::PSVW Zoology: Vertebrates::PSVW7 Zoology: Mammals::PSVW73 Marine & freshwater mammals
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 4
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-09-08
    Description: Published
    Keywords: bic Book Industry Communication::R Earth sciences, geography, environment, planning::RG Geography
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 5
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-03-23
    Description: Published
    Description: Television series are undoubtedly an audio-visual production space that people in every country are eagerly following. Television series are known to have an impact in the public sphere. These effects are discussed in various topics. Another feature of television series, which can be examined in many dimensions in public life, is that productions are demanded not only nationally but also in the international arena. Television series produced in Turkey are in demand worldwide and this issue is worth examining from a scientific point of view. Examining this issue as an export element is another research title. In this context, this book offers an idea of the domain, reception status and acceptance of international turkish television series in various countries. As a foresight; television will have quite a series as well; perhaps it will change in terms of production techniques, but it will continue to be popular as a production type. This book aims to contribute the field that needs to be discussed at all points in media scope and we hope to light the fuse for the international academic community.
    Keywords: thema EDItEUR::A The Arts::AT Performing arts::ATF Films, cinema ; thema EDItEUR::A The Arts::AT Performing arts::ATJ Television
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 6
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-04
    Description: Published
    Description: One of the most significant events of the history of Turkish universities in the Republican era is the 1933 University Reform. Darülfünun which had been founded in the Ottoman era and which had sustained its activities for the first ten years of the Republic was closed through this reform and Istanbul University was founded instead. At the same time a large number of the instructors of Darülfünun were dismissed and a new academic cadre was created. This cadre consisted primarily of three groups. The first group consisted of instructors remaining from Darülfünun which had been closed down, the second group consisted of young people who had studied abroad and then returned to their homeland, and the third and largest group consisted of foreign refugee instructors, most of whom were German. The years in which reform preparations were sustained and reform was realized were those in which the instructors who had escaped from the oppressions of the regime in Germany or who were dismissed by the German Government sought the chance to be employed in other countries. Those instructors who were dismissed because they or their spouses were of Jewish origin and/or because they were opposed to the practices of national socialists in power in Germany had to continue their studies in countries other than Germany. Thus many scientists took refuge in Turkey firstly from Germany and Austria and then from other countries under Nazi occupation. The sad circumstance of these scientists being forced to leave their countries led to the biggest brain drain in the history in Germany and became a significant milestone in the scientific, cultural and educational life of Turkey. To date many studies have been conducted about those refugee scientists who took office in various education and science institutions particularly including Istanbul University. There are comprehensive studies about both the university reform and the scientists who came to Turkey with this reform and who studied in the fields of fundamental sciences, medicine and architecture. However the studies conducted on the refugee scientists who worked at Istanbul University, Faculty of Letters are more restricted both in qualitative and quantitative terms. The initial researchers for the creation of the present work, prepared for the purpose of filling this gap, started with a project* support received from Istanbul University in 2007 and this book was written with the support of many documents and information contained in the current literature. This book first gives information about the history of the Faculty of Letters before the University Reform was passed. Next the book covers the biographies of twenty-four scientists who came to Turkey through the 1933 University Reform and who took office at Istanbul University, Faculty of Letters. Included in these biographies are accounts of their studies conducted in Turkey. Personnel files available in the Rector’s Office of Istanbul University, Personnel Office and in the Archive of Istanbul University, Faculty of Letters, were used essentially for the preparation of the biographies of the scientists. In addition, newspaper archives were reviewed and the information obtained was supported and extended with the printed sources published within the homeland and abroad. This study, which covers the research and publication activities of those scientists who contributed to the development of the scientific branches of which they were members in Turkey and which is enriched with many photographs and documents, some of which have not been published anywhere so far, aims to reveal the contributions of refugee scientists who took positions at Istanbul University, Faculty of Letters after the 1933 University Reform and who contributed to Turkish scientific life. We hope that this work will lay the basis for and contribute to more detailed and comprehensive studies to be conducted in this field. The most significant contribution to the creation of this work belongs to Prof. Dr. Feza Günergun who encouraged us with her suggestion and who supported us in starting our research as a project. We are thankful to her. We are further thankful to Prof. Dr. Emre Dölen whose knowledge and opinion and pioneer works in this field we benefited from during our research. We particularly appreciate Assistant Professor Kaan Ata who carried out the immense task of page-setting of the book at great sacrifice of his own time and effort. We also thank Prof. Dr. Atilla Bir, Prof. Dr. Mustafa Kaçar, Prof. Dr. Mahmut Karakuş for their support and contribution to our study as well as Associate Professor Meltem Kocaman and Assistant Professor Deniz Atalay Ata whose knowledge we referred to for remedying certain difficulties. We further thank the employees of the Rector’s Office of Istanbul University, Personnel Office and Faculty of Letters and General Library for their help in enabling us to access the personnel files and publications of the scientists mentioned in our study. We thank Assistant Professor Metin Tunç, the Consultant of the Rector’s Office of Istanbul University, for his support with the publication of this English version of our book. We further thank Nihal Uzan and Elizabeth Earl, for their contributions to the translation. We express our gratitude towards Prof. Dr. Mahmut Ak, Rector of Istanbul University and Prof. Dr. Hayati Develi, Dean of Faculty of Letters, for their encouragement and support for our research to be issued as a publication of our university. We dedicate our work to our families who provided us with unconditional support.
    Keywords: thema EDItEUR::P Mathematics and Science::PD Science: general issues::PDX History of science
    Language: English
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 7
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-11-04
    Description: Published
    Description: Uzun yıllardır uygulanan liberal-kapitalist yönetişim modeli, bireyselleşmeyi ve piyasayı egemen kılıp, özel sektörü büyüterek, devleti ve hizmetlerini sınırlandırarak varlığını bugüne kadar sürdürdü. Ancak COVID-19 krizi ile birlikte bu ekonomik sistemin nasıl bir sonuç doğurduğuna hep birlikte şahit olduk. Dünyanın en büyük ekonomilerine sahip ülkelerin salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan en temel koruma malzemelerini sağlamakta aciz duruma düşmesi, hastaları seçerek tedaviye almaları ve diğerlerini ölüme terk etmeleri, ölen insanlarını taşıyacak tabutları ve gömecek yerlerinin olmaması mevcut sistemlerin ne kadar insani olduğu sorununu somut bir şekilde ortaya çıkardı. Uluslararası rekabette en başarılı ülkeler, üstünlük sağlayan sektörlere ve üretime odaklanarak ekonomik gelişme stratejilerini bugüne kadar sürdürdüler. Ancak uzun tedarik zincirlerine ve küreselleşmeye dayalı bu yapı çökerken, katı sınırlar ve ulusal üretimlerle bu boşluğu doldurma arayışı ön plana çıktı. Ekonomiyle birlikte fonksiyonları zayıflayan, hizmet alan ve kapasitesi kısıtlanan devlet aygıtı ve yapısı, yaşanan salgınla birlikte büyük bir krizle karşı karşıya kaldı. COVID-19 salgınıyla birlikte ekonomik gelişmelere rağmen, sağlık hizmetlerinin ve tarımsal üretimin acil hallerde yarattığı etkilerinin insanlığı tehdit edecek boyutlara nasıl ulaştığını yaşayarak tecrübe ettik. Salgın ile birlikte tarımsal üretim başta olmak üzere temel ihtiyaçları karşılayacak üretimi yapabilmenin önemini bir kez daha anladık. Maske, solunum cihazı, ilaç ve aşı gibi halk sağlığı alanlarında üretim ve hizmetleri sunmanın ne kadar önemli olduğunun bilincine vardık. Üretimlerin stratejik öneminin dönemsel ve ihtiyaçlara göre değişebildiği gerçeğini bir kez daha yaşadık ve paramız olsa da bazı ürünleri ve hizmetleri satın alamayacağımızı gördük. Salgın, küresel düzeyde neredeyse hepimizi ruhsal, fiziksel ve sosyal açıdan eşitleyerek; sağlık, eğitim, gelir eşitsizliği, yoksulluk, işsizlik, göç, iklim krizi, temel insan ihtiyaçlarına erişim dahil her alanda yeni farkındalıklar oluşturdu. Salgın, bir yönüyle bencilliği besledi, dayanışmayı azalttı, yalnızlığa, biyolojik olduğu kadar psikolojik sorunlara ve bilgi kirliliğine yol açtı, ölüm korkusunu bireysel olmaktan çıkarıp, toplumsallaştırdı. Diğer yönüyle de dayanışma ihtiyacını artırdı ve ortak kader duygusunu güçlendirdi. Bu nedenle sosyal uyumu esas alan bir anlayışa olan ihtiyacımız daha fazla önem kazandı. Bundan dolayı toplumsal savrulmayı önleyecek ve panik yaşanmasına fırsat vermeyecek yapılanmaya ihtiyacımız arttı. 1980 sonrasında neoliberal rüzgârların etkisiyle yapılan özelleştirmelerle Türkiye’de de devlet nispeten küçültüldü, ekonomik ve sosyal sorunların yaşandığı bir dönemde küresel salgınla karşılaşıldı. Ancak genel sağlık sigortası, hastane sayısı, yatak kapasitesi gibi alanlarda sahip olduğumuz potansiyel ve kriz yönetme becerimiz sayesinde süreci nispeten daha iyi şartlarda geçirmekteyiz. Fakat bu gerçeğe rağmen ülkemizin de yeni şartlara adapte olmasını sağlayacak, krizi en az zararla atlatacak ve 21. yüzyılın ihtiyaçlarını karşılayacak yeniden yapılanmaya ihtiyacı artmaktadır. Ekonomik ve sosyal alanda yaşananlar yeni bir paradigma değişikliğine ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Çünkü doyumsuzluğu ve obeziteyi besleyen sınırsız ihtiyaçlar algısı yerine, ihtiyaçların sınırlı olduğu ve isteklerin sınırlandırılabileceğini esas alan, bilgi hariç kaynakların sınırlı olduğu ilkesine dayalı yeni bir ekonomik düzeni inşa edecek bir paradigma değişikliğine yönelik beklenti artıyor. Kriz sürecini en az zararla atlatabilmek için hep birlikte dayanışma içinde mücadele ederek, küresel düzeyde yükselen işkollarını ve meslekleri esas alarak, endüstrileri ve iş piyasalarını yeniden yapılandırmak gerekiyor. Bu kitabın editörlüğünü üstelenen, yazar olarak katkıda bulunan ve hazırlanmasında görev alan fakültemizin çok kıymetli hocalarına bu vesileyle bir kez daha çok teşekkür ediyorum. 84 yıllık birikimimize uygun bir şekilde dünyada ve ülkemizde yaşanan ve yaşanacak sorunlara öğretim üyelerimiz kayıtsız kalmamış, var olan zor şartlara rağmen alternatifler üreterek, yol gösterici öngörülerde bulunmuşlardır. Hiç kuşkusuz bu kitap ön çalışma niteliğindedir, verilere ulaşıldıkça detaylandırılacaktır. Ufuk açıcı ve faydalı olması dileğiyle saygılar sunuyorum.
    Keywords: bic Book Industry Communication::M Medicine::MB Medicine: general issues::MBD Medical profession::MBDC Medical ethics & professional conduct ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences ; bic Book Industry Communication::M Medicine::MB Medicine: general issues::MBN Public health & preventive medicine
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 8
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: The real world free-market economies have long been driven by the linear economy paradigm in which the ecological environment is not recognized as a resource. The linear process, a natural consequence of capitalism, has caused the fast exhaustion of the resources for the sake of “development.” After serious environmental catastrophes and financial crises, the common sense of the world has admitted that there problems with conventional economics and has begun to search for more ‘sustainable’ economic and financial systems. The idea that firms should operate in a manner where they provide dignified living to people and consider the needs of next generations has become widespread especially in last three decades. Termed as the ‘stakeholder approach’, this understanding contributed to pave the way to the notion of ‘sustainability’, which calls for taking measures to solve the fundamental problems such as income and wealth inequality, poverty, corruption, climate change and disappearance of animal species. As a result of the global concern around the effect of human actions on our environment, the idea of sustainability received serious attention and was given a fillip by the publications by The United Nations, which outlined the famous Sustainable Development Goals (SDGs). This call is addressed not only to the real sector, but to the finance sector that provide funds required to operate the real economic activities. As a result of increasing consciousness of sustainability and public pressure, the finance sector has also begun to consider the social and environmental concerns more seriously. Banks, in addition to reporting their own compliance with sustainability, have also begun reporting the compliance with sustainability of the corporations and industries that they fund. Contrary to capitalist or socialist understanding and practice, Islamic economics is already guided by the motivation of comprehensive development and its preservation in a ‘universal and sustainable manner’ as manifested in the objectives of the Islamic Law (Maqasid’ul-Shariah). Islamic economics is based on the ‘circular manner’ which prevents the exhaustion of the resources and environmental disasters. Three prominent examples of the characeristics of Islamic economics that distinguish it from the capitalist understanding relates to the concepts of private ownership, consumption and charity. Islamic law does recognize private ownership rights, yet this right is not absolute. While the unique creator Allah (swt) has absolute ownership, human beings, as the vicegerents of Allah in this world, possess the wealth as His trustee. The custodial characteristic of the ownership concept burdens strict responsibilities on human beings. Islam clearly bans wasting and orders the efficient use of resources. In a true Islamic economy the resources and wealth are equitably distributed and charity mechanism functions well. Lending is considered as a means of charity, rather than a business to make money. In sum, the development goal in Islamic economics is strictly characterized by its universality and sustainability. The governments in Muslim countries and all firms that are known for their observance of Islamic values are expected to truly adopt and practice the concept of sustainability. Islamic financial institutions play a key role in achieving a sustainable economy. If they observe the compliance, not only with Islamic rules in their own products and services but also with the sustainability principles in the operations of their customers that they fund, the sustainability in the entire economy would be secured. The firms that want to work with the Islamic financial industry would be constrained to observe the sustainability in their operations, along with the complying with the Shariah criteria and the financial ratios.viii The aim of this book is to elaborate the concept of sustainability from the perspective of Islamic economics and finance. It basically presents how the sustainability, which has recently been considered important by the developed non-Muslim world, is already an embedded phenomenon in Islamic economics and finance. The initial articles present the embeddedness of the concept of sustainable development within Islamic economics and finance. Then, the following articles point out more specific dimensions and implementations in selected countries. We hope that the governments in Muslim countries and managements of those financial and non-financial firms, known for their observance of Islamic principles will truly adopt the SDGs that will lead towards the circular economy paradigm and the entire world would notice the pioneer role of principles of Islamic finance in achieving these goals.
    Description: Published
    Keywords: thema EDItEUR::K Economics, Finance, Business and Management
    Language: English
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 9
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-14
    Description: Published
    Description: EditörNilgün Bozbuğa, Sevinç Gülseçen, Vedat Kamer, Başak Kurtuldu Günümüzde bireysel ve toplumsal yaşam tarzının, alışkanlıkların ve ihtiyaçların değişimi doğrultusunda sağlık ihtiyaç ve alışkanlıklarında da büyük bir değişim söz konusudur. Toplumsal yaşam tarzı değişimi, dijitalleşme ve mobil toplum örneği ile karşılık bulmaktadır. Yapay zekâ, derin öğrenme ve yapay sinir ağları, akıllı karar destek sistemleri, giyilebilir teknolojiler, sensörler, otonom/robotik araçlar, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, bulut bilişim sistemleri, nesnelerin internet ve geniş bant internet teknolojisi, web, gerçek zamanlı veri aktarımı, büyük veri, blokzincir, üç boyutlu yazıcılar, nanoteknoloji, biyoteknoloji ve kuantum bilgi işlem gibi gelişen teknolojik atılımların etkileri toplumsal ve ekonomik yaşamda bir dönüşüm süreci başlatmıştır. Akıllı sağlık, bireylerin sağlıkları ile ilgili farkındalıklarını ve yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen, sağlık verisinin analiz edilmesiyle sağlık hizmetlerini iyileştirmeye yönelik yaklaşımların bütünüdür. Bilişim ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasının ortaya çıkardığı düşünce tarzı, anlayış ve kavrayışın neticesi olarak akıllı sağlık, sağlığın dijital dönüşümünün bir sonraki aşamasını oluşturmaktadır. T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından 2013-2017 stratejik planında yer alan ve 2015 yılındaki Sağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında kurulan Ulusal Sağlık Sistemine entegre edilen dijitalleşme ile e-Sağlık bileşenleri hayata geçirilmeye başlanmıştır. Ağustos 2021 tarihinde 11. Kalkınma Planı ile Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programları doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi yayınlanmıştır. Raporda belirlenen stratejik öncelikler arasında vurgulandığı üzere, dönem sonu 2025 yılında yapay zekânın gayrisafi yurtiçi hasılaya katkısının %5’e yükseltilmesi hedeflenmektedir. 21. yüzyıl ülkelerinin refah düzeyini bilgiye ulaşma, bilgiyi işleme ve bilgiyi kullanma düzeyi belirlemektedir. Ancak gelecek yönelimlerinde, kompleks niteliklerle çok daha hızlı seyreden teknolojik gelişmeler ile yasal ve etik düzenlemeler senkronize değildir. Gelecekte genom bilimi, malzeme bilimi, nanoteknoloji, doku mühendisliği, bilgi bankaları, veri işleme, doğal dil işleme, sanal gerçeklik ve tıp bilişimi desteğiyle akıllı sağlık uygulamaları öngörülenden çok daha ileri boyutlara taşınabilecektir.
    Keywords: thema EDItEUR::U Computing and Information Technology::UY Computer science
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 10
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-10-26
    Description: Published
    Description: Engellilik Tarihi Yazıları, 15-16 Kasım 2018 tarihinde İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama Merkezi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı Engelliler Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen Dünden Bugüne Engellilik-Engellilik Araştırmaları Konferansı’nda sunulan çalışmalardan derlendi. Engellilik meselesini disiplinler arası bir yaklaşımla inceleyen ‘Engellilik Araştırmaları’, kuramsal ve uygulamalı bir bilim alanıdır. Bu alan 1970’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’de başlayan engelli hakları hareketinin akademik çalışmalara yansımasıyla ortaya çıktı. Sonraki yıllarda engelliliği sosyal, kültürel, tarihsel, hukuki, politik ve etik yönleriyle ele alan disiplinler arası bir araştırma alanı olarak Amerika ve Avrupa’ya yayıldı, pek çok üniversitede lisansüstü, hatta lisans düzeyinde programlar başlatıldı. Türkiye’de 2017 yılında, engellilik araştırmalarının geliştirilmesi amacıyla, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Engellilik Araştırmaları Anabilim Dalı kurularak, yüksek lisans programı açıldı. Engellilik deneyiminin kişisel ve toplumsal düzeyde etkilerini incelemeyi hedefleyen bu programın belkemiğini oluşturan konulardan birisi de, toplumlarda engelliliğin tarihsel ve sosyokültürel boyutlarıydı. Türkiye’de engelliliğin tarihsel ve sosyo-kültürel boyutlarını ilgilendiren alanlarda farklı disiplinler tarafından yapılmış bazı çalışmalara rastlanmaktadır. Bununla birlikte, engellilik çalışmalarıyla ilgilenen araştırmacılar için kaynak ihtiyacı açık bir şekilde eksikliği hissedilen bir konudur. Engellilik Tarihi Yazıları bu amaçla yola çıkmış bir çalışmanın ürünüdür. 2018 Kasım ayında İstanbul’da gerçekleştirilen Engellilik Araştırmaları Konferansı’nın teması Türkiye’de engelliliğin tarihsel, kurumsal, hukuksal ve sosyo-kültürel açıdan incelenmesi hedef alınarak, Dünden Bugüne Engellilik olarak belirlenmişti. Bu konferansta düzenlenen çeşitli panellerde Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan geniş bir tarihsel süreç içinde eğitim, istihdam, sosyal yaşam, edebiyat, din gibi alanlarda engellilik konusunda araştırma sonuçları ve bildiriler sunuldu. Ayrıca, Türkiye’de fiziksel tıp ve rehabilitasyonun, özel eğitimin, engellilikle ilgili politikaları oluşturan ve yürüten kurumların tarihsel süreçleri, ilgili konuların uzmanları olan öğretim üyeleri ve bürokratlar tarafından aktarıldı. Engelli hakları ve savunuculuk konusunda sivil toplumdaki hareketlilik 2000 yılı öncesi ve sonrasında faaliyet gösteren önemli sivil toplum örgütü temsilcilerinin yer aldığı panellerde tartışıldı. Bu konferansta sunulan araştırmalardan bazıları ve konferansta sunulmamış olmakla birlikte konuya doğrudan katkı sunabilecek diğer araştırmalar Engellilik Tarihi Yazıları’nda bir araya getirildi. Böylelikle, Türkiye’de henüz yeni gelişmekte olan engellilik tarihi çalışmaları alanında ilk safhada izlenen yaklaşımları ve yapılan araştırmaları görmeyi mümkün kılan ilk derlemenin araştırmacılara sunulması hedeflendi.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JF Society & culture: general::JFF Social issues & processes ; bic Book Industry Communication::H Humanities
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
Close ⊗
This website uses cookies and the analysis tool Matomo. More information can be found here...