ALBERT

All Library Books, journals and Electronic Records Telegrafenberg

Your email was sent successfully. Check your inbox.

An error occurred while sending the email. Please try again.

Proceed reservation?

Export
Filter
  • Istanbul University Press  (46)
  • Finnish Literature Society  (17)
  • Cappelen Damm Akademisk/NOASP (Nordic Open Access Scholarly Publishing)  (10)
  • Turkish  (46)
  • Finnish  (17)
  • Danish  (10)
  • Czech
Collection
Keywords
Language
Years
  • 1
    facet.materialart.
    Unknown
    Finnish Literature Society / SKS | Finnish Literature Society
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: The Finnish novelist Kaarlo (Kalle) Alvar Päätalo’s (1919–2000) main work, the Iijoki series, consists of 26 novels (comprising ca. 17 000 pages) and was written in 1971–1998. In this book the text corpus in Kielipankki concerning Päätalo’s works is introduced to the readers, as well as the possibilities of digital text mining. This book includes scientific articles concerning the works of Kalle Päätalo. It also gives ideas for the research that can be carried out in the future. The authors of this book are researchers in the fields of history, linguistics and literature, respectively. The research results presented in this book speak for the fact that the Iijoki series is a significant source material for future research, for example from the point of view of oral history, language variation, metalanguage, swearing and the reader’s reception. The possibilities for future research seem to be quite plentiful.
    Keywords: authors; Kalle Päätalo; dialects; language of literature; Finnish language literature; Finnish language ; thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History ; thema EDItEUR::C Language and Linguistics::CF Linguistics ; thema EDItEUR::D Biography, Literature and Literary studies
    Language: Finnish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 2
    Publication Date: 2022-09-07
    Description: Cities are places where the relationship between individual and society can be explored in interaction with spaces. The chapters in this book focus on how cities and languages are related. It’s goal is to hear the languages the city speaks by attending to the individuals residing there, their cultural backgrounds and the impact of the symbols, representations, ideologies and policies that they produce, consume and are exposed to while living in the cities. The collection of chapters here reveals the social role of language, urban identities, the relationship of urban identities with consumerism and how lifestyles are transformed due to domestic and external immigration, urban life politics, media presentations and ideologies.
    Description: Published
    Description: Şehirler, birey ve toplum ilişkisinin mekanlarla etkileşimi içinde incelenebileceği yerlerden biridir. Bu kitapta yer alan bölümler şehir ve dil bağlantısına odaklanmıştır. Şehrin dilini, içinde yaşamını sürdüren bireylere, bu bireylerin kültürel arka planlarına ve şehirlerde yaşarken ürettikleri, tükettikleri ve maruz kaldıkları göstergelerin, ideolojiler ve politikaların etkilerine kulak vererek duymayı ve anlamayı hedeflemiştir. Bu ciltte yer alan çalışmalar, farklı sosyal bilimlerin perspektiflerinden, birey-kent etkileşimi özelinde dilin toplumsal rolü, kentsel kimlikler ve bu kimliklerin tüketim ile ilişkisi, şehirdeki mekanların dillerinin ve yaşam tarzlarının iç ve dış göçlerle, uygulanan dönüşüm politikalarıyla, medyadaki sunumlarla ve ideolojilerle dönüşümünü açığa çıkarmaktadır.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JM Psychology::JMH Social, group or collective psychology
    Language: Turkish
    Format: application/octet-stream
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 3
    Publication Date: 2024-04-09
    Description: Published
    Description: Geçmişte yaşanan iklim değişikliklerinin nedenlerinin ve etkilerinin anlaşılması, insanoğlunun gelecekte karşılaşacağı çevresel değişiklikleri önceden tahmin etmesi ve önlemler alması açısından önem arz etmektedir. İnsanın yeryüzündeki varlık süresince, yani Kuvaterner’de yaşanan iklim değişiklikleri, buzul ve buzularası çağlarının yaşanmasına yol açarak, yer küreyi ve üzerinde yaşayan canlıların hayatını şekillendirmiştir. Ülkemiz de Kuvaterner buzullaşmalarının etkisinde kalmış ve Anadolu’nun farklı bölgelerindeki yüksek alanlarda gelişen buzulların bazıları günümüze kadar ulaşmıştır. İklim değişikliği etkisiyle ortadan kalkan buzulların oluşturduğu yer şekilleri ise çoğu sahada korunmuştur. Anadolu’daki buzullaşmalar ve bunlara ait yer şekilleri araştırmacılar tarafından sıklıkla çalışılmış olmakla birlikte morfometrik analizler sınırlı sayıda araştırmada uygulanabilmiştir. Buzul morfometrisi konusunda yeni yöntem ve yaklaşımlar son buzul çağının etkilerini daha net anlaşılmamıza imkân tanımaktadır. Bu araştırma kitabı ile Batı Torosların doğu ucunda yer alan ve daha önce literatürde geçmeyen Kuvaterner buzullaşmalarının izlerinin yaygın bir şekilde gördüğümüz Kuşak Dağı’nın jeomorfolojik özelliklerini arazi çalışmaları ve İHA verileri kullanarak haritalamak, ayrıca morfometrik analizlerle Kuşak Dağı ve Batı Toroslar hakkında paleoiklimsel değerlendirmelerde bulunmak hedeflenmiştir. Yine bu kitapta buzul jeomorfolojisi konusunda yeni yöntem ve yaklaşımlar ayrıntılı açıklanmaya çalışılarak bu konularda çalışacak genç araştırmacılar için Türkçe kaynak kitabı olması amaçlanmıştır.
    Keywords: thema EDItEUR::R Earth Sciences, Geography, Environment, Planning::RG Geography::RGB Physical geography and topography
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 4
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2023-03-22
    Description: Published
    Description: Göl, akarsu ve denizler yüzyılları aşan süreden beri çoğunluğu insan kaynaklı olmak üzere çeşitli kirleticilerin baskısı altında bulunmaktadırlar. Özellikle endüstriyel üretimin hız kazandığı 1900’lü yılların ortalarından itibaren bu baskılar daha da artmış birçok su kaynağı kullanılamaz hale gelmiştir. Su kalitesindeki bozulmalar ve iklimsel değişim nedeniyle çok sayıda tür ortadan kalkmış, ya da tükenme noktasına gelmiştir. Ülkemizde de benzer çevresel sorunlar 1950’li yıllardan itibaren görülmeye başlanmıştır. Başta sanayi üretiminin büyük bir kısmının gerçekleştiği Marmara Bölgesindeki deniz ve içsu kaynakları olmak üzere birçok su kaynağı sanayi atıkları, evsel atıklar ve tarımsal kirleticiler ile baş başa bırakılmıştır. Söz konusu kirleticiler nedeniyle en büyük su kalitesi kaybına uğrayan alanların başında ise Marmara Denizi gelmektedir. Marmara Denizi havzası başta ülkemizin en büyük şehri olan İstanbul olmak üzere en büyük şehirlerini barındıran bir iç deniz konumundadır. Göreceli olarak küçük bir alan olmasına rağmen havzada ülke nüfusunun yaklaşık 1/3’ü yaşamaktadır. Havzadaki aşırı nüfus artışı ve kontrolsüz yapılaşma özellikle Marmara Denizi üzerinde büyük bir baskı oluşturmuştur. Uzun yıllar süresince arıtılmadan ya da sadece ön arıtıma tabi tutularak Marmara Denizine verilen atıklar denizin taşıma kapasitesini aşmış, bu nedenle denizde yaşayan birçok canlı türü tamamen ortadan kaybolmuştur. Hatta aşırı kirlenme nedeniyle Marmara Denizi’nin “Doğu Körfez” bölümü uzun yılardan beri balıkçılığa kapatılmıştır. Son zamanlarda Marmara Denizinde ortaya çıkan en önemli ekolojik sorunlardan bir tanesi de yaklaşık 6 ay süren müsilaj artışıdır. Müsilaj Ocak 2021 de başlayıp Haziran 2021’e kadar devam etmiştir. Müsilaj artışının 6 ay gibi uzun bir süre devam etmesi, büyük bir alanda habitat kayıpları yaratması, ekolojik tahribat kadar ekonomik kayıplara neden olması, balıkçılık dahil birçok ekosistem hizmetlerini etkilemesi nedeniyle dünya literatürüne girmiştir. İstanbul Üniversitesi olarak böylesine önemli ekolojik sorunu detaylı bir şekilde araştırmak, sonuçlarını ortaya koymanın gerekliliğine inanarak sadece Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilaj sorunu ile ilgili çalışmaların yer aldığı 13 bölümden oluşan kitap yayınlamaya karar verdik. Deniz araştırmaları konusunda yaklaşık 80 yıllık deneyime sahip İstanbul Üniversitesinin yayınladığı bu eserin deniz bilimcilere ve karar vericilere başucu kaynağı olmasını diliyoruz.
    Keywords: bic Book Industry Communication::P Mathematics & science::PS Biology, life sciences::PSV Zoology & animal sciences::PSVW Zoology: Vertebrates::PSVW7 Zoology: Mammals::PSVW73 Marine & freshwater mammals
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 5
    facet.materialart.
    Unknown
    Cappelen Damm Akademisk/NOASP (Nordic Open Access Scholarly Publishing) | Trender for idrettspsykologisk forskning i Skandinavia
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: "The overall purpose of this study was to examine how a transformative and community psychological approach could affect a socially challenged neighbourhood and participants´ perceptions of involvement (young boys, 12–16 years). A social research experiment lasting 2 years was co-created between researchers, practitioners and participants. A multi-method approach was used to ensure that thorough and socially robust knowledge was produced. Methods used included questionnaires, interviews, fieldwork and observations. Although several notable results emerged throughout the intervention period, the most important results were related to the significance of the overall approach regarding these results. Despite the challenges faced by researchers, when engaging youth at the margins of society in a co-creation process, the approach seemed valuable. Giving the participants the possibility to engage themselves, through empowerment initiatives, seems to be a confounding reason for the success of the project. Hence, this article will focus upon the benefits of using a community psychological approach when working with exercise psychology in a socially deprived community."
    Description: "Det overordnede formål med dette studie var at undersøge, hvordan en handlingsrettet og community psykologisk tilgang påvirkede et socialt udsat boligområde og deltagernes opfattelse af sig selv og hinanden (unge drenge, 12–16 år). I den forbindelse blev der samskabt (co-created) et socialt eksperiment over en toårig periode imellem forsker, praktikere og deltagere. En multi-method tilgang blev anvendt for at sikre socialt robust viden. Metoderne omfattede spørgeskemaer, interviews, feltarbejde og observationer. Gennem interventionsperioden blev der rapporteret flere resultater på baggrund af projektet, men vigtigst synes at være den community psykologiske tilgangs betydning for disse resultater. Den valgte tilgang kan anses for at have været det centrale fundament for projektets succes i forhold til at engagere unge drenge på kanten af samfundet i en fælles skabelsesproces. I denne artikel fokuseres på fordelene ved at benytte en community psykologisk tilgang, når man ønsker at arbejde med idrætspsykologi i et socialt udsat boligområde."
    Keywords: action research ; community psychology ; co-creation ; social experiment ; aktionsforskning ; community psykologi ; samskabelse ; socialt eksperiment ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JM Psychology ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JM Psychology
    Language: Danish
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 6
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-09-08
    Description: Published
    Keywords: bic Book Industry Communication::R Earth sciences, geography, environment, planning::RG Geography
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 7
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-03-23
    Description: Published
    Description: Television series are undoubtedly an audio-visual production space that people in every country are eagerly following. Television series are known to have an impact in the public sphere. These effects are discussed in various topics. Another feature of television series, which can be examined in many dimensions in public life, is that productions are demanded not only nationally but also in the international arena. Television series produced in Turkey are in demand worldwide and this issue is worth examining from a scientific point of view. Examining this issue as an export element is another research title. In this context, this book offers an idea of the domain, reception status and acceptance of international turkish television series in various countries. As a foresight; television will have quite a series as well; perhaps it will change in terms of production techniques, but it will continue to be popular as a production type. This book aims to contribute the field that needs to be discussed at all points in media scope and we hope to light the fuse for the international academic community.
    Keywords: thema EDItEUR::A The Arts::AT Performing arts::ATF Films, cinema ; thema EDItEUR::A The Arts::AT Performing arts::ATJ Television
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 8
    Publication Date: 2024-01-17
    Description: An increasing number of preschool teachers have a master's degree, and in Norway, employing preschool teachers with a master’s-level education is a stated political objective. In both Norway and Denmark, there is growing demand for greater expertise in preschool and more career options for preschool teachers and educators. Thus, there is also a need for greater understanding about the impact of academic knowledge on preschool pedagogical practice. In this anthology, new empirical knowledge is presented on how master's-level competence is applied practically within the preschool context, and how academic knowledge is found relevant in practice. The empirical material that forms the basis of this anthology is qualitative interviews with master's-educated teachers in Norwegian and Danish preschools as well as a survey sent to all preschools in Norway. The anthology is also based on historical material and documents that highlight the rise of specialized education in general and master's education in particular. The book stems from the research project “Preschool master in practice”, a collaborative project between researchers at one Danish and two Norwegian educational institutions: VIA University College in Århus, Oslo Metropolitan University, and the University of South-Eastern Norway. The aim of the project has been to increase understanding of how master’s-educated preschool teachers’ feel their particular expertise is put to use, and how their expertise benefits the preschool and creates opportunities within the sector.
    Description: Stadig flere barnehagelærere har masterutdanning. I Norge er det også en uttalt politisk ambisjon om at det skal ansettes flere masterutdannede barnehagelærere i barnehagen. Både i Norge og Danmark ser vi en økende etterspørsel etter mer kompetanse i barnehagen og flere karriereveier for barnehagelærere og pedagoger. Dermed blir det også behov for mer kunnskap om hva som skjer i møtet mellom akademisk kunnskap og barnehagefaglig pedagogisk praksis. I denne antologien presenteres ny empirisk kunnskap om hvordan kompetanse på masternivå anvendes i barnehagen, og hvordan akademisk kunnskap gis relevans for barnehagens praksis. Det empiriske materialet som ligger til grunn for antologien, er kvalitative intervjuer med masterutdannede barnehagelærere i norske og danske barnehager og en spørreundersøkelse sendt ut til alle norske barnehager. Antologien er også basert på historisk materiale og dokumenter som synliggjør framveksten av videreutdanninger generelt og masterutdanning spesielt. Bokutgivelsen springer ut av forskningsprosjektet «Barnehagefaglig master i praksis», som er et samarbeidsprosjekt mellom forskere ved én dansk og to norske utdanningsinstitusjoner, henholdsvis VIA University College i Århus, OsloMet – storbyuniversitetet og Universitetet i Sørøst-Norge. Målet med prosjektet har vært å utvide kunnskapen om hvordan barnehagelærere med barnehagefaglig masterutdanning erfarer at deres kompetanse blir anvendt, og om hvordan kompetansen kommer barnehagen til gode og gis muligheter i sektoren.
    Keywords: professional practice, academic knowledge, early childhood education, dialogical governance, critique, pedagogisk praksis, akademisk kunnskap, barnehage, dialogisk styring, kritikk ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JN Education::JNM Higher & further education, tertiary education::JNMN Universities ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JN Education::JNF Educational strategies & policy::JNFN Inclusive education / mainstreaming
    Language: Danish , Norwegian
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 9
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-11-04
    Description: Published
    Description: Uzun yıllardır uygulanan liberal-kapitalist yönetişim modeli, bireyselleşmeyi ve piyasayı egemen kılıp, özel sektörü büyüterek, devleti ve hizmetlerini sınırlandırarak varlığını bugüne kadar sürdürdü. Ancak COVID-19 krizi ile birlikte bu ekonomik sistemin nasıl bir sonuç doğurduğuna hep birlikte şahit olduk. Dünyanın en büyük ekonomilerine sahip ülkelerin salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan en temel koruma malzemelerini sağlamakta aciz duruma düşmesi, hastaları seçerek tedaviye almaları ve diğerlerini ölüme terk etmeleri, ölen insanlarını taşıyacak tabutları ve gömecek yerlerinin olmaması mevcut sistemlerin ne kadar insani olduğu sorununu somut bir şekilde ortaya çıkardı. Uluslararası rekabette en başarılı ülkeler, üstünlük sağlayan sektörlere ve üretime odaklanarak ekonomik gelişme stratejilerini bugüne kadar sürdürdüler. Ancak uzun tedarik zincirlerine ve küreselleşmeye dayalı bu yapı çökerken, katı sınırlar ve ulusal üretimlerle bu boşluğu doldurma arayışı ön plana çıktı. Ekonomiyle birlikte fonksiyonları zayıflayan, hizmet alan ve kapasitesi kısıtlanan devlet aygıtı ve yapısı, yaşanan salgınla birlikte büyük bir krizle karşı karşıya kaldı. COVID-19 salgınıyla birlikte ekonomik gelişmelere rağmen, sağlık hizmetlerinin ve tarımsal üretimin acil hallerde yarattığı etkilerinin insanlığı tehdit edecek boyutlara nasıl ulaştığını yaşayarak tecrübe ettik. Salgın ile birlikte tarımsal üretim başta olmak üzere temel ihtiyaçları karşılayacak üretimi yapabilmenin önemini bir kez daha anladık. Maske, solunum cihazı, ilaç ve aşı gibi halk sağlığı alanlarında üretim ve hizmetleri sunmanın ne kadar önemli olduğunun bilincine vardık. Üretimlerin stratejik öneminin dönemsel ve ihtiyaçlara göre değişebildiği gerçeğini bir kez daha yaşadık ve paramız olsa da bazı ürünleri ve hizmetleri satın alamayacağımızı gördük. Salgın, küresel düzeyde neredeyse hepimizi ruhsal, fiziksel ve sosyal açıdan eşitleyerek; sağlık, eğitim, gelir eşitsizliği, yoksulluk, işsizlik, göç, iklim krizi, temel insan ihtiyaçlarına erişim dahil her alanda yeni farkındalıklar oluşturdu. Salgın, bir yönüyle bencilliği besledi, dayanışmayı azalttı, yalnızlığa, biyolojik olduğu kadar psikolojik sorunlara ve bilgi kirliliğine yol açtı, ölüm korkusunu bireysel olmaktan çıkarıp, toplumsallaştırdı. Diğer yönüyle de dayanışma ihtiyacını artırdı ve ortak kader duygusunu güçlendirdi. Bu nedenle sosyal uyumu esas alan bir anlayışa olan ihtiyacımız daha fazla önem kazandı. Bundan dolayı toplumsal savrulmayı önleyecek ve panik yaşanmasına fırsat vermeyecek yapılanmaya ihtiyacımız arttı. 1980 sonrasında neoliberal rüzgârların etkisiyle yapılan özelleştirmelerle Türkiye’de de devlet nispeten küçültüldü, ekonomik ve sosyal sorunların yaşandığı bir dönemde küresel salgınla karşılaşıldı. Ancak genel sağlık sigortası, hastane sayısı, yatak kapasitesi gibi alanlarda sahip olduğumuz potansiyel ve kriz yönetme becerimiz sayesinde süreci nispeten daha iyi şartlarda geçirmekteyiz. Fakat bu gerçeğe rağmen ülkemizin de yeni şartlara adapte olmasını sağlayacak, krizi en az zararla atlatacak ve 21. yüzyılın ihtiyaçlarını karşılayacak yeniden yapılanmaya ihtiyacı artmaktadır. Ekonomik ve sosyal alanda yaşananlar yeni bir paradigma değişikliğine ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Çünkü doyumsuzluğu ve obeziteyi besleyen sınırsız ihtiyaçlar algısı yerine, ihtiyaçların sınırlı olduğu ve isteklerin sınırlandırılabileceğini esas alan, bilgi hariç kaynakların sınırlı olduğu ilkesine dayalı yeni bir ekonomik düzeni inşa edecek bir paradigma değişikliğine yönelik beklenti artıyor. Kriz sürecini en az zararla atlatabilmek için hep birlikte dayanışma içinde mücadele ederek, küresel düzeyde yükselen işkollarını ve meslekleri esas alarak, endüstrileri ve iş piyasalarını yeniden yapılandırmak gerekiyor. Bu kitabın editörlüğünü üstelenen, yazar olarak katkıda bulunan ve hazırlanmasında görev alan fakültemizin çok kıymetli hocalarına bu vesileyle bir kez daha çok teşekkür ediyorum. 84 yıllık birikimimize uygun bir şekilde dünyada ve ülkemizde yaşanan ve yaşanacak sorunlara öğretim üyelerimiz kayıtsız kalmamış, var olan zor şartlara rağmen alternatifler üreterek, yol gösterici öngörülerde bulunmuşlardır. Hiç kuşkusuz bu kitap ön çalışma niteliğindedir, verilere ulaşıldıkça detaylandırılacaktır. Ufuk açıcı ve faydalı olması dileğiyle saygılar sunuyorum.
    Keywords: bic Book Industry Communication::M Medicine::MB Medicine: general issues::MBD Medical profession::MBDC Medical ethics & professional conduct ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences ; bic Book Industry Communication::M Medicine::MB Medicine: general issues::MBN Public health & preventive medicine
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 10
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-14
    Description: Published
    Description: EditörNilgün Bozbuğa, Sevinç Gülseçen, Vedat Kamer, Başak Kurtuldu Günümüzde bireysel ve toplumsal yaşam tarzının, alışkanlıkların ve ihtiyaçların değişimi doğrultusunda sağlık ihtiyaç ve alışkanlıklarında da büyük bir değişim söz konusudur. Toplumsal yaşam tarzı değişimi, dijitalleşme ve mobil toplum örneği ile karşılık bulmaktadır. Yapay zekâ, derin öğrenme ve yapay sinir ağları, akıllı karar destek sistemleri, giyilebilir teknolojiler, sensörler, otonom/robotik araçlar, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, bulut bilişim sistemleri, nesnelerin internet ve geniş bant internet teknolojisi, web, gerçek zamanlı veri aktarımı, büyük veri, blokzincir, üç boyutlu yazıcılar, nanoteknoloji, biyoteknoloji ve kuantum bilgi işlem gibi gelişen teknolojik atılımların etkileri toplumsal ve ekonomik yaşamda bir dönüşüm süreci başlatmıştır. Akıllı sağlık, bireylerin sağlıkları ile ilgili farkındalıklarını ve yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen, sağlık verisinin analiz edilmesiyle sağlık hizmetlerini iyileştirmeye yönelik yaklaşımların bütünüdür. Bilişim ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasının ortaya çıkardığı düşünce tarzı, anlayış ve kavrayışın neticesi olarak akıllı sağlık, sağlığın dijital dönüşümünün bir sonraki aşamasını oluşturmaktadır. T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından 2013-2017 stratejik planında yer alan ve 2015 yılındaki Sağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında kurulan Ulusal Sağlık Sistemine entegre edilen dijitalleşme ile e-Sağlık bileşenleri hayata geçirilmeye başlanmıştır. Ağustos 2021 tarihinde 11. Kalkınma Planı ile Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programları doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi yayınlanmıştır. Raporda belirlenen stratejik öncelikler arasında vurgulandığı üzere, dönem sonu 2025 yılında yapay zekânın gayrisafi yurtiçi hasılaya katkısının %5’e yükseltilmesi hedeflenmektedir. 21. yüzyıl ülkelerinin refah düzeyini bilgiye ulaşma, bilgiyi işleme ve bilgiyi kullanma düzeyi belirlemektedir. Ancak gelecek yönelimlerinde, kompleks niteliklerle çok daha hızlı seyreden teknolojik gelişmeler ile yasal ve etik düzenlemeler senkronize değildir. Gelecekte genom bilimi, malzeme bilimi, nanoteknoloji, doku mühendisliği, bilgi bankaları, veri işleme, doğal dil işleme, sanal gerçeklik ve tıp bilişimi desteğiyle akıllı sağlık uygulamaları öngörülenden çok daha ileri boyutlara taşınabilecektir.
    Keywords: thema EDItEUR::U Computing and Information Technology::UY Computer science
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
Close ⊗
This website uses cookies and the analysis tool Matomo. More information can be found here...