ALBERT

All Library Books, journals and Electronic Records Telegrafenberg

Your email was sent successfully. Check your inbox.

An error occurred while sending the email. Please try again.

Proceed reservation?

Export
Filter
  • Japanese  (92)
  • Turkish  (84)
Collection
Language
  • 1
    Publication Date: 2024-04-04
    Description: Published
    Description: Bu kitap Cumhuriyetimizin 100. yılı anısına İstanbul Üniversitesi’nin başlatmış olduğu etkinlik kapsamında, Cumhuriyetimize armağan olarak hazırlanmıştır. Bu kitapta temel amacımız, kitabın yazarlarının yapmış oldukları uluslararası yayınları ve bilimsel çalışmaları bir bütünlük içinde bir araya getirmektir. Bu çerçevede gerekli olan temel yapılar ayrıntılı olarak verilmiştir. Yaptığımız çalışmaları, genç araştırmacıların dikkatine sunmak ve bu konuların ülkemizde yaygınlaşmasını sağlamak hedeflenmektedir. Kitap beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Ön Bilgiler başlığı altında kitapta kullanılan fonksiyonel analiz, ölçü kuramı, soyut harmonik analizi ve Fourier analizine ilişkin temel kavramlar verilerek alt yapı kurulmaktadır. İkinci bölümde dışbükey fonksiyonlar ve temel özellikleri üzerinde durulmuştur. Üçüncü ve Dördüncü bölümler, bu kitabın temel çalışma konusu olan Young fonksiyonları ve Orlicz fonksiyon uzaylarına ayrılmıştır. Beşinci bölüm kitabın ana hedefini oluşturmaktadır. Burada İstanbul Üniversitesi, Matematik Bölümünde bu kitabın yazarları tarafından Orlicz uzayları üzerine yapılan bilimsel çalışmalardan ve uygulamalardan kesitler sunulmuştur. Bu çalışmalar, (soyut) harmonik analiz, Fourier analizi, zaman-frekans analizi ve fonksiyonel analiz gibi matematiksel analizin dallarını kapsamaktadır. Bu kitabın yazımında ve yayınında emeği geçen herkese, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne, Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Tansel AK’a ve Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Elif AKALIN’a teşekkür ederiz. Aklın ve bilimin egemenliğinde kurucu önderimiz Atatürk’ün bizlere armağan ettiği Cumhuriyet ve kazanımları çalışmalarımızın dayanağıdır. Daima minnet ve teşekkürlerimizle....
    Keywords: thema EDItEUR::P Mathematics and Science::PB Mathematics
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 2
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: The word orphan, derived from the root “yütm” meaning “to be alone, to be left alone”, expresses the uniqueness of the object. Being an orphan can be understood as a child being unprotected in terms of meeting his/her basic needs and observing his/her rights. Although the duty of protection and support is traditionally attributed to the father, it would be more appropriate to understand the concept of an orphan as a child who has lost material and spiritual support that would protect him from dangers even if his parents are alive. The fact that the term orphan is used in daily language in our civilization to evoke this situation also confirms the meaning. Our Holy Qur’an emphasizes the importance of protecting the rights of certain social groups to strengthen justice and solidarity in society. In the process of building a just and peaceful world, the poor, stranded travelers, close relatives, neighbors, and the needy can be immediately listed among these groups whose rights should be respected first and foremost. Among these groups, orphans are another group that is particularly emphasized. Orphanhood is not only associated with not being wealthy. Since orphanhood is used for children who are not capable of protecting and defending their rights, it is also a concept directly related to children’s rights. Therefore, treating the phenomenon of orphanhood within child rights will significantly contribute to understanding rights and freedom. A system of thought based on the protection of all children in this situation and the institutionalization of social solidarity in light of this can initiate a process that will bring about a perspective and institutionalization that can be extended to all rights. For all these reasons, it is of great importance that the Symposium on Orphans and Abandoned Children, which deals with the phenomenon of orphanhood from a scientific point of view and brings together academics, experts, and practitioners from different disciplines related to the subject, was organized on the World Children’s Day and that the academic papers here have been published as a book.
    Description: Published
    Description: “Yalnız olmak, tek başına kalmak” anlamındaki “yütm” kökünden türeyen yetîm kelimesi nesnenin tekliğini ifade eder. Çocuğun yetim kalması ise aslî ihtiyaçlarının karşılanması, himaye edilmesi ve haklarının korunması bakımından sahipsiz kalması olarak anlaşılabilir. Geleneksel olarak himaye etme ve destek olma vazifesi babaya nispet edilse de, yetim kavramını bir çocuğun ebeveynleri sağ olsa da onu tehlikelerden koruyacak her türlü desteği yitirmiş olması olarak anlamak daha yerinde olacaktır. Medeniyet iklimimizde günlük dilde yetim ifadesinin bu durumu çağrıştıracak şekilde kullanılması da anlamı teyit etmektedir. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim toplumda adaletin ve dayanışmanın güçlenmesi için bazı sosyal grupların haklarının gözetilmesinin önemine vurgu yapmaktadır. Adil ve barış içinde bir dünyanın inşa sürecinde hakları en başta gözetilmesi gereken bu gruplar içinde, yoksullar, yolda kalmışlar, yakın akrabalar, komşular, muhtaçlar hemen sıralanabilir. İşte bu gruplar arasında özellikle vurgulanan bir diğer grup yetimlerdir. Yetimlik sadece varsıl olmamakla ilişkilendirilemez. Yetimlik, haklarını koruyabilecek ve savunabilecek yeterlikte olmayan çocuklar için kullanıldığından doğrudan çocuk hakları ile ilgili bir kavram olarak da karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla yetimlik olgusunu çocuk hakları içinde değerlendirmek, hak ve özgürlükler anlayışına da önemli katkılar yapabilecek bir yaklaşımı beraberinde getirecektir. Böyle durumda olan tüm çocukları korumayı esas alan bir düşünce sistemi ve bunun ışığında sosyal dayanışmanın kurumsal hale getirilmesi, tüm haklara teşmil edilebilecek bir bakış açısını ve kurumsallaşmayı beraberinde getirecek süreci başlatabilir. Tüm bu nedenlerle yetimlik olgusunu bilimsel bir bakış ile ele alan, konu ile ilgili farklı disiplinlerden akademisyenleri, uzmanları ve uygulayıcıları bir araya getiren Yetim ve Kimsesiz Çocuklar Sempozyumu’nun Dünya Çocuk Hakları Gününde düzenlenmiş olması ve buradaki tebliğlerin kitaplaşmış olması çok büyük önem arz etmektedir.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JK Social services & welfare, criminology::JKS Social welfare & social services::JKSN Social work ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JK Social services and welfare, criminology::JKS Social welfare and social services::JKSN Social work
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 3
    Publication Date: 2024-03-23
    Description: Published
    Keywords: thema EDItEUR::A The Arts::AT Performing arts::ATF Films, cinema ; thema EDItEUR::A The Arts::AT Performing arts::ATJ Television
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 4
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-02-06
    Description: Published
    Description: Cumhuriyetimizin yüzüncü yıldönümünü idrak ettiğimiz 2023 yılında Türkiye Ekonomisi’nin yüz yıllık yolculuğunun çeşitli yönleriyle incelenmesi ve böylece Fakültemizin ilk iktisat kongresinden itibaren atılmaya başlanan kuruluş tohumlarının 1936 yılında filizlenmesiyle Türkiye Ekonomisi’nin fikri sahada en önemli aktörü olan İktisat Fakültemizin de Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, geçen yüzyılın önemli tanıklarından biri olması hasebiyle geniş kurumsal kültürü ve yetkin kadrosuyla tanıklığını dillendirme görev ve sorumluğunun bulunduğuna şüphe yoktur. Fakültemizin bu anlamlı yılda her biri kendi alanında birbirinden değerli yazıların yer aldığı bu esere imza atması hepimiz için büyük bir gurur ve memnuniyet vesilesi olmuştur. Kitapta Cumhuriyetimizin ilk yüz yılında Türkiye Ekonomisi; mali, siyasi, hukuki, sosyolojik ve davranış bilimleriyle ilişkisi ve etkileşimi çerçevesinde ele alınmış ve böylece bu döneme global bir perspektiften yaklaşılması amaçlanmıştır. Kitap projesinin Cumhuriyet Dönemiyle sınırlı tutulması, ilk yüzyılın tamamlanarak ikinci yüzyıla geçilmekte olmasının törensel bir sonucudur. Gayet tabiidir ki; kitapta incelenen hususların büyük bir kısmının Cumhuriyet öncesinde Osmanlı Dönemine uzanan kökleri, öncülleri bulunmaktadır. Zamanın devamlılık gösteren bir süreç olduğu dikkate alındığında Cumhuriyetimizin ilk yüz yılından önceki zamanlarla, Osmanlı İmparatorluğu dönemi gelişmeleriyle birlikte okunmasının geleceğin daha isabetli planlanmasına önemli katkılar sağlayacağı unutulmamalıdır.
    Keywords: bic Book Industry Communication::K Economics, finance, business & management::KC Economics
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 5
    Publication Date: 2024-01-18
    Description: Since COVID-19 entered our lives, it has affected our social life, our working life, our lifestyle, our patient care services, our research, and even our behavioral style. Moreover, this epidemic has affected not only one country but also all countries of the world at the same time and with a similar intensity. Almost the health systems of the countries were tested with a test consisting of the same questions. During the pandemic, many unknown equations were intertwined. We had so many unknowns at the beginning of the epidemic. We did not yet clearly know how we approached patients, how to treat them, and what drugs should be given. Over the past two years, much research and many experiences have taught us how to behave against the disease. During the pandemic, we learned by experience how damaging information pollution can be. The epidemic also showed us the vaccine wars. We have seen how valuable the vaccines we use to get rid of the epidemic are, how developed countries have entered vaccine wars, and the change in the dynamics of the epidemic with vaccination. The years 2020-2022 will be defined as the epidemic years. During this epidemic, we saw that it was precious for physicians to get the correct information. This source has been tried to be created thanks to the fact that it has written down the experiences gained by experiencing this epidemic in person. We would like to express our sincere thanks to all our friends who contributed to the creation of the book. We hope this book will benefit readers.
    Description: Published
    Description: COVID-19 hayatımıza girdiği tarihten beri sosyal hayatımızı, çalışma hayatımızı, yaşayışımızı, hasta bakım hizmetlerini, araştırmalarımızı ve hatta davranış tarzımızı etkiledi. Üstelik bu öyle bir salgın ki sadece bir ülkede değil, bütün dünya ülkelerinde aynı zamanda ve benzer yoğunlukta etkilendi. Adeta ülkelerin sağlık sistemleri aynı sorulardan oluşan bir sınavla sınandı. Salgın sırasında birçok bilinmeyen denklem iç içe idi. Salgın başında o kadar çok bilinmeyenimiz vardı ki. Hastalara nasıl yaklaştığımızı, nasıl tedavi vereceğimizi ve hangi ilaçların verilmesi gerektiğini henüz net bir şekilde bilmiyorduk. Geçen iki yıl zarfında birçok araştırma ve birçok deneyim bizim hastalığa karşı nasıl davranmamız gerektiğini öğretti. Salgın sırasında bilgi kirliliğinin ne kadar zarar verebilir olduğunu yaşayarak öğrendik. Salgın bize birde aşı savaşlarını gösterdi. Salgından kurtulmak için kullandığımız aşıların ne kadar değerli olduğunu, gelişmiş ülkelerin nasıl aşı savaşlarına girdiğini aşılama ile beraber salgın dinamiklerindeki değişimi gördük. 2020-2022 yılları salgın yılları olarak tanımlanacaktır. Bu salgın sırasında hekimlerin doğru bilgilerin ulaşmasının çok değerli olduğunu gördük. Elinizdeki bu kaynak salgını bizzat yaşayarak elde edilen tecrübelerini yazıya dökmesi sayesinde oluşturulmaya çalışılmıştır. Kitabın oluşturulmasındaki emeği olan tüm arkadaşlarımıza içten teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Bu kitabın okuyuculara fayda getirmesini diliyoruz. Bu kitabı, canı pahasına COVID-19 ile savaşan ve hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanlarına armağan ediyoruz.
    Keywords: Covid-19 ; Disease ; MJCJ
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 6
    Publication Date: 2024-04-09
    Description: Published
    Description: Geçmişte yaşanan iklim değişikliklerinin nedenlerinin ve etkilerinin anlaşılması, insanoğlunun gelecekte karşılaşacağı çevresel değişiklikleri önceden tahmin etmesi ve önlemler alması açısından önem arz etmektedir. İnsanın yeryüzündeki varlık süresince, yani Kuvaterner’de yaşanan iklim değişiklikleri, buzul ve buzularası çağlarının yaşanmasına yol açarak, yer küreyi ve üzerinde yaşayan canlıların hayatını şekillendirmiştir. Ülkemiz de Kuvaterner buzullaşmalarının etkisinde kalmış ve Anadolu’nun farklı bölgelerindeki yüksek alanlarda gelişen buzulların bazıları günümüze kadar ulaşmıştır. İklim değişikliği etkisiyle ortadan kalkan buzulların oluşturduğu yer şekilleri ise çoğu sahada korunmuştur. Anadolu’daki buzullaşmalar ve bunlara ait yer şekilleri araştırmacılar tarafından sıklıkla çalışılmış olmakla birlikte morfometrik analizler sınırlı sayıda araştırmada uygulanabilmiştir. Buzul morfometrisi konusunda yeni yöntem ve yaklaşımlar son buzul çağının etkilerini daha net anlaşılmamıza imkân tanımaktadır. Bu araştırma kitabı ile Batı Torosların doğu ucunda yer alan ve daha önce literatürde geçmeyen Kuvaterner buzullaşmalarının izlerinin yaygın bir şekilde gördüğümüz Kuşak Dağı’nın jeomorfolojik özelliklerini arazi çalışmaları ve İHA verileri kullanarak haritalamak, ayrıca morfometrik analizlerle Kuşak Dağı ve Batı Toroslar hakkında paleoiklimsel değerlendirmelerde bulunmak hedeflenmiştir. Yine bu kitapta buzul jeomorfolojisi konusunda yeni yöntem ve yaklaşımlar ayrıntılı açıklanmaya çalışılarak bu konularda çalışacak genç araştırmacılar için Türkçe kaynak kitabı olması amaçlanmıştır.
    Keywords: thema EDItEUR::R Earth Sciences, Geography, Environment, Planning::RG Geography::RGB Physical geography and topography
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 7
    facet.materialart.
    Unknown
    Sakarya Üniversitesi Yayınları | Sakarya Üniversitesi Yayınları
    Publication Date: 2024-01-18
    Description: Fire scene investigators examine the physical characteristics of a fire scene and identify and collect physical evidence at the scene. This evidence is then analyzed to help determine whether the cause of the fire was accidental or intentional. During the fire scene investigation, investigators may find evidence that could point to criminal activity, such as accelerants, damaged vehicles, and certain burn patterns. As a study aimed at developing new tools and techniques for interpreting, identifying, and analyzing evidence at the scene of a fire, this book will hopefully contribute to the improvement of fire research and help fill a gap in this field in our country.
    Description: Published
    Description: Yangın yeri inceleme ekipleri yangın yerinin fiziksel özelliklerini inceler ve olay yerindeki fiziksel kanıtları tespit edip toplar. Bu kanıtlar daha sonra yangının nedeninin kaza mı yoksa kasıtlı mı olduğunu belirlemeye yardımcı olmak için analiz edilir. Araştırmacılar, yangın yeri incelemesi sırasında, hızlandırıcılar, hasarlı araçlar ve belirli yanık modelleri gibi suç faaliyetlerine işaret edebilecek kanıtlar bulabilirler. Yangın yerindeki kanıtların yorumlanması, tanımlanması ve analiz edilmesine yönelik yeni araç ve tekniklerin geliştirilmesini amaçlayan bir çalışma olan bu kitabın, yangın araştırmalarının gelişmesine katkıda bulunacağı ve ülkemizde bu alandaki bir boşluğun doldurulmasına yardımcı olacağı umulmaktadır.
    Keywords: Fire ; Investigation ; TNKF
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 8
    Publication Date: 2024-01-18
    Description: Turkic World studies seem to be a topic that attracts scientific attention day by day. The continuous increase in cooperation, rapprochement, and mobility between Turkish-speaking countries and communities since 1991 might be shown as the main dynamic behind this interest. The richness of the Turkic Republics in terms of natural resources, their location on the energy and transportation corridors, the change of the balances in the Caucasus with the Second Karabakh War in 2020, and the transition of the Turkic Council from a cooperation organization to an interstate organization in 2021 under the name of the "Organization of Turkic States" also accelerate the work of the Turkic World. In the meantime, the popularization of some geopolitical determinations and predictions in the context of scientific interest in the region can be shown as an important factor. Similar to the rise of Europe in the industrial age, we can talk about the rise of Asia in the information age. The sources of political and economic power are shifting to Asian geopolitics and this process continues to strengthen. Such analyses and predictions, which bring to the agenda that in the 2050s, Asia will regain its former central position also encourage academic interest in Central Asia. This book is the product of the goal of creating an original work for the Turkish World with gap-filling parameters and process analyses determined by a meticulous preliminary study in the light of the mentioned background. In this direction, three basic perspectives such as the effort to determine the capacities of the countries with comparative analyses, to look at the Turkish World from the perspective of problems, and to embody the Turkish World based on the community, autonomous region, and country sections dominate the work. With comparative analyses, it has been tried to embody the capacities of the countries within the parameters such as sustainable development potential, transportation systems, scientific performance, evolution in the political system, education system, and values of education. On the other hand, the crises affecting the Turkic World were discussed with the analysis of Karabakh, which is the main crisis, and the Russia-Ukraine War, which is the current crisis. On the other hand, the analysis of the thirty-year process in the Turkish World, starting from the scales of the community, autonomous region, and country, was carried out through the examples of Georgia, Tatarstan, and Uzbekistan.
    Description: Published
    Description: Türk Dünyası çalışmaları bilimsel ilgiyi giderek üzerine çeken bir konu başlığı görünümündedir. Bu ilginin arka planında yer alan başlıca dinamik olarak, Türkçe konuşan ülke ve topluluklar arasında 1991 yılından bugüne; iş birliği, yakınlaşma ve mobilitedeki sürekli artış gösterilebilir. Türk Cumhuriyetlerinin doğal kaynaklar bakımından zengin olması, aynı zamanda enerji ve ulaşım koridorları üzerinde yer almaları, 2020’deki İkinci Karabağ Savaşıyla Kafkasya’daki dengelerin değişmesi ve Türk Konseyi’nin 2021 yılında “Türk Devletleri Teşkilatı” adını alarak bir iş birliği örgütünden devletlerarası teşkilata geçiş süreci içine girmesi gibi gelişmeler de Türk Dünyası çalışmalarına ivme kazandırmaktadır. Bu arada bölgeye olan bilimsel ilgi bağlamında bazı jeopolitik tespit ve öngörülerin popülerleşmesinden de bahsedilebilir. Buna göre sanayi çağında Avrupa’nın yükselişine benzer bir şekilde bilgi çağında da Asya’nın yükselişi söz konusudur. Politik ve ekonomik güç kaynakları Asya jeopolitiğine kaymakta ve bu süreç güçlenerek devam etmektedir. Asya’nın 2050’li yıllarda eski merkezi konumuna tekrar ulaşacağını gündeme taşıyan bu tarz analiz ve öngörüler Orta Asya’ya yönelik akademik ilgiyi de teşvik edici niteliktedir. Bu kitap bahsedilen arka planın ışığı altında, titiz bir ön çalışmayla belirlenen boşluk doldurucu parametreler ve süreç analizleriyle Türk Dünyasına yönelik özgün bir eser oluşturma hedefinin ürünüdür. Bu doğrultuda; karşılaştırmalı analizlerle ülke kapasitelerini belirleme çabası, Türk Dünyasına sorunlar penceresinden bakma ve yine Türk Dünyasını topluluk, özerk bölge ve ülke kesitlerinden hareketle somutlaştırma gibi üç temel bakış açısı esere hâkimdir. Karşılaştırmalı analizlerle ülke kapasitelerini somutlaştırma; sürdürülebilir kalkınma potansiyeli, ulaşım sistemleri, bilimsel performans, siyasal sistemdeki evrim, eğitim sistemi ve değerler eğitimi gibi parametreler dâhilinde gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Türk Dünyasını etkileyen krizler ise; başlıca kriz konumunda olan Karabağ ve güncel kriz olan Rusya-Ukrayna Savaşına yönelik analizlerle ele alınmıştır. Türk Dünyasındaki otuz yıllık sürece topluluk, özerk bölge ve ülke ölçeklerinden hareketle göz atma ise; Gürcistan, Tataristan ve Özbekistan örnekleri üzerinden gerçekleştirilmiştir.
    Keywords: Turkic World ; JFC
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 9
    facet.materialart.
    Unknown
    Fondazione Università Ca' Foscari
    Publication Date: 2024-02-22
    Description: The present volume, a collection of papers focusing on Venice and those former Venetian colonies which passed to the Ottoman Empire during the early Modern age, retraces the relationship between Venetians and Ottomans in terms of their economic and social history from the end of the XV to the XVIII century showing the permeability of the ruling forces of these two great empires within a continuous and changing stream.
    Keywords: Sehzade Mehmed,Ottoman household system,Ahd-nāme,Mehmed III,Laonicos Chalkokondyles,Rethymno,Ottoman history,Trade privileges,Income and expenses of the Ottoman Empire,Anonymous author from 1490,Byzantium,Ottoman Empire,Trade,Larnaca,Mülk villages,Chrysobull,Crete,Commodity,Tapu registers,Iacopo Promontorio de Campis,Levant,Insurances history,Venetian,John VIII Paleologus,Venetian Candia,Venetian diplomats,Felix Petantius,Sultan Mehmed II,Ottoman Candia,Ottoman Economic History,Vineyards,Property,Ottoman,Maritime transportation,Venice,Commercial partnerships history,Ottoman merchants,Murad III,16th century centralization,Venetian notaries,Spatial history,Ottoman empire
    Language: English , Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 10
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-02-07
    Description: Since the establishment of the Republic of Turkey is the 100th year, 2023 is of great importance for all of us. As faculty members of the Faculty of Nursing, Istanbul University, 100 of our Republic. In memory of the year “Nursing and Ethics,” we are proud to share the book with our valuable readers. Nursing and ethics are closely linked by the nature of care actions, which are the main functions of nursing. “Nursing and Ethic” book, is written to be a book that can be used both during the undergraduate and graduate education of nursing students and in the prevention of ethical problems that our colleagues may interfere with during their professional lives and in the easier resolution of ethical problems. “The book Nursing and Ethics” will be used in the prevention and solution of ethical problems they may face concerning human dignity, integrity, and human rights to offer and maintain nursing care, professional values, and ethical codes, codes, it contains the universal ethical principles and the basic knowledge and skills necessary to solve ethical problems. In the book “Nursing and Ethic”, the topics of the basic departments in nursing are considered in terms of the ease of use of both nursing students and our colleagues. In the book “Introduction to Ethics, Internal Medicine Nursing and Ethics, Surgical Nursing and Ethics, Child Nursing and Ethics, Women's Health Nursing and Ethics, Psychiatric Nursing and Ethics, Education, and Ethics in Nursing, and Ethics in Nursing, A total of 10 units including Management and Ethics in Nursing, Public Health Nursing and Ethics, Research and Publication Ethics in Nursing,” and 40 departments are included in these units. The “Nursing and Ethics” book was completed with the participation of 46 authors who are experts in the field from different regions of Turkey.
    Description: Published
    Description: Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı olması sebebiyle 2023 yılı hepimiz için büyük önem taşımaktadır. İstanbul Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi öğretim elemanları olarak, Cumhuriyet’imizin 100. Yılı anısına “Hemşirelik ve Etik” kitabını siz değerli okurlarımız ile paylaşmanın gururunu yaşıyoruz. Hemşirelik ve etik, hemşireliğin temel işlevi olan bakım eylemlerinin doğası gereği yakın ilişki içindedir. “Hemşirelik ve Etik” kitabı, hem hemşirelik öğrencilerinin lisans ve lisansüstü eğitimleri süresince hem de meslektaşlarımızın meslek yaşamları boyunca karışabilecekleri etik sorunların önlenmesi ve etik problemlerin daha kolay çözülebilmesinde kullanabilecekleri bir kitap olmasını amacıyla yazılmıştır. “Hemşirelik ve Etik” kitabı insan onuruna, bütünlüğüne ve insan haklarına saygılı bir şekilde hemşirelik bakımı sunmaları ve sürdürebilmeleri sırasında karşılaşabilecekleri etik sorunların önlenmesi ve çözümünde kullanacağı mesleki değerler, etik kodlar, evrensel etik ilkeler ve etik sorunların çözümüne yönelik gerekli temel bilgi ve becerileri içermektedir. “Hemşirelik ve Etik” kitabında hem hemşirelik öğrencileri hem de meslektaşlarımızın kullanımının kolay olması açısından hemşirelikte yer alan temel anabilim dalları dikkate alınarak konular ele alınmıştır. Kitapta “Etiğe Giriş, İç Hastalıkları Hemşireliği ve Etik, Cerrahi Hemşireliği ve Etik, Çocuk Hemşireliği ve Etik, Kadın Sağlığı Hemşireliği ve Etik, Psikiyatri Hemşireliği ve Etik, Hemşirelikte Eğitim ve Etik, Hemşirelikte Yönetim ve Etik, Halk Sağlığı Hemşireliği ve Etik, Hemşirelikte Araştırma ve Yayın Etiği” olmak üzere toplam 10 ünite ve bu ünitelerin içerisinde 40 bölüm yer almaktadır. “Hemşirelik ve Etik” kitabı Türkiye’nin farklı bölgelerinden alanında uzman 46 yazarın katılımıyla tamamlanmıştır.
    Keywords: bic Book Industry Communication::M Medicine::MB Medicine: general issues::MBD Medical profession::MBDC Medical ethics & professional conduct ; bic Book Industry Communication::M Medicine::MQ Nursing & ancillary services::MQC Nursing
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 11
    Publication Date: 2024-01-18
    Description: With the onset of integration of web technologies into our lives, a global transformation process has been triggered and traditional approaches have tended to evolve into digital organisms as a past aspect of the millennium line. The one-way information transfer process, which was activated with the Web 1.0 era, took root on the basis of content sharing and 'collaboration' with Web 2.0, and was characterized in a 'smart' and 'individualized' form with the Web 3.0, and eventually ended up searching for an artificial intelligence-oriented direction. The developments in machine learning, deep learning, and natural language processing algorithms, on the other hand, were crowned with the Web 4.0 technology, and the artificial intelligence-based virtual reality atmospheres became the center of attention as the new phenomenon of digital. As far as the relevant perspective is concerned, it is possible to say that today's modernization standards are shaped within the framework of technology. While the parameters of the 'new generation world' are built on the digital plane, the 'new generation of people' generations develop specifically in the skills of this plane.
    Description: Published
    Description: Web teknolojilerinin hayatımıza entegre olmaya başlamasıyla küresel çaplı bir dönüşüm süreci tetiklenmiş ve geleneksel yaklaşımlar, milenyum çizgisinin geçmişte kalan yönü olarak dijital organizmalara evrilme trendinde bir yönelim içerisine girmişlerdir. Web 1.0 dönemi ile aktif hale gelen tek yönlü bilgi aktarımı süreci, Web 2.0 ile içerik paylaşımı’ ve ‘iş birliği’ yapabilme temelinde kök salmış; Web 3.0 ile ‘akıllı’ ve ‘bireyselleştirilmiş’ bir formda karakterize edilerek yapay zeka eksenli bir yön bulma arayışı içerisine girmiştir. Makine öğrenmesi, derin öğrenme ve doğal dil işleme algoritmalarındaki gelişmeler ise Web 4.0 teknolojisiyle taçlanmış ve yapay zeka tabanlı sanal gerçeklik atmosferleri, dijitalin yeni fenomeni olarak ilgi odağı haline gelmiştir. İlgili perspektiften hareketle; günümüz modernizasyon standartlarının teknoloji çerçevesinde şekil aldığını söyleyebiliriz. ‘Yeni nesil dünya’ parametreleri, dijital düzlem üzerine inşa edilirken ‘yeni nesil insan’ jenerasyonları ise bu düzlem becerileri özelinde gelişim göstermektedir. Covid 19 sonrası yaşanan süreçle birlikte bilginin, dijitalde yapılandığı ivme hız kazanmış ve teknoloji tabanlı pedagojik paradigmalar ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu paradigmaların öğrenme ortamlarına yansımasıyla geleneksel sınıf atmosferleri algısında radikal değişikliklerin meydana geldiğini söylemek mümkündür. Dijital eğitim uygulamaları, yüz yüze eğitim metodunun bir alternatifi olmanın ötesinde pedagojinin başat unsuru olma yönünde hızla gelişim gösterirken öğretmen ve öğrenci arasındaki etkileşim süreci, çevrim içi merkezli öğretim tasarımları merceğinde desenlenme dönüşümü göstermektedir. Dil eğitimi sahası da ilgili entegrasyondan etkilenmekte ve yeni nesil dil becerileri, dijital yeterlikler ekseninde evrim geçirme haliyle karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla yabancı dil olarak Türkçe öğretimi olgusu, yabancı dil olarak dijital Türkçe öğretimi çerçevesinde kavramsallaşmakta; bir başka deyişle teknoloji tabanlı beceriler odaklı örnek dil tanımlayıcılarıyla (illustrative descriptors) betimlenme eğilimi sergilemektedir. İlgili önem durumu, bu çalışmanın biçimlenmesine zemin hazırlamış ve Yabancı Dil Olarak Dijital Türkçe Öğretimi kitabı, teknolojik adaptasyonun getirdiği bir ihtiyacı karşılama güdüsüyle ortaya çıkmıştır. Bu bağlamdan hareketle çalışmanın ortaya çıkış amacının; sanal ortamlarda web araçlarıyla uygulanacak yabancı dil öğretimine ilişkin dijital bir farkındalık kazandırmak amaçlanmıştır. Yabancı Dil Olarak Dijital Türkçe Öğretimi; ‘Dijital Öğrenme ve Yabancı Dil Öğretimine İlişkin Teorik Çerçeve’, ‘Dijital Beceri Alanlarına İlişkin Web Tabanlı Uygulama Araçları, ‘Dijital Öğrenme Ortamı Yapılandırmaya İlişkin Web Tabanlı Uygulama Araçları’, ‘Dijital Öğretim Materyallerine İlişkin Web Tabanlı Uygulama Araçları’, ‘Dijital Ölçme ve Değerlendirme Etkinliklerine İlişkin Web Tabanlı Uygulama Araçları’ ve ‘Dijital Öğretim ‘Yaklaşımlarına İlişkin Yenilikçi Uygulamalar’ olmak üzere altı alt başlık temelinde yapılandırılmış 22 bölümden meydana gelmektedir. Araştırma kapsamında tanıtılan dijital uygulama araçlarının, her bölüm içeriğinin kendi temasına uygun olacak şekilde uygulama örnekleri ve etkinlikler üzerinden somutlaştırılması esas alınmıştır. Dolayısıyla çalışma sınırları çerçevesinde tanıtılan aynı dijital araçların, farklı bölüm metinlerinde farklı işlevlerine yönelik çeşitli özelliklerinin zengin örneklendirmeler aracılığıyla ön plana çıkartılmasına dikkat edilmiştir. İlgili düzlemde çalışmadan yararlanacak olan araştırmacı, eğitmen ve eğitmen adaylarına; dijital teknoloji araçlarının yabancı dil öğretiminde kullanımına ilişkin geniş bir perspektif sunmak temel ilke edinilmiştir. Çalışmada yer alan bölüm içeriklerinin belirli bir kompozisyon ve tutarlılık dahilinde sunulması adına farklı bölümlerde yer alan aynı dijital araçların birbirinden farkı işlev ve detaylı açıklamalarına ilişkin dipnotlar aracılığıyla köprüler oluşturularak bölümler arası bütünlük oluşturulması amaçlanmıştır. Yabancı Dil Olarak Dijital Türkçe Öğretimi kitabında yer verilen her bölüm içeriği, alan uzmanlarının görüşüne başvurularak literatüre katkı sağlayacak şekilde tasarlanması prensibiyle oluşturulmuştur. Bölüm içeriklerinde verilen teorik ve kuramsal çerçeveler, farklı literatür çalışmalarıyla desteklenmiş bilimsel alt yapıya dayalı bir zeminde aktarılması hedeflenmiştir. Dijital araçların sunumu sırasında yapılandırılan etkinlik örneklerinin, CEFR ile uyumlu olması ölçüt alınmış ve otantik bağlamlar üzerinden gerçekçi öğrenme atmosferleri kurgulanarak eğitmen ve eğitmen adaylarının eğitim ortamlarında rahatlıkla uygulayabileceği düzeyde olması temel alınmıştır.
    Keywords: Language Learning ; Turkish ; Teaching ; CJA
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 12
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: Published
    Description: Yaşlanma, hayatın kaçınılmaz ve ertelenemez bir parçasıdır. Yaşlanma ile birlikte hücrelerimizde ve organlarımızda fonksiyonel ve yapısal önemli değişiklikler olmaktadır. Dünyada 20.Yüzyılın başında başlayan hızlı nüfus artışı ile birlikte yaşam şartlarında düzelme ve tedavi seçeneklerinin artması yaşlı nüfus sayısının da artmasına neden olmuştur. 2030 yılında, dünya üzerinde her altı kişiden birinin 60 yaş üzerinde olacağı öngörülmüştür. 80 yaş üzerindeki bireylerin ise 426 milyon olması beklenmektedir. Bu artış nedeniyle tek başına “yaşlı” kavramı yeterli olmamış, genç yaşlılık (65-74 yaş), orta yaşlılık (75-84 yaş) ileri yaşlılık (〉85 yaş) kavramlarının kullanılması gerektiği öne sürülmüştür. Bir ülkenin yaşlı nüfusunun toplam nüfusa oranı %8-10 arasında olması ülkenin ‘’yaşlı’’, %10 üzerinde olması ‘’çok yaşlı’’ olduğu anlamına gelmektedir. Ülkemizde bu oranın 2050 yılından %20.8 olması beklenmektedir. 2030 yılında ise ortalama yaşam süresi 74-79 yıl olacaktır. Yaşlanmanın toplumlarda artışı bazı sağlık sorunlarının daha sık görülmesine neden olmaktadır. Buna paralel olarak 65 yaş üzerindeki bireylerin dahili hastalıkları, psikososyal yaşamları ve beraberinde koruyucu sağlık hizmetleri ile ilgilenen geriatri bilim dalı giderek artan bir öneme sahip olmaktadır. Yaşlanma, diğer organ sistemlerinde olduğu gibi böbreklerde de moleküler, fonksiyonel ve yapısal değişikliklere neden olmaktadır. Yaşlanmaya yanıt olarak böbreklerde hemodinamik ve fizyolojik önemli değişiklikler ortaya çıkar. İyileşme süresi uzar, hasarlanmaya dayanma yeteneği azalır. Ayrıca yaşla birlikte artan ve böbrek hastalıklarının en önemli nedenlerinden olan hipertansiyon ve diyabet gibi hastalıklarda akut ve kronik böbrek hastalığının yaşlılarda daha sık görülmesine neden olur. Yaşlılarda, böbrek hastalığının yanı sıra çoklu hastalıkların birlikte olması, polifarmasi ihtiyacı, ilaç metabolizmasının karaciğer fonksiyonlarındaki değişiklikler gibi çeşitli nedenlerle farklılaşması nefrologların ya da böbrek hastalıklarının tedavisi ile uğraşan hekimlerin günlük pratiklerinde göz önünde bulundurmaları gereken kavramlardır. Ne yazık ki geriatrik nefroloji kavramı, nefroloji ve İç hastalıkları eğitimi içinde yeterli öneme kavuşamamıştır. Ülkemizde ve dünya da geriatrik nefroloji alanında az sayıda bilimsel çalışma mevcuttur. Konuyla ilgili başvuru kitabı ise hemen hemen hiç yoktur. Bu alandaki boşluğu kısmen de olsa doldurmayı amaçlayan bu kitap nefroloji ve geriatri bilim dallarında çalışan bilim insanlarının katkıları ve özverileriyle oluşmuştur.
    Keywords: thema EDItEUR::M Medicine and Nursing::MK Medical specialties, branches of medicine::MKN Geriatric medicine ; thema EDItEUR::M Medicine and Nursing::MJ Clinical and internal medicine::MJS Urology and urogenital medicine ; thema EDItEUR::M Medicine and Nursing::MJ Clinical and internal medicine::MJR Renal medicine and nephrology
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 13
    Publication Date: 2024-04-02
    Description: The Mamluks (648-923/1250-1517), who ruled Egypt, Syria, and the Hijaz region, are considered to be one of the most important Muslim-Turkish states in Islamic history because they put an end to the Crusader threat in Syria and stopped the westward advance of the Mongols (Ilkhanids) who had destroyed the eastern part of the Islamic world. The Mamluks’ establishment of security and stability in their lands enabled the ulama, who were affected by the political turmoil in Andalusia and Anatolia, as well as central Iraq and Iran in the early 7th/13th century, to turn to the Egyptian-Sham region. In addition to the political stability they created, the Mamluks built many scientific institutions in cities such as Cairo, Damascus, Aleppo, and Jerusalem. They provided wide opportunities to scholars, making these cities the most important centers of knowledge. The rich scholarly environment in Egypt and Damascus, which attracted many scholars from various parts of the Islamic world, paved the way for the writing of many works in almost every field of Islamic sciences and the emergence of new and voluminous encyclopedic genres. Thus, an enormous amount of literature was created in fiqh, hadith, tafsīr, kalām, mysticism, philosophy, logic, qirāʾa, sīra, history, and tabāqat. The understanding and interpretation of this literature, which is the result of an unprecedented scholarly effort in Islamic history, requires the contribution of many researchers in different fields. As a result of this need, interest in the scholarly and cultural accumulation of the Mamluk period is increasing both in international academic circles and in our country. Although the number and quality of studies on the political history of the Mamluks are not yet at the desired level, some studies have been conducted in the Turkish literature. However, research on the ulama, scientific institutions, types of works, and the status of Islamic sciences during the Mamluk period is still in its infancy. To overcome this deficiency to some extent, the Institute of Islamic Studies at Istanbul University (then known as the Center for Islamic Studies at Istanbul University) organized a workshop titled Islamic Sciences in the Mamluk Period on 19-20 September 2019. Thus, it was aimed to evaluate the status of the studies on the ulama and Islamic sciences related to the Mamluk period, to propose new research topics in the areas of need, to ensure cooperation among those interested in this field, and to create a basis for future studies. At the end of this workshop, the need to organize an international meeting with wide participation in the scholarly tradition in the Mamluk period was expressed. For this purpose, an international symposium titled The Tradition of Knowledge in the Mamluk Period-I (13th and 14th Centuries) was organized on September 28-29, 2021, hosted by Istanbul University in cooperation with the Institute of Islamic Studies at Istanbul University and the Foundation for Research in Islamic Sciences (ISAV). In the symposium, many researchers made presentations on tafsīr, hadith, fiqh, historiography, philosophy, kalām, mysticism, culture-literature, ulama, and scientific institutions. This book was formed by revising some of the papers presented at the symposium during the publication phase. The full text of the relevant papers has been reviewed and turned into articles. The thematically re-planned book consists of seven chapters: Qurʾānic Sciences and Tafsīr, Fiqh Thought and Literature, Hanafi Fiqh and Hadith Studies, Kalām, History and Sīra Writing, Language and Literature, Scientific Institutions and Ulama. We would like to take this opportunity to express our gratitude to Prof. Dr. Mahmut Ak, Rector of Istanbul University, and Prof. Dr. Salih Tuğ, Chairman of the Board of Trustees of ISAV, for their support during the organization of the symposium.
    Description: Published
    Description: Mısır, Suriye ve Hicaz bölgesine hâkim olan Memlükler (648-923/1250-1517) Suriye topraklarındaki Haçlı tehdidine son vermeleri ve İslâm dünyasının doğusunu tahrip eden Moğolların (İlhanlılar) batıya doğru ilerleyişlerini durdurmaları sebebiyle İslâm tarihindeki en önemli Müslüman-Türk devletlerinden birisi sayılmaktadır. Memlüklerin hâkim oldukları topraklarda güven ve istikrar temin etmeleri, 7./13. asrın başlarında Endülüs ve Anadolu coğrafyası ile merkezî Irak ve İran topraklarında yaşanan siyasi karmaşa ortamından etkilenen ulemanın Mısır-Şam bölgesine yönelmesini sağlamıştır. Memlükler oluşturdukları siyasi istikrarın yanında Kahire, Dımaşk, Halep ve Kudüs gibi şehirlerde inşa ettikleri çok sayıda ilim kurumu ve ulemaya sundukları geniş imkânlarla bu şehirlerin en önemli ilim merkezleri haline gelmesini sağlamışlardır. Bu vesileyle İslâm dünyasının çeşitli bölgelerinden çok sayıda âlimin yöneldiği Mısır ve Şam şehirlerinde oluşan zengin ilmî ortam, İslâmî ilimlerin hemen her sahasında pek çok eserin kaleme alınmasına, aynı zamanda yeni ve hacimli ansiklopedik tarzda telif türlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Böylece fıkıh, hadis, tefsir, kelâm, tasavvuf, felsefe, mantık, kıraat, siyer, tarih ve tabakat ilimlerinde muazzam bir literatür oluşmuştur. İslâm tarihinde eşine az rastlanan bir ilmî mesainin sonucu olarak ortaya konan bu literatürün anlaşılması ve yorumlanması farklı alanlarda pek çok araştırmacının katkısına ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyacın bir sonucu olarak Memlükler dönemindeki ilmî ve kültürel birikime yönelik ilgi gerek uluslararası akademik çevrelerde gerekse ülkemizde giderek artmaktadır. Memlüklerin siyasi tarihine dair sayısı ve niteliği henüz arzulanan seviyede olmamakla birlikte Türkçe literatürde bazı çalışmalar yapılmıştır. Ancak Memlükler döneminde ulema, ilim kurumları, telif eser türleri ve İslâmî ilimlerin durumu hakkındaki araştırmalar henüz başlangıç düzeyindedir. Bu konudaki eksikliğin bir nebze dahi olsa giderilmesi amacıyla İstanbul Üniversitesi İslâm Tetkikleri Enstitüsü (o zamanki ismiyle İstanbul Üniversitesi İslam Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi) tarafından 19-20 Eylül 2019 tarihlerinde Memlükler Döneminde İslâmî İlimler adıyla bir çalıştay düzenlenmiştir. Böylece Memlükler dönemiyle ilgili ulema ve İslâmî ilimler hakkındaki çalışmaların durumunun değerlendirilmesi, ihtiyaç duyulan alanlarda yeni araştırma konularının teklif edilmesi, bu sahanın ilgilileri arasında iş birliğinin sağlanması ve yapılacak çalışmalar için bir zemin oluşturulması amaçlanmıştır. Yine bu çalıştayın sonunda Memlükler dönemindeki ilim geleneğine dair geniş katılımlı uluslararası bir toplantının düzenlenmesi ihtiyacı dile getirilmiştir. Bunun için İstanbul Üniversitesi İslâm Tetkikleri Enstitüsü ile İslâmî İlimler Araştırma Vakfı’nın (İSAV) iş birliği ile 28-29 Eylül 2021 tarihlerinde İstanbul Üniversitesinin ev sahipliğinde Memlükler Dönemi İlim Geleneği-I (XIII.-XIV. Yüzyıllar) adıyla uluslararası sempozyum tertip edilmiştir. Sempozyumda tefsir, hadis, fıkıh, tarih yazıcılığı, felsefe, kelâm, tasavvuf, kültür-edebiyat, ulema ve ilim kurumlarına dair birçok araştırmacı tarafından sunumlar gerçekleştirilmiştir. Elinizdeki kitap sempozyumda sunulan bazı tebliğlerin yayın aşamasında tekrar gözden geçirilmesiyle teşekkül etmiştir. Tam metin olarak hazırlanan ilgili tebliğler hakemlik sürecine tabi tutularak makale haline getirilmiştir. Tematik olarak yeniden planlanan kitap Kur’ân İlimleri ve Tefsir, Fıkıh Düşüncesi ve Literatürü, Hanefî Fıkhı ve Hadis Çalışmaları, Kelâm, Tarih ve Siyer Yazıcılığı, Dil ve Edebiyat, İlim Kurumları ve Ulema başlıklı yedi bölümden oluşmaktadır.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History ; thema EDItEUR::Q Philosophy and Religion::QR Religion and beliefs::QRA Religion: general
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 14
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-01-12
    Description: Published
    Description: Su ürünlerinin de içinde bulunduğu gıdalar genel anlamıyla canlıların gereksinim duyduğu enerjiyi sağlayan maddeler olarak bilinse de gıda; gelişmiş ülkelerde “sağlık-diyet”, geri kalmış ülkelerde ise “hayat-ölüm” ilişkisinin göstergesidir. Endüstrileşmiş ülkelerdeki gıda kökenli hastalıkların başlıca nedeni yanlış veya eksik uygulanan işleme teknikleri, nakliye, depolama ve hijyen/sanitasyon problemlerinden kaynaklandığı bilinmektedir. Gıdalarda patojen/saprofit mikroorganizmalar ve kimyasal etkenler kalite kayıplarına ve bozulmalara yol açabileceği gibi sağlık sorunları yaratarak bireyin ve toplumun geleceğini de etkileyebilmektedir. Bu sorunlar özellikle son yıllarda “Gıda Güvenliği” teriminin toplum açısından önem kazanmasına neden olmuştur. Tüm bu bilinçlenme ve hazır tüketime yönelik gelişmelerle birlikte su ürünlerinin gıda güvenliği ve kalite korunumu bakımından hassasiyeti ile çevresel faktörlerden kolay etkilendikleri için üretimden tüketime kadar her aşamada dikkat ve özen gösterilmesi gerektiğini de ortaya koymaktadır. Sağlıklı bir üretimin ilk şartı kaliteli hammaddedir. Güvenli ve kaliteli ürün elde edilebilmesi için de ham (taze üründen) materyalden işlenmiş ürüne kadar, etkili gıda güvenliği ve kalite kontrol uygulamaları zorunluluk arz etmektedir. Kalite ile ilgili olarak belirlenen hedeflere ve standartlara ulaşmak için uygulanan teknikler ve yapılan faaliyetleri içeren kalite kontrol ve işletmelerin devamlılıkları açısından dikkat etmeleri gereken en önemli konulardan birisidir. Kalite tüketici açısından ise, beklentileri karşılama düzeyi, alınan ürünün ilgili standartlara ve yönetmeliklere uygunluğudur. Su ürünlerinde kalite kontrol; tüketici gıda güvenliği ve standartlara uyumluluk yönünden durumunun belirlendiği duyusal, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerin bütünlüğü ile oluşmaktadır. Su ürünlerinde uygulanacak olan gıda güvenliği ve kalite kontrol ile uygulamaları balıkçılık/hasat süreciyle başlayıp, nakliye, satış, depolama, işleme prosesleri ve son tüketiciye ulaşıncaya kadar ki tüm aşamaları kapsamaktadır. Bu süreç/kurallar pek çok kişi ve kuruluşu ilgilendirdiğinden, “Su Ürünlerinde Gıda Güvenliği ve Kalite Kontrol” konusunu kapsamlı olarak anlatan bir kaynağa ihtiyaç duyulmaktadır. Bu anlamda kitabın yazılmasındaki amaç • Su ürünlerinin gıda güvenliği konusunda tüketici ve üreticideki anlam kargaşasını gidermek, bilimsel olarak tüketici yaklaşımlı ilişkilendirmeleri oluşturmak, • Temel gıda güvenliği ve kalite kontrol bilgilerini aktarmak, • Kalite ve kontrol yöntemleri hakkında bilinmesi gerekenler ile birlikte bunların sanayide ve işletmelerde uygulama alanı bulmasını sağlamak, • Su ürünlerinde karşılaşılan kalite ve gıda güvenliği problemlerinin ortaya konması ve bunlara yönelik çözüm önerileri sunmak olmuştur.
    Keywords: bic Book Industry Communication::K Economics, finance, business & management::KN Industry & industrial studies::KND Manufacturing industries::KNDF Food manufacturing & related industries ; bic Book Industry Communication::K Economics, finance, business & management::KN Industry & industrial studies::KNA Primary industries::KNAF Fisheries & related industries
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 15
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: Published
    Description: İstanbul Üniversitesi Yayınları’nın çağrısı üzerine hazırladığımız ve Cumhuriyetin 100.yılına armağan etmek istediğimiz bu küçük çalışmamızı hatırat, anılar ve bu alandaki yazınla ilgilenen meslektaşlarımızın ve meraklı okurların ilgisine sunuyoruz. Toplumsal hafıza ve hafızanın üretimi, siyaseti üzerine düşünürken geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi anılarını uzun zamandır okuyor ve bu konu üzerinde çalışıyorduk. Bu kapsamda çeşitli alanlara yayılmış anıları inceledik: erkekler ve kadınlar tarafından kaleme alınmış, farklı toplumsal grupların deneyimlerini yansıtan anıların yanı sıra tematik olarak da İstanbul, belirli siyasal olaylar ve meslek gruplarının anılarını eleştirel bir gözle okuduk, tartıştık. Toplumsal hiyerarşinin en üstünde yer alan kişilerin, devlet adamı, asker, diplomat, siyasetçi ve edebiyatçı anılarının yanı sıra farklı toplumsal sınıflara mensup insanların anılarını okurken farklı din, dil ve etnik gruplardan kişilerin kendilerini nasıl ifade ettiğini izlemeye çalıştık. Bu küçük çalışmamızda öncelikle hatırat/anı türünü, yaşam öyküsü anlatılarını tarihsel geçmiş, erken ve modern örnekler, batı ve batı dışı ülkelerdeki ilgili yazın ışığında gözden geçirdik. Cumhuriyet Türkiye’sini, dönemler, gelişmeler ve sorunlarını, öne çıkan temaları, tartışma ve modaları, değişen mekânı geç Osmanlı döneminden başlayarak anılar yardımıyla bir kez daha okuyabileceğimizi hatırlatmak istedik. Geç Osmanlı dönemi derken 1908 ve sonrasını esas almak, Büyük Savaş ve Cumhuriyetin kuruluşunu, İstanbul, İzmir ve Ankara’da yaşayan ve anıları yayınlanmış aydınlar, sanatçı ve siyasetçiler, gazeteciler, anılarını kaleme almış sıradan insanların gözünden izlemek bize önemli ve öğretici geliyor. Bu insanların kişisel ve grupsal anlatıları, aile deneyimleri bize tarihi daha insani, daha içeriden, yaşayanların tecrübesiyle ete kemiğe büründürüyor, daha anlaşılır kılıyor. Bunu en iyi yapabileceğimiz aracın kişilerin yaşam öyküsü anlatıları ve anıları olduğunu düşünüyoruz. Anılarını yazanların aile öykülerinden başlayarak geçmişlerini nasıl ele aldıkları, dönemleri ve deneyimlerini nasıl değerlendirdikleri, yorumladıkları tarih ve siyaset açısından kıymeti çoğu kez bilinmeyen bir önem ve değer taşıyor. Elbette anıları bir tarihsel belge olarak kullanmak, gerçekliğe referans olarak bakmak çeşitli sorunlar taşıyor. Bilimsel tarih çalışmaları ile hafıza, anılar ve anlatılar arasında gidip gelen, edebi türlere yakın duran, bireysel, düşünsel farklılıklar, kırılmalar, tercihler ve yorum farklılıkları içeren bir tür, yaşam öyküsü anlatıları. Çalışmamızın amaçları arasında tarih yazımı ile bu türden kişisel anlatıların, hayat öyküleri ve anıların niteliği üzerine düşünmek ve çalışmak da yer aldı. Bu anlamda yöntem üzerine de düşündük ve bu konuya da çalışmamızda değindik. Tüm eksiklikleri, görüş ve deneyim farklılıkları ve yazılış amaçlarına bağlı olarak kırılmış merceklerden bakış açılarına karşın anıların ülkemizin yakın tarihine, Cumhuriyet tarihine ışık tutacak nitelikte ve canlılıkta olduklarını düşüncesiyle tarihi bir de yaşayanların gözünden, onlar açısından, gerçek insanların deneyimleri ışığında düşünmek ve tartışmakta yarar olduğunu iddia ediyoruz. Çalışmamızın özgün yanlarından en önemlisi bu konuda bir bibliyografya hazırlamış olmamız. Bibliyografya çalışmasının bu alanda araştırma yapan meslektaşlarımıza, öğrencilerimize, anı okurlarına, konuyla ilgili herkese yararlı olmasını umuyoruz.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 16
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2023-02-08
    Description: Published
    Description: Göl, akarsu ve denizler yüzyılları aşan süreden beri çoğunluğu insan kaynaklı olmak üzere çeşitli kirleticilerin baskısı altında bulunmaktadırlar. Özellikle endüstriyel üretimin hız kazandığı 1900’lü yılların ortalarından itibaren bu baskılar daha da artmış birçok su kaynağı kullanılamaz hale gelmiştir. Su kalitesindeki bozulmalar ve iklimsel değişim nedeniyle çok sayıda tür ortadan kalkmış, ya da tükenme noktasına gelmiştir. Ülkemizde de benzer çevresel sorunlar 1950’li yıllardan itibaren görülmeye başlanmıştır. Başta sanayi üretiminin büyük bir kısmının gerçekleştiği Marmara Bölgesindeki deniz ve içsu kaynakları olmak üzere birçok su kaynağı sanayi atıkları, evsel atıklar ve tarımsal kirleticiler ile baş başa bırakılmıştır. Söz konusu kirleticiler nedeniyle en büyük su kalitesi kaybına uğrayan alanların başında ise Marmara Denizi gelmektedir. Marmara Denizi havzası başta ülkemizin en büyük şehri olan İstanbul olmak üzere en büyük şehirlerini barındıran bir iç deniz konumundadır. Göreceli olarak küçük bir alan olmasına rağmen havzada ülke nüfusunun yaklaşık 1/3’ü yaşamaktadır. Havzadaki aşırı nüfus artışı ve kontrolsüz yapılaşma özellikle Marmara Denizi üzerinde büyük bir baskı oluşturmuştur. Uzun yıllar süresince arıtılmadan ya da sadece ön arıtıma tabi tutularak Marmara Denizine verilen atıklar denizin taşıma kapasitesini aşmış, bu nedenle denizde yaşayan birçok canlı türü tamamen ortadan kaybolmuştur. Hatta aşırı kirlenme nedeniyle Marmara Denizi’nin “Doğu Körfez” bölümü uzun yılardan beri balıkçılığa kapatılmıştır. Son zamanlarda Marmara Denizinde ortaya çıkan en önemli ekolojik sorunlardan bir tanesi de yaklaşık 6 ay süren müsilaj artışıdır. Müsilaj Ocak 2021 de başlayıp Haziran 2021’e kadar devam etmiştir. Müsilaj artışının 6 ay gibi uzun bir süre devam etmesi, büyük bir alanda habitat kayıpları yaratması, ekolojik tahribat kadar ekonomik kayıplara neden olması, balıkçılık dahil birçok ekosistem hizmetlerini etkilemesi nedeniyle dünya literatürüne girmiştir. İstanbul Üniversitesi olarak böylesine önemli ekolojik sorunu detaylı bir şekilde araştırmak, sonuçlarını ortaya koymanın gerekliliğine inanarak sadece Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilaj sorunu ile ilgili çalışmaların yer aldığı 13 bölümden oluşan kitap yayınlamaya karar verdik. Deniz araştırmaları konusunda yaklaşık 80 yıllık deneyime sahip İstanbul Üniversitesinin yayınladığı bu eserin deniz bilimcilere ve karar vericilere başucu kaynağı olmasını diliyoruz.
    Keywords: bic Book Industry Communication::P Mathematics & science::PS Biology, life sciences::PSV Zoology & animal sciences::PSVW Zoology: Vertebrates::PSVW7 Zoology: Mammals::PSVW73 Marine & freshwater mammals
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 17
    Publication Date: 2023-12-17
    Description: Since COVID-19 entered our lives, it has affected our social life, our working life, our lifestyle, our patient care services, our research, and even our behavioral style. Moreover, this epidemic has affected not only one country but also all countries of the world at the same time and with a similar intensity. Almost the health systems of the countries were tested with a test consisting of the same questions. During the pandemic, many unknown equations were intertwined. We had so many unknowns at the beginning of the epidemic. We did not yet clearly know how we approached patients, how to treat them, and what drugs should be given. Over the past two years, much research and many experiences have taught us how to behave against the disease. During the pandemic, we learned by experience how damaging information pollution can be. The epidemic also showed us the vaccine wars. We have seen how valuable the vaccines we use to get rid of the epidemic are, how developed countries have entered vaccine wars, and the change in the dynamics of the epidemic with vaccination. The years 2020-2022 will be defined as the epidemic years. During this epidemic, we saw that it was precious for physicians to get the correct information. This source has been tried to be created thanks to the fact that it has written down the experiences gained by experiencing this epidemic in person. We would like to express our sincere thanks to all our friends who contributed to the creation of the book. We hope this book will benefit readers.
    Description: Published
    Description: COVID-19 hayatımıza girdiği tarihten beri sosyal hayatımızı, çalışma hayatımızı, yaşayışımızı, hasta bakım hizmetlerini, araştırmalarımızı ve hatta davranış tarzımızı etkiledi. Üstelik bu öyle bir salgın ki sadece bir ülkede değil, bütün dünya ülkelerinde aynı zamanda ve benzer yoğunlukta etkilendi. Adeta ülkelerin sağlık sistemleri aynı sorulardan oluşan bir sınavla sınandı. Salgın sırasında birçok bilinmeyen denklem iç içe idi. Salgın başında o kadar çok bilinmeyenimiz vardı ki. Hastalara nasıl yaklaştığımızı, nasıl tedavi vereceğimizi ve hangi ilaçların verilmesi gerektiğini henüz net bir şekilde bilmiyorduk. Geçen iki yıl zarfında birçok araştırma ve birçok deneyim bizim hastalığa karşı nasıl davranmamız gerektiğini öğretti. Salgın sırasında bilgi kirliliğinin ne kadar zarar verebilir olduğunu yaşayarak öğrendik. Salgın bize birde aşı savaşlarını gösterdi. Salgından kurtulmak için kullandığımız aşıların ne kadar değerli olduğunu, gelişmiş ülkelerin nasıl aşı savaşlarına girdiğini aşılama ile beraber salgın dinamiklerindeki değişimi gördük. 2020-2022 yılları salgın yılları olarak tanımlanacaktır. Bu salgın sırasında hekimlerin doğru bilgilerin ulaşmasının çok değerli olduğunu gördük. Elinizdeki bu kaynak salgını bizzat yaşayarak elde edilen tecrübelerini yazıya dökmesi sayesinde oluşturulmaya çalışılmıştır. Kitabın oluşturulmasındaki emeği olan tüm arkadaşlarımıza içten teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Bu kitabın okuyuculara fayda getirmesini diliyoruz. Bu kitabı, canı pahasına COVID-19 ile savaşan ve hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanlarına armağan ediyoruz.
    Keywords: Covid-19 ; Disease ; MJCJ
    Language: Turkish
    Format: application/pdf
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 18
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2023-03-22
    Description: Published
    Description: Göl, akarsu ve denizler yüzyılları aşan süreden beri çoğunluğu insan kaynaklı olmak üzere çeşitli kirleticilerin baskısı altında bulunmaktadırlar. Özellikle endüstriyel üretimin hız kazandığı 1900’lü yılların ortalarından itibaren bu baskılar daha da artmış birçok su kaynağı kullanılamaz hale gelmiştir. Su kalitesindeki bozulmalar ve iklimsel değişim nedeniyle çok sayıda tür ortadan kalkmış, ya da tükenme noktasına gelmiştir. Ülkemizde de benzer çevresel sorunlar 1950’li yıllardan itibaren görülmeye başlanmıştır. Başta sanayi üretiminin büyük bir kısmının gerçekleştiği Marmara Bölgesindeki deniz ve içsu kaynakları olmak üzere birçok su kaynağı sanayi atıkları, evsel atıklar ve tarımsal kirleticiler ile baş başa bırakılmıştır. Söz konusu kirleticiler nedeniyle en büyük su kalitesi kaybına uğrayan alanların başında ise Marmara Denizi gelmektedir. Marmara Denizi havzası başta ülkemizin en büyük şehri olan İstanbul olmak üzere en büyük şehirlerini barındıran bir iç deniz konumundadır. Göreceli olarak küçük bir alan olmasına rağmen havzada ülke nüfusunun yaklaşık 1/3’ü yaşamaktadır. Havzadaki aşırı nüfus artışı ve kontrolsüz yapılaşma özellikle Marmara Denizi üzerinde büyük bir baskı oluşturmuştur. Uzun yıllar süresince arıtılmadan ya da sadece ön arıtıma tabi tutularak Marmara Denizine verilen atıklar denizin taşıma kapasitesini aşmış, bu nedenle denizde yaşayan birçok canlı türü tamamen ortadan kaybolmuştur. Hatta aşırı kirlenme nedeniyle Marmara Denizi’nin “Doğu Körfez” bölümü uzun yılardan beri balıkçılığa kapatılmıştır. Son zamanlarda Marmara Denizinde ortaya çıkan en önemli ekolojik sorunlardan bir tanesi de yaklaşık 6 ay süren müsilaj artışıdır. Müsilaj Ocak 2021 de başlayıp Haziran 2021’e kadar devam etmiştir. Müsilaj artışının 6 ay gibi uzun bir süre devam etmesi, büyük bir alanda habitat kayıpları yaratması, ekolojik tahribat kadar ekonomik kayıplara neden olması, balıkçılık dahil birçok ekosistem hizmetlerini etkilemesi nedeniyle dünya literatürüne girmiştir. İstanbul Üniversitesi olarak böylesine önemli ekolojik sorunu detaylı bir şekilde araştırmak, sonuçlarını ortaya koymanın gerekliliğine inanarak sadece Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilaj sorunu ile ilgili çalışmaların yer aldığı 13 bölümden oluşan kitap yayınlamaya karar verdik. Deniz araştırmaları konusunda yaklaşık 80 yıllık deneyime sahip İstanbul Üniversitesinin yayınladığı bu eserin deniz bilimcilere ve karar vericilere başucu kaynağı olmasını diliyoruz.
    Keywords: bic Book Industry Communication::P Mathematics & science::PS Biology, life sciences::PSV Zoology & animal sciences::PSVW Zoology: Vertebrates::PSVW7 Zoology: Mammals::PSVW73 Marine & freshwater mammals
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 19
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: Published
    Description: Dünyanın önde gelen tarihi kentlerinden olan İstanbul’un kalbindeki İstanbul Üniversitesi ülkemizin en köklü eğitim kurumlarından biri olmasının yanında, tarihsel zenginliğiyle de ön plana çıkmaktadır. Kuruluşu İstanbul’un fethine dayanan İstanbul Üniversitesi’nin tarihi, bir süreliğine medrese olarak hizmet veren Zeyrek Camii (Pantokrator Manastırı Kilisesi) ve Fatih Külliyesi’ne ait medreselerde verilen eğitime dayanmaktadır. Osmanlı dünyasında 19. yüzyılda başlayan reformlar eğitim sistemini de etkilemiş ve daha batılı bir üniversite anlayışı içeren Dârülfünun denemelerine girişilmiştir. 20. yüzyıl başında devam eden bu süreçte istenilen başarıya ulaşılamamıştır. Cumhuriyet’in ilanından bir süre sonra İsviçreli Profesör Albert Malche’nin raporları esas alınarak hazırlanan ve 31 Mayıs 1933 yılında çıkarılan kanunla birlikte Dârülfünun kapatılmış ve yerine İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. Üniversite reformu olarak da bilinen bu dönüşüm, literatürde çağdaş yüksek öğretimin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. İstanbul Üniversitesi’nde sunulan eğitimin her unsurunun arkasında asırlık bilgi ve birikim bulunmaktadır. İstanbul Üniversitesi Türkiye’nin yükseköğretim geleneğini kuran, başlatan, kurallarını koyan, nitelikli hale gelmesi için, geliştirilmesi için özgür fikirler üreten bir üniversitedir. İstanbul Üniversitesi bünyesinde bulunan çok sayıda yapı da yine yüzyıllara uzanan tarihinden izler taşımaktadır. Bunların bir kısmı tarihsel gelişim içinde üniversite için inşa edilmiş birçok diğeri ise başka amaçlarla yapılmışken İstanbul Üniversitesi’nin kullanım ve muhafazası altına girmiştir. Birçoğu tescilli kültür varlığı niteliği taşıyan bu eserler son dönem Osmanlı dünyası ile erken Cumhuriyet dönemi içinde önemli bir yere sahiptir. Cumhuriyetimizin 100. yılı anısına hazırlanan bu çalışmada İstanbul Üniversitesi’ne ait tescilli yapıtların geçmişleri ve mimari özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışma kapsamında bildiklerini bizlerle paylaşan Tarihçi Yazar Sayın Necdet Sakaoğlu’na, İstanbul Üniversitesi’ne ait eski fotoğrafların temini için arşivlerini açan Çelik Gülersoy Vakfı İstanbul Kitaplığı ve Sanat Tarihçi Sayın Hayri Fehmi Yılmaz’a, çalışmada kullanılan güncel fotoğrafların çekimi sırasında yardımlarını esirgemeyen İç Mimar Sayın Rumeysa Töl’e çalışmamız için kıymetli fikirlerini bizlerle paylaşan Tarihçi Sayın Zafer Bilgi’ye ve Sanat Tarihçi Sayın Sedat Bornovalı’ya teşekkürü bir borç biliriz. Ayrıca çalışmanın eksiksiz bitirilmesi için yoğun çaba harcayan İstanbul Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Figen Cihan’a minnettarız. Çalışmamızın İstanbul Üniversitesi ve yakın çevresini merak eden herkese kılavuz olmasını diliyoruz. Fetihten günümüze İstanbul Üniversitesi’nin gelişimi için çalışan kişilerin aziz hatırasına...
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 20
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2023-01-03
    Description: Published
    Description: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne bağlı Engellilik Araştırmaları Bilim Dalının ikinci yayını olan Engellilik Araştırmaları Yazıları kitabında engellilik konusunda çalışan farklı disiplinlerden araştırmacıların çalışmaları yer alıyor. Bu çalışmalar, “3 Aralık Dünya Engelliler Günü” kapsamında 2019 ve 2020 yıllarında gerçekleştirilen iki ayrı “Dünya Engelliler Günü Paneli”nde yapılan konuşmalardan, 3-4 Aralık 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen “Türkiye’de Engelli Haklarında Güncel Durum” temalı “Dünya Engelliler Günü Sempozyumu”nda sunulan bildirilerden ve yazar olarak davet edilen araştırmacıların eserlerinden oluşmaktadır. Engellilik Araştırmaları engelli kişilerin sosyal hayata dâhil olmalarında ortaya çıkan sorunları in san hakları bağlamında ele alan bir bilim dalıdır. Fiziksel (mimarî) mekânlara, bilgi teknolojilerine ve ulaşıma erişimi kısıtlı olan engelli bireyin diğer kişilerle eşit koşullarda sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlanabilmesi, istihdama katılabilmesi, sosyal ve politik hayatta varlık gösterebilmesi mümkün olmaz. Engelli birey ve ailesinin psikososyal açıdan desteklenmesi ve toplumdaki ayrımcı, dışlayıcı tutumlara karşı güçlendirilmesi gerekir. Bu kitapta, kamu yönetiminden bilgi teknolojilerine ve ulaşım hizmetlerine erişime, ailelerin psiko-sosyal destek ihtiyaçlarından mimarî alanların erişilebilirliğine, sosyal dışlanmaya neden olan engellilik algısından COVID-19 pandemi sürecinde engelli bireylerin yaşadıkları sorunlara değinen araştırmaları içeren altı ayrı kısım altında 24 bölüm yer alıyor. Çalışmalardaki ortak payda insan hakları açısından engellilik olgusunun incelenmiş olmasıdır. Farklı disiplinlerden akademisyenlerin, kamu ve sivil toplum kuruluşlarından araştırmacıların özgün eserlerini içeren bu seçkinin Engellilik Araştırmaları alanına katkı sunması dileğiyle…
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 21
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-05
    Description: Published
    Description: Göl, akarsu ve denizler yüzyılları aşan süreden beri çoğunluğu insan kaynaklı olmak üzere çeşitli kirleticilerin baskısı altında bulunmaktadırlar. Özellikle endüstriyel üretimin hız kazandığı 1900’lü yılların ortalarından itibaren bu baskılar daha da artmış birçok su kaynağı kullanılamaz hale gelmiştir. Su kalitesindeki bozulmalar ve iklimsel değişim nedeniyle çok sayıda tür ortadan kalkmış, ya da tükenme noktasına gelmiştir. Ülkemizde de benzer çevresel sorunlar 1950’li yıllardan itibaren görülmeye başlanmıştır. Başta sanayi üretiminin büyük bir kısmının gerçekleştiği Marmara Bölgesindeki deniz ve içsu kaynakları olmak üzere birçok su kaynağı sanayi atıkları, evsel atıklar ve tarımsal kirleticiler ile baş başa bırakılmıştır. Söz konusu kirleticiler nedeniyle en büyük su kalitesi kaybına uğrayan alanların başında ise Marmara Denizi gelmektedir. Marmara Denizi havzası başta ülkemizin en büyük şehri olan İstanbul olmak üzere en büyük şehirlerini barındıran bir iç deniz konumundadır. Göreceli olarak küçük bir alan olmasına rağmen havzada ülke nüfusunun yaklaşık 1/3’ü yaşamaktadır. Havzadaki aşırı nüfus artışı ve kontrolsüz yapılaşma özellikle Marmara Denizi üzerinde büyük bir baskı oluşturmuştur. Uzun yıllar süresince arıtılmadan ya da sadece ön arıtıma tabi tutularak Marmara Denizine verilen atıklar denizin taşıma kapasitesini aşmış, bu nedenle denizde yaşayan birçok canlı türü tamamen ortadan kaybolmuştur. Hatta aşırı kirlenme nedeniyle Marmara Denizi’nin “Doğu Körfez” bölümü uzun yılardan beri balıkçılığa kapatılmıştır. Son zamanlarda Marmara Denizinde ortaya çıkan en önemli ekolojik sorunlardan bir tanesi de yaklaşık 6 ay süren müsilaj artışıdır. Müsilaj Ocak 2021 de başlayıp Haziran 2021’e kadar devam etmiştir. Müsilaj artışının 6 ay gibi uzun bir süre devam etmesi, büyük bir alanda habitat kayıpları yaratması, ekolojik tahribat kadar ekonomik kayıplara neden olması, balıkçılık dahil birçok ekosistem hizmetlerini etkilemesi nedeniyle dünya literatürüne girmiştir. İstanbul Üniversitesi olarak böylesine önemli ekolojik sorunu detaylı bir şekilde araştırmak, sonuçlarını ortaya koymanın gerekliliğine inanarak sadece Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilaj sorunu ile ilgili çalışmaların yer aldığı 13 bölümden oluşan kitap yayınlamaya karar verdik. Deniz araştırmaları konusunda yaklaşık 80 yıllık deneyime sahip İstanbul Üniversitesinin yayınladığı bu eserin deniz bilimcilere ve karar vericilere başucu kaynağı olmasını diliyoruz.
    Keywords: thema EDItEUR::P Mathematics and Science::PS Biology, life sciences::PSV Zoology and animal sciences::PSVM Zoology: mammals (mammalogy)::PSVM2 Zoology: marine and freshwater mammals
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 22
    Publication Date: 2023-12-17
    Description: Turkic World studies seem to be a topic that attracts scientific attention day by day. The continuous increase in cooperation, rapprochement, and mobility between Turkish-speaking countries and communities since 1991 might be shown as the main dynamic behind this interest. The richness of the Turkic Republics in terms of natural resources, their location on the energy and transportation corridors, the change of the balances in the Caucasus with the Second Karabakh War in 2020, and the transition of the Turkic Council from a cooperation organization to an interstate organization in 2021 under the name of the "Organization of Turkic States" also accelerate the work of the Turkic World. In the meantime, the popularization of some geopolitical determinations and predictions in the context of scientific interest in the region can be shown as an important factor. Similar to the rise of Europe in the industrial age, we can talk about the rise of Asia in the information age. The sources of political and economic power are shifting to Asian geopolitics and this process continues to strengthen. Such analyses and predictions, which bring to the agenda that in the 2050s, Asia will regain its former central position also encourage academic interest in Central Asia. This book is the product of the goal of creating an original work for the Turkish World with gap-filling parameters and process analyses determined by a meticulous preliminary study in the light of the mentioned background. In this direction, three basic perspectives such as the effort to determine the capacities of the countries with comparative analyses, to look at the Turkish World from the perspective of problems, and to embody the Turkish World based on the community, autonomous region, and country sections dominate the work. With comparative analyses, it has been tried to embody the capacities of the countries within the parameters such as sustainable development potential, transportation systems, scientific performance, evolution in the political system, education system, and values of education. On the other hand, the crises affecting the Turkic World were discussed with the analysis of Karabakh, which is the main crisis, and the Russia-Ukraine War, which is the current crisis. On the other hand, the analysis of the thirty-year process in the Turkish World, starting from the scales of the community, autonomous region, and country, was carried out through the examples of Georgia, Tatarstan, and Uzbekistan.
    Description: Published
    Description: Türk Dünyası çalışmaları bilimsel ilgiyi giderek üzerine çeken bir konu başlığı görünümündedir. Bu ilginin arka planında yer alan başlıca dinamik olarak, Türkçe konuşan ülke ve topluluklar arasında 1991 yılından bugüne; iş birliği, yakınlaşma ve mobilitedeki sürekli artış gösterilebilir. Türk Cumhuriyetlerinin doğal kaynaklar bakımından zengin olması, aynı zamanda enerji ve ulaşım koridorları üzerinde yer almaları, 2020’deki İkinci Karabağ Savaşıyla Kafkasya’daki dengelerin değişmesi ve Türk Konseyi’nin 2021 yılında “Türk Devletleri Teşkilatı” adını alarak bir iş birliği örgütünden devletlerarası teşkilata geçiş süreci içine girmesi gibi gelişmeler de Türk Dünyası çalışmalarına ivme kazandırmaktadır. Bu arada bölgeye olan bilimsel ilgi bağlamında bazı jeopolitik tespit ve öngörülerin popülerleşmesinden de bahsedilebilir. Buna göre sanayi çağında Avrupa’nın yükselişine benzer bir şekilde bilgi çağında da Asya’nın yükselişi söz konusudur. Politik ve ekonomik güç kaynakları Asya jeopolitiğine kaymakta ve bu süreç güçlenerek devam etmektedir. Asya’nın 2050’li yıllarda eski merkezi konumuna tekrar ulaşacağını gündeme taşıyan bu tarz analiz ve öngörüler Orta Asya’ya yönelik akademik ilgiyi de teşvik edici niteliktedir. Bu kitap bahsedilen arka planın ışığı altında, titiz bir ön çalışmayla belirlenen boşluk doldurucu parametreler ve süreç analizleriyle Türk Dünyasına yönelik özgün bir eser oluşturma hedefinin ürünüdür. Bu doğrultuda; karşılaştırmalı analizlerle ülke kapasitelerini belirleme çabası, Türk Dünyasına sorunlar penceresinden bakma ve yine Türk Dünyasını topluluk, özerk bölge ve ülke kesitlerinden hareketle somutlaştırma gibi üç temel bakış açısı esere hâkimdir. Karşılaştırmalı analizlerle ülke kapasitelerini somutlaştırma; sürdürülebilir kalkınma potansiyeli, ulaşım sistemleri, bilimsel performans, siyasal sistemdeki evrim, eğitim sistemi ve değerler eğitimi gibi parametreler dâhilinde gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Türk Dünyasını etkileyen krizler ise; başlıca kriz konumunda olan Karabağ ve güncel kriz olan Rusya-Ukrayna Savaşına yönelik analizlerle ele alınmıştır. Türk Dünyasındaki otuz yıllık sürece topluluk, özerk bölge ve ülke ölçeklerinden hareketle göz atma ise; Gürcistan, Tataristan ve Özbekistan örnekleri üzerinden gerçekleştirilmiştir.
    Keywords: Turkic World ; JFC
    Language: Turkish
    Format: application/pdf
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 23
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-14
    Description: EditorNilgün Bozbuğa, Sevinç Gülseçen The main goal of the use of information technologies in medicine is to increase efficiency, productivity and quality in health services. In healthcare, traditional complex health service systems are increasingly replaced by smart systems that can be monitored and controlled in real time. Intelligent systems equipped with digital technology opportunities have started the “Health 4.0” era in health care fields. The definitions of “Health 4.0” and “Smart Health” are used in parallel with the “Industry 4.0” period, in order to emphasize the cyber-physical determinants of health, symbolizing real-time information provision and access to holistic health care. One of the most important reasons why the concept of smart health has become popular is the concept of big data produced in medicine as well as in all areas of life. The enormous size and variety of data, whether real-time or timestamped, structured or unstructured, continues to grow in healthcare. Clinical artificial intelligence applications, which include more efficient and faster technological solutions in the production of health services, and which aim to increase the health level of individuals and improve their quality of life, are becoming widespread with approaches to improve health services by analyzing health data. In addition to the use of artificial intelligence in the administration of health services, performance and capacity increase, original models are also created in the management of health services. The use of informatics approaches in diagnosis, treatment and care processes, the developments in digital imaging technologies, the use of robotic systems in surgery, the widespread use of modeling and simulation technologies in medical education make a difference in the functioning of health institutions. Despite the disadvantage of high initial investment costs, artificial intelligence technologies in the field of health contribute greatly to measurement, diagnosis, treatment management and follow-up activities with their facilitating and adaptive effects. Although conceptual and technical studies on the future of artificial intelligence applications continue, it is not possible for artificial intelligence systems to display the ability for emotional intelligence, which requires design, adaptation and intuition, and to perform multitasking similar to the human brain. As in the field of informatics, there are still concerns about ethical reasoning responsibility and ethical decision making in artificial intelligence applications in medicine. In the third book of the series published by Istanbul University Press in medical informatics, the applications of medical informatics and artificial intelligence in medicine are discussed with a multidisciplinary approach and broad perspective. In particular, telemedicine and out-of-hospital patient management issues, which allow health service delivery to be provided without time and space limits, are handled with public regulations specific to the coronavirus pandemic period.
    Description: Published
    Description: Tıp alanında bilgi teknolojilerinin kullanımının temel hedefi sağlık hizmetlerinin sunumunda etkililik, verimlilik ve kalite artışının sağlanmasıdır. Sağlık alanında geleneksel karmaşık hizmet üretim sistemlerinin yerini gerçek zamanlı izlenebilir ve denetlenebilir akıllı sistemler almaktadır. Hızla gelişen dijital teknoloji olanakları ile donatılmış akıllı sistemler, sağlık hizmeti üretim alanlarında “Sağlık 4.0” dönemini başlatmıştır. Gerçek zamanlı bilgi sağlama ve bütüncül sağlık hizmetine ulaşabilmeyi simgeleyen, sağlığın siber-fiziksel belirleyicilerine vurgu yapmak üzere, “Endüstri 4.0” dönemi yapı anmasına koşut olarak “Sağlık 4.0” ve “Akıllı Sağlık” tanımlaması kullanılmaktadır. Akıllı sağlık kavramının popüler hale gelmesinin en önemli nedenlerinden biri yaşamın her alanın da olduğu gibi sağlıkta da üretilen büyük veri kavramıdır. Sağlık alanında gerçek zamanlı ya da zaman damgalı, yapılandırılmış ya da yapılandırılmamış, olağanüstü büyüklükte ve çeşitlilikte veri, sürekli artışını sürdürmektedir. Sağlık hizmetlerinin üretiminde daha verimli ve daha hızlı teknolojik çözümler barındıran, sağlık verisinin analiz edilmesiyle sağlık hizmetlerini iyileştirmeye yönelik yaklaşımlarla bireylerin sağlık düzeylerini yükseltme ve yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen klinik yapay zekâ uygulamaları yaygınlaşmaktadır. Sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde yapay zekâ kullanımı performans ve kapasite artışının yanı sıra sağlık hizmetlerinin yönetiminde de özgün modeller oluşturulmaktadır. Tanı, tedavi ve bakım süreçlerinde enformatik yaklaşımların kullanılması, dijital görüntüleme teknolojilerindeki gelişmeler, cerrahi alanında robotik sistemlerden yararlanılması, modelleme ve benzetim teknolojilerinin eğitimde yaygın olarak kullanılması, sağlık kurumlarının işleyişinde farklılık yaratmaktadır. Sağlık alanında yapay zekâ teknolojileri, başlangıçtaki yüksek yatırım maliyeti dezavantajına karşın kolaylaştırıcı ve uyumlaştırıcı etkileriyle ölçme, tanılama, tedavi yönetimi ve izlem etkinliklerine büyük katkı sağlamaktadır. Yapay zekâ uygulamalarının geleceğine yönelik kavramsal ve teknik çalışmalar devam etmekle birlikte yapay zekâ sistemlerinin henüz tasarım, adaptasyon ve sezgi gerektiren duygusal zekâya yönelik yetenek sergilemesi, insan beyni benzeri çoklu görevleri gerçekleştirebilmesi söz konusu değildir. Bilişim alanının genelinde olduğu gibi tıpta da yapay zekâ uygulamalarında etik akıl yürütme sorumluluğu ve etik karar verme konularında kaygılar sürmektedir. Tıp bilişimi alanında İstanbul Üniversitesi Yayınevi tarafında yayınlanan serinin üçüncü kitabında da tıp bilişimi ve tıpta yapay zekâ konularının farklı alanlarda uygulamaları multidisipliner yaklaşım ve geniş bakış açısı ile irdelenmektedir. Özellikle sağlık hizmet sunumunun zaman ve mekân sınırı olmaksızın yapılabilmesine olanak tanıyan teletıp ve hastane dışı merkezlerden hasta yönetimi konuları koronavirüs pandemisi dönemine özgü kamusal düzenlemelerle ele alınmaktadır.
    Keywords: thema EDItEUR::U Computing and Information Technology::UY Computer science
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 24
    facet.materialart.
    Unknown
    Publication Date: 2023-08-09
    Description: Global problems, such as climate change and past and potential pandemics place a heavy burden on humanity and our planet. We need the cooperation of scientists and philosophers from all disciplines in order to seek and find paths out of these crises. Turkey is at an advantageous if not a central position in forging such a cooperation. We are at the eastern end of the West, western end of the East, and located between the North and the South as well. This book is the outcome of a project titled Imagining a Common Horizon for Humanity and the Planet undertaken by Cappadocia University. In it, you will find chapters by distinguished scholars and philosophers from a multitude of countries, cultural backgrounds and disciplines. We hope the knowledge and the wisdom accmnulated via this project and presented between the covers of this book will provide one more step in reaching an actionable cornmon horizon and contribute to a safer and better world for our children.
    Description: Published
    Description: İklim Değişikliği, geçmiş ve muhtemel salgınlar gibi küresel krizler, insanlığı ve gezegenimizi tehdit ediyor. Tüm disiplinlerden bilim insanları ve düşünürler, bu krizlerden çıkış yolları aramak ve bulmak için işbirliği yapmalıdır. Türkiye böyle bir işbirliğini sağlamak açısından merkezî ve önemli bir konumda. Çünkü, Batı’nın en doğusunda, Doğu’nun en batısında ve Kuzey’le Güney’in ortasında yer alıyor. Bu kitap, Kapadokya Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği İnsanlık ve Gezegen için Ortak Ufuk Tasavvuru projesinin bir ürünü. Kitabın bölümlerinde, farklı ülkelerden, farklı kültürlerden ve disiplinlerden önde gelen bilim insanları ve düşünürlerin tespitlerini bulacaksınız. Bu proje kapsamında ortaya konulan ve kitaba yansıyan bilgi ve tecrübenin, uygulanabilir ortak bir ufka ulaşmaya ve çocuklarımız için daha güvenilir ve güzel bir dünyaya kavuşmaya katkı sağlamasını umuyoruz.
    Keywords: politics ; planet ; humanity ; bic Book Industry Communication::K Economics, finance, business & management
    Language: Turkish
    Format: application/pdf
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 25
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-03-24
    Description: Published
    Keywords: thema EDItEUR::C Language and Linguistics::CF Linguistics ; thema EDItEUR::D Biography, Literature and Literary studies
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 26
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-02
    Description: In order to preserve the memory of the late Prof. Dr. Fuat Sezgin (d. 2018) and to ensure that his significant scientific legacy serves as a source of inspiration for future generations, the 1st International Prof. Dr. Fuat Sezgin Symposioum on the History of Science in Islam, in collaboration with Istanbul University, Fatih Sultan Mehmet Foundation University, and the Prof. Dr. Fuat Sezgin Research Foundation for the History of Science in Islam held its inaugural conference between June 13-15, 2019. Subsequently, IU Press published 38 of the papers that had been presented at the conference. Following this, the decision was made to organize the symposium every two years, and preparations were undertaken for the 2nd International Prof. Dr. Fuat Sezgin Symposium on the History of Science in Islam, which was held on October 7-9, 2021 with the theme of “Methodological Approaches to the History of Science in Islam.” The study of the intellectual output from the Islamic world as an object of research has a nearly 200-year history. Despite the efforts of many international scholars to discover, understand, and interpret the history of Islamic sciences and determine its relevance for contemporary society, many aspects of the history of Islamic sciences still exist that remain to be clarified, such as the individuals, works, theories, networks of relations, contexts, and influences. Two key questions facing researchers in this field is how to approach the history of Islamic sciences using methodological tools and how to utilize perspectives from different disciplines. The 2nd International Prof. Dr. Fuat Sezgin Symposium on the History of Science in Islam aimed to address these issues by discussing the methodological aspects of how to research the history of Islamic sciences with a focus on the following questions: • How does the study of the history of Islamic sciences relate to the established historiography and research methods? • How can the history of Islamic sciences be periodized? Is creating a periodization that encompasses all sciences possible, or should separate periodizations be established for each individual science? • Can special methods be mentioned for studying the period following the 13th century that is commonly referred to as the post-classical period? • Has the paradigm of decline in understanding the history of Islamic sciences truly expired? • What opportunities and weaknesses do content-oriented and context-oriented approaches have in regard to analyzing scientific texts? • How should the relationship Islamic sciences have with the scientific accumulation of other civilization basins be handled? • What kind of balance should be established between continuity and originality when writing the history of scientific theories? • To what extent is the perspective presented by global history studies functional in understanding the history of Islamic sciences? • What kinds of methods and approaches should be used in teaching the history of general science at different levels, including the history of Islamic sciences? A total of 68 scholars, 41 from Turkey and 27 from other countries such as Germany, the United States of America, Belgium, France, the Netherlands, Iran, Spain, Switzerland, Egypt, Uzbekistan, Syria, Tunisia, and Greece participated in 16 parallel sessions. The symposium was conducted in a hybrid format to take into account the ongoing pandemic, with 51 of the presenters having attended the symposium in person and 17 having presented their papers online. The symposium was also broadcast live on the internet ((https://www.youtube.com/watch?v=Q11sAL3l5CI&t=8s and https://www. youtube. com/watch?v=jyrnK3q4Loc). This collection of papers offers readers 30 of the papers that were presented at the symposium and has been organized into five main sections: Methodological Approaches to the History of Science in Islam; Mathematical Sciences; Medicine; Natural Sciences; and Geography, Cartography, and Linguistics.
    Description: Published
    Description: Prof. Dr. Fuat Sezgin’in (ö. 2018) hem hatırasını yaşatmak hem de ortaya koyduğu göz kamaştırıcı bilimsel mirasın gelecek nesiller için güçlü bir ilham kaynağı olmasını sağlamak amacıyla, Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı, İstanbul Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin iş birliğiyle ilki 13-15 Haziran 2019’da gerçekleştirilen I. Uluslararası Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Sempozyumu’nun ardından sempozyumda sunulan tebliğlerden 38’i IU Press tarafından yayınlanmıştı (https://iupress.istanbul.edu.tr/tr/book/1-uluslararasi-prof-dr-fuat-sezgin-islam-bilim tarihi-sempozyumu-bildiriler-kitabi/home). Sempozyumu düzenleyen üç kurumun sempozyumun iki yılda bir düzenlenmesi kararı üzerine hazırlıklara başlanmış ve II. Uluslararası Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Sempozyumu 7-9 Ekim 2021’de “İslam Bilim Tarihine Metodolojik Yaklaşımlar” alt başlığıyla gerçekleştirilmiştir. İslam dünyasında ortaya konulan entelektüel ürünlerin bir “araştırma nesnesi” olarak incelenmesinin yaklaşık iki yüzyıllık bir tarihi bulunmaktadır. Bu süreçte azımsanmayacak sayıda uluslararası bilim insanı, İslam bilimlerinin tarihini keşfetmeye, anlamaya, yorumlamaya ve günümüz için anlamını tespit etmeye dönük büyük bir çaba ortaya koymuş ve koymaya da devam etmektedirler. Bu olağanüstü gayrete rağmen İslam bilimleri tarihinin aydınlatılmayı bekleyen pek çok noktası (kişi, eser, teori, ilişkiler ağı, bağlam, etki vb.) bulunduğu gibi, bu tarihin gerek bir bütün olarak gerekse tek tek bilimler açısından nasıl ele alınabileceği konusunda da yerleşik metodolojilerin yetersizliğiyle karşı karşıya olduğumuz söylenebilir. Bilim, tarih, din, felsefe, toplum, siyaset, ekonomi ve dil arasındaki girift ilişkiler ağının kesişim noktasında yer alan İslam bilimleri tarihine ne tür metodolojik araçlarla yaklaşılması gerektiği, farklı disiplinlerdeki metodolojik perspektiflerden nasıl ve ne oranda yararlanılabileceği, önemli sorular olarak bu alanın ilgililerinin önünde durmaktadır. Bu çerçevede II. Uluslararası Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Sempozyumu’nda İslam bilimleri tarihi araştırmalarının metodolojik boyutlarının, şu sorular çerçevesinde tartışılması hedeflenmiştir: • İslam bilimlerinin tarihine yönelik incelemeler, yerleşik bilim tarihi yazım ve araştırma yöntemleriyle nasıl bir ilişkiye sahiptir, nasıl bir ilişkiye sahip olmalıdır? • İslam bilimleri tarihi nasıl dönemlendirilebilir? Bütün bilimleri kuşatan bir dönemlendirme mümkün mü? Yoksa her bir bilimin tarihi için ayrı dönemlendirme mi yapılmalı? • Genel olarak “klasik sonrası dönem” olarak adlandırılan 13. yüzyıl sonrası dönemi incelemenin özel yöntemlerinden söz edilebilir mi? • İslam bilimleri tarihini anlamada gerileme paradigması gerçekten geçerliliğini yitirdi mi? • Bilimsel metinlerin analizinde içerik odaklı ve bağlam odaklı yaklaşımların sunduğu imkânlar ve zaaflar nelerdir? • İslam bilimlerinin diğer medeniyet havzalarının bilimsel birikimleriyle ilişkisi nasıl ele alınmalıdır? • Bilimsel teorilerin tarihini yazarken süreklilik ve özgünlük arasındaki denge nasıl kurulmalı? • Küresel tarih çalışmalarının sunduğu perspektif İslam bilimlerinin tarihini anlamada ne oranda işlevseldir? • Farklı düzeylerde genel bilim tarihi ve bu tarih içinde İslam bilimleri tarihinin öğretiminde ne tür yöntemler ve yaklaşımlar kullanılmalı? 41’i Türkiye’den, 27’si Türkiye dışından (Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Belçika, Fransa, Hollanda, İran, İspanya, İsviçre, Mısır, Özbekistan, Suriye, Tunus, Yunanistan) toplam 68 bilim insanın katıldığı ve 16 paralel oturum şeklinde planlanan sempozyum, salgın koşulları dikkate alınarak “karma” bir yöntemle icra edilmiştir. Tebliğcilerin 51’i sempozyuma yüz yüze katılmış, 17’si tebliğlerini çevrimiçi olarak sunmuş ve sempozyum eşzamanlı olarak internet aracılığıyla canlı olarak yayınlanmıştır (https://www.youtube.com/watch?v=Q11sAL3l5CI&t=8s ve https://www.youtube.com/watch?v=jyrnK3q4Loc). Bu tebliğ kitabında ise sempozyumda sunulan tebliğlerden 30 tanesi bulunmakta ve bunlar İslam Bilim Tarihine Metodolojik Yaklaşımlar, Matematik Bilimler, Tıp, Doğa Bilimleri, Coğrafya, Haritacılık ve Dil Bilim başlıklı beş ana bölüm halinde okuyuculara sunulmaktadır.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History ; thema EDItEUR::Q Philosophy and Religion::QR Religion and beliefs
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 27
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: スマートフォンはいつも文字通り私たちの鼻先にあり、スマートフォンとは何かという疑問を持つことはなかなかありません。しかし、私たちは本当にスマートフォンを理解しているのでしょうか?より深く理解を掘り下げるために、11人の人類学者が16ヶ月間それぞれアフリカ、アジア、ヨーロッパ、南アメリカの各地域で暮らし、高齢者へのスマートフォンの普及について調査しました。この調査によって、スマートフォンは若者だけでなく、すべての世代が利用するテクノロジーであることが明らかになりました。 『グローバル・スマートフォン』は、独自の観点をそのグローバルな比較研究から提示します。スマートフォンは常に身近にあり、「絶え間なき機会主義(Perpetual Opportunism)」を満たすデバイスであるだけでなく、今や私たちの生活の場そのものにさえなっています。本著は、スマートフォンが単なる「アプリデバイス」以上のものであることを示し、人々が口にするスマートフォンへの意見と、実際にはどのようにスマートフォンを使用しているのか、その違いを探ります。 マートフォンは、私たち使用者が変容させることができるその程度において、未だかつてなく自由度の高いデバイスです。この自由さにより、スマートフォンには使用者個人の価値観が急速に反映されます。この価値観を理解するためには、各地域における民族的・文化的差異を考慮する必要があります。例えば、アル=クドゥス(エルサレム)、ブラジル、そしてイタリアなど、各地域がたどる高齢化の軌跡の多様性に加えて、中国と日本のビジュアル・コミュニケーション、カメルーンとウガンダのモバイルマネー、チリとアイルランドの保健情報へのアクセスの仕方など、これらの差異を考察して初めて、スマートフォンとは何か、そしてスマートフォンがもたらす生活の変容を理解することができるのです。
    Keywords: Anthropology ; Communication Studies ; Cultural Studies ; Public Policy & Administration ; Sociology ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JH Sociology & anthropology::JHM Anthropology::JHMC Social & cultural anthropology, ethnography ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JF Society & culture: general::JFD Media studies ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JF Society & culture: general::JFC Cultural studies::JFCA Popular culture ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JP Politics & government::JPQ Central government::JPQB Central government policies ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JH Sociology & anthropology::JHB Sociology ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JH Sociology and anthropology::JHM Anthropology::JHMC Social and cultural anthropology ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JB Society and culture: general::JBC Cultural and media studies::JBCT Media studies ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JB Society and culture: general::JBC Cultural and media studies::JBCC Cultural studies::JBCC1 Popular culture ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JP Politics and government::JPQ Central / national / federal government::JPQB Central / national / federal government policies ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JH Sociology and anthropology::JHB Sociology
    Language: Japanese
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 28
    facet.materialart.
    Unknown
    Sakarya Üniversitesi Yayınları | Sakarya Üniversitesi Yayınları
    Publication Date: 2023-12-17
    Description: Fire scene investigators examine the physical characteristics of a fire scene and identify and collect physical evidence at the scene. This evidence is then analyzed to help determine whether the cause of the fire was accidental or intentional. During the fire scene investigation, investigators may find evidence that could point to criminal activity, such as accelerants, damaged vehicles, and certain burn patterns. As a study aimed at developing new tools and techniques for interpreting, identifying, and analyzing evidence at the scene of a fire, this book will hopefully contribute to the improvement of fire research and help fill a gap in this field in our country.
    Description: Published
    Description: Yangın yeri inceleme ekipleri yangın yerinin fiziksel özelliklerini inceler ve olay yerindeki fiziksel kanıtları tespit edip toplar. Bu kanıtlar daha sonra yangının nedeninin kaza mı yoksa kasıtlı mı olduğunu belirlemeye yardımcı olmak için analiz edilir. Araştırmacılar, yangın yeri incelemesi sırasında, hızlandırıcılar, hasarlı araçlar ve belirli yanık modelleri gibi suç faaliyetlerine işaret edebilecek kanıtlar bulabilirler. Yangın yerindeki kanıtların yorumlanması, tanımlanması ve analiz edilmesine yönelik yeni araç ve tekniklerin geliştirilmesini amaçlayan bir çalışma olan bu kitabın, yangın araştırmalarının gelişmesine katkıda bulunacağı ve ülkemizde bu alandaki bir boşluğun doldurulmasına yardımcı olacağı umulmaktadır.
    Keywords: Fire ; Investigation ; TNKF
    Language: Turkish
    Format: application/pdf
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 29
    Publication Date: 2024-03-24
    Description: Understanding civilized society encompasses the understanding of cities given that the urban environment, which is a natural reflection of settled life, shapes the civilization of a society. Moreover, cities enriched with the effects of trading functions as centers of modernization. At present, cities are exposed to the influence of different dynamics, which are a result of modern life. This influence plays an important role in the shaping of city life and identity. This study, which is entitled Cities in History with Respect to Humans and Spaces, highlights the transformation of cities throughout history and aims to examine the histories of important cities from the social, cultural, political, and economic perspectives. The study emerges as a result of a meticulous evaluation of original scientific writings in urban history and aims to contribute to research in this field. First, the paper presents an examination of the effect of football on urban identity followed by discussions on the tales of cities penned by Ottoman geographers, the transformation of cities previously dominated by wooden buildings and the impact of fires, the identity of cities under the influence of ideologies, the role of squares in the identification of cities, the role of foundations in shaping city identity, and the effects of asitane, dargah, and khanqah structures in the formation of the social identity of cities.
    Description: Published
    Description: Medeni toplumu anlamak, şehirleri anlamaktan geçer. Zira toplumun medenileşmesi yerleşik hayat ve onun doğal bir yansıması olarak şehir ortamında şekillenir. Bunun yanı sıra ticaretin etkisiyle zenginleşen şehirler modernleşmenin merkezinde yer alırlar. Günümüzde ise şehirler modern hayatın getirdiği değişik dinamiklerin etkisine maruz kalmakta, söz konusu etki şehir hayatı ve kimliğinin şekillenmesinde giderek daha fazla pay sahibi olmaktadır. Şehirlerin tarih boyunca yaşadığı dönüşümü ele alan “İnsan ve Mekan Açısından Tarihte Şehir” adlı bu çalışma, önemli şehirlerin tarihlerini sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik yönleriyle incelemektedir. Şehir tarihi araştırmalarına katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışma alanında özgün bilimsel yazıların titiz bir şekilde değerlendirilmesi sonucunda meydana gelmiştir. İlk yazı futbolun şehir kimliğine etkisini incelemektedir. Ardından sırasıyla; Osmanlı coğrafyacılarının kaleminden şehrin neler anlattığı, önceden ahşap yapıların ağırlıklı olduğu şehrin yangınların etkisiyle dönüşümü, ideolojilerin etkisinde kalan şehir kimliği, meydanların şehrin kimliğindeki yeri, şehir kimliğinin şekillenmesinde vakıfların oynadığı rol ve yine şehrin sosyal kimliğinin oluşumunda âsitâne, dergâh ve tekke yapılarının etkileri ele alınmaktadır.
    Keywords: thema EDItEUR::D Biography, Literature and Literary studies
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 30
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: Published
    Description: Türkiye’de beşerî bilimler sahasının ilk ve en büyük kurumu olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, kuruluşunun 150. yıldönümü olan 2020 yılında bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Elinizdeki kitap da yaşanan pandemi süreci dolayısıyla çoğu dijital ortamda gerçekleştirilen bu etkinlikler manzumesine bir ek ve Fakültemizin kuruluşunun bu önemli yıldönümüne bir armağan olarak tasarlanıp yayımlanmıştır. 1916-1933 yılları arasında neşredilen, tabiatıyla Mayıs 1929’a kadar Arap harfli olarak çıkarılan Felsefe, İçtimaiyat, Tarih, Coğrafya, Edebiyat dergisi Dârülfünun Edebiyat Fakültesi Mecmuası, çoğu Dârülfünun’da müderrislik ya da müderris muavinliği yapan hocaların veya yabancı bilim insanlarının dil, edebiyat, tarih, sosyoloji, felsefe, psikoloji, coğrafya başta olmak üzere beşerî bilimlerin çeşitli alanlarında kaleme aldıkları makalelerin neşredildiği mühim bir akademik yayın organıdır. Toplam 8 cilt ve 49 sayı olarak çıkan mecmuanın ilk sayısı Mart 1332 (1916)’de, son sayısı Kânunusani (Ocak) 1933’te yayımlanır. “Başlangıçta düzenli olarak iki ayda bir neşredilen mecmuanın 1. cildinin 6. ve son sayısı Kânunusani 1332 (Ocak 1916) tarihlidir. Bu sayıdan iki ay sonra yayımlanan ve üzerinde “sene 2, Mart 1331 1917, sayı 7” ibaresi bulunan nüshadan sonra mecmuanın 1. serisinin yayımı Mart 1922 tarihine kadar durdurulmuştur. Bu tarihte çıkan 1. sayı ile ll. cilde ve 2. seriye başlandığından Mart 1333 / 1917’de yayımlanan ve 1. serinin son sayısı olan nüsha herhangi bir cilde dâhil edilememektedir.” Türkiye’nin seferberlik içerisinde ve savaşın tam ortasında bulunduğu 1916 yılının çetin şartları altında, biraz da iktidarda olan İttihat ve Terakki Fırkası’nın resmî ideolojisi olan Türkçülük cereyanı etkisiyle daha çok Türk tarihi, dili, edebiyatı, içtimaiyatı alanlarına ait öncü metinlerin neşredildiği, önemli meselelerin tartışıldığı makalelerle kendisini gösteren Mecmua, daha sonra İslâm felsefesine ağırlık vermeye başlar. Fırkanın Kâtib-i Umumîsi olan ve 1912-1918 arası, kültür, edebiyat, matbuat ve bilim faaliyetlerinin hemen hepsinin bir yerinde bulunan Ziya Gökalp’ın, bu Mecmuanın da fikir babası, en azından yönlendiricisi olduğu kolaylıkla ifade edilebilir. Mecmuada neşredilen yazılarda ele alınan mevzular, esasen pek çok kültür adamı gibi, Türkleşmek-İslâmlaşmak-Muasırlaşmak yazarının da temel meseleleridir. Mecmuada makalesi ya da tercümesi neşredilen hocalardan bazılarının isimleri ve Dârülfünun Edebiyat Şubesi’ndeki kadroları şöyledir: Mehmed Ali Aynî (Felsefe Tarihi Müderrisi), Köprülüzade Mehmed Fuad (Türk Edebiyatı Tarihi Müderrisi), Mustafa Şekip (Tunç) (Rûhiyât Muallimi), Ziya Gökalp (İçtimaiyât Müderrisi), İsmail Hakkı (Baltacıoğlu) (Terbiye Müderrisi), Necip Âsım (Yazıksız) (Türk Lisaniyâtı ve Türk Tarihi Müderrisi), Mehmed Emin (Erişirgil), (Felsede Tarihi Muallimi), Hüseyin Daniş (İran Edebiyatı ve Farsça Müderrisi), Mehmed Şemseddin (Günaltay) (İslâm Tarihi Müderrisi), İzmirli İsmail Hakkı (İslâm Felsefesi Müderrisi), Ârif (Tarih-i Osmanî Müderrisi), Faik Sabri (Duran), (İslâm ve Türk Coğrafyası Müderrisi), Avram Galanti (Akvâm-ı Kadime-i Şarkiyye Tarihi Muallimi), Ali Ekrem (Nazariyat-ı Edebiye Müderrisi).2 Türkoloji denen geniş çalışma ve araştırma sahasının önemli isimleri olan bu hocalardan başka Carl Brockelman, G. Bergstrasser, T. Lefevr, Ernest Chaput, Franz Babinger, Gustave Lanson gibi yabancı Türkolog ve filologların da pek çok makalesi de telif veya tercüme yoluyla Mecmua’da yerini bulur. Söz konusu yıllarda Osmanlı Devleti’nin Almanya İmparatorluğu ile sadece askerî ittifakı değil, ticarî, sınaî, ilmî alanlardaki işbirliği Dârülfünun, dolayısıyla Mecmuadaki Alman hocaların varlığını izaha kâfidir. Savaşın sonuna doğru yani 1917’de yayınına ara verilen ve Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasının hemen ardından neşrine devam edilen Mecmua, 1933 Üniversite Reformuna kadar yayınını sürdürecektir. Çok ciddî maddi sıkıntıların yaşandığı 1922 yılında, Mecmuanın yeniden hayata dönmesi, döndürülmesi bu yayın faaliyetine atfedilen önem hakkında çok fikir vericidir. Hakikaten Dârülfünun Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Türkiye’de dil, edebiyat, dilbilimi, felsefe, sosyoloji, psikoloji, ilahiyat ve coğrafya gibi alanlarda ilk ilmî, ciddî, sistemli neşirlerin yapıldığı, sonraki yıllarda daima bir başvuru kaynağı olan bir yayın faaliyeti olmuştur. “Türkolojinin Babası” olarak anılan Ord. Prof. M. Fuad Köprülü’nün Türk dili, edebiyatı, tarihi, inanç sistemi gibi konularda yazmış olduğu makalelerin 11’nin evvela bu mecmuda yayımlanmış olduğunu belirtmek herhâlde kastımızı ifadeye yardımcı olacaktır. Sadece Köprülü’nün etütleri değil, bu mecmuada neşredilmiş araştırma, tenkit, tanıtma vs türlerindeki pek çok makale, bugünün nesillerinin istifadesi için farklı zamanlarda muhtelif alanlardaki akademisyenler tarafından yeni yazıya aktarılmıştır. Bununla beraber bu muazzam ilim hazinesindeki yazıların pek çoğu da araştırmacılardan aynı gayret ve hizmeti beklemektedir. Sosyal Bilimler alanında çalışanlar için Osmanlı Türkçesiyle yazılmış metinleri okumak, okuyabilmek bir ayrıcalık ve bu tür metinlerin yeni harflerle neşri onlar için bir ihtiyaç değilse de yine bu sahalara mensup olan ama formasyonu gereği ya da çeşitli sebeplerle eski yazı okuyamayan pek çok araştırmacı için bu ve benzeri mecmua ve kitapların günümüz alfabesiyle neşri bir zarurettir. Elinizdeki kitap işte bu tür bir endişeden doğmuş ve böylesi bir ihtiyacı kısmen de olsa gidermek maksadıyla neşre hazırlanmıştır. “Kısmen” diyoruz zira ideal olan, elbette Mecmuadaki yazıların tümünün Latin alfabesiyle yayımlanması ve dilimizi, edebiyatımızı, tarihimizi, coğrafyamızı, düşünce ve inanç sistemimizi kendisine mesele edinen herkesin istifadesine sunulmasıdır. Biz, Edebiyat Fakültesi’nin kuruluşunun 150. yıldönümüne armağan olarak düşündüğümüz bu kitaba, görsellerle zenginleştirilmiş 16 adet yazıyı alabildik. Kitapta hangi yazıya, niçin yer verildiği konusuna gelince: 49 sayıda toplam 244 makalenin neşredildiği4 Dârülfünun Edebiyat Fakültesi Mecmuası’nda çıkmış bütün makaleler önemli ve değerlidir. Dolayısıyla sınırlı sayıda metne yer verilebilecek bu kitapta hangi yazının yer alacağına karar vermek kolay olmamıştır. Bununla beraber seçimi kolaylaştıracak bazı ölçütlerimiz vardı. Şöyle ki: Mecmua, Dârülfünun Edebiyat Şubesi’ne ait olduğu için, Şubenin değişik disiplinlerinde hocalığı bulunan isimlere öncelik verildi. Ayrıca Mecmuada çok sayıda ecnebi bilim insanının telif veya tercüme yazısının bulunması, belli oranda bu yazarlara da yer vermeyi gerektiriyordu. Seçimi kolaylaştıran diğer bir unsur ise Mecmuada neşredilen makalelerin alanlara göre sayısı ve oranıydı. Bu anlamda Türk Dili, Doğu Dilleri, Batı Dilleri, dilbilimi, tarih, edebiyat, bilim tarihi, İslâm felsefesi, estetik, coğrafya, sosyoloji, psikoloji gibi disiplinlere bu kitapta mutlaka yer ayrılmalıydı. Öyle de oldu. Kitaptaki yazıların daha önce yeni harflerle yayımlanmamış olanlardan seçilmesi, zaten mesainin başında bir ilke olarak benimsenmişti. Bununla beraber, daha önce neşredilmiş olmak, bir yazının kitaba girmesine mâni de olmadı. Zira asıl gaye, Mecmuanın içerik bakımından zenginliğini, öncülüğünü, dolayısıyla kıymetini aksettirmek ve günümüze taşımaktı. Kitaptaki bazı yazılar, doğrudan editörlerin tercihi doğrultusunda belirlendi. Bazı yazılar da alanın uzmanları ya da yazıları yeni harflere aktaran hocalarımızın, meslektaşlarımızın tercih ve tespitine bırakıldı. Bu 16 yazının ikisinin Farâbî ile ilgili olması yani M. Şemseddin Günaltay’ın Farabî ile ilgili birbirini takip eden iki yazısının kitaba derç edilmesi de UNESCO’nun 2020 yılını Farâbî yılı olarak belirlemesiyle ilgilidir ve bu büyük Türk-İslâm filozofunun hatırasını yâda vesile olması maksadıyladır. Görüleceği gibi kitapta yer alan bu 16 yazının tamamı, hâlihazırda Edebiyat Fakültesi’nin değişik programlarında görev yapan akademisyenler tarafından Latin harflerine aktarılmıştır. Bu akademisyenlerin isim ve branşlarını burada zikretmek asgarî bir kadirşinaslık gereğidir: Bu bağlamda, projeyi kendilerine haber verdiğimizde teklifimizi hemen kabul ve çeviriyazıları zamanında teslim eden değerli Hocalarımız, meslektaşlarımız Prof. Dr. Sevtap Kadıoğlu’na (Bilim Tarihi); Prof. Dr. Mehmet Cüneyd Kaya’ya (Felsefe); Prof. Dr. Mücahit Kaçar’a, (Türk Dili ve Edebiyatı); Doç. Dr. Nuri Sağlam’a (Türk Dili ve Edebiyatı); Doç. Dr. Ömer İshakoğlu’na (Arap Dili ve Edebiyatı); Doç. Dr. Uğur Gürsu’ya (Türk Dili ve Edebiyatı); Doç. Dr. Metin Ünver’e (Tarih); Doç. Dr. Cahid Şenel’e (Felsefe); Doç. Dr. Esra Egüz’e (Türk Dili ve Edebiyatı); Dr. Öğr. Üy. Aslı Zengin’e (Türk Dili ve Edebiyatı); Dr. Öğr. Üy. M. Şerif Eskin’e (Türk Dili ve Edebiyatı); Dr. Öğr. Üy. Kaan Kapan ve Aydın Cidan’a (Coğrafya); Dr. Ümran Erdoğan’a (Türk Dili ve Edebiyatı) ve Dr. Öğr. Üy. Bilal Alpaydın’a (Türk Dili ve Edebiyatı) çalışmaya olan samimî destekleri için çok teşekkür ediyoruz. Eserin editörleri de iki makalenin yeni yazıya aktarımıyla çalışmaya dâhil oldular. Edebiyat Fakültesi’nin kuruluşunun 150. yılı olan 2020’nin Fakültemiz adına verimli ve anlamlı geçmesi için özverili bir çaba gösteren, gerçekleştirilebilecek farklı akademik çalışmalar konusunda ufuk açıcı tavsiye ve yönlendirmelerde bulunan, bu bağlamda elinizdeki kitabın fikir aşamasından yayımına kadarki süreçlerini ilgiyle takip eden Edebiyat Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Hayati Develi’ye; kitabın mizanpaj ve baskı işlerinin profesyonellikle yürütülmesi konusundaki sahiplenici tavrı ve destekleri için İstanbul Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mahmut Ak’a; eserin neşri konusunda karşılaştığımız bazı güçlüklerin aşılması konusundaki değerli destekleri için Rektör Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Halûk Alkan’a; değerli tavsiyeleri dolayısıyla Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk’a; bu neşirdeki emek ve gayretleri dolayısıyla İÜ Press mensup ve çalışanlarına, ayrıca çalışmanın çeşitli aşamalarında katkıları bulunan meslektaşlarımız Hacer Selçuk, Saliha Çetinkaya ve Burak Koç’a teşekkür ediyor; zor şartlar altında bu mecmuanın neşrini gerçekleştiren, mecmuada yazısı ve emeği bulunan bütün ilim insanlarını rahmet ve minnetle anıyoruz.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 31
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: Aviation psychology has gained importance due to aviation accidents largely being based on human factors. Aviation psychology is a discipline based on understanding and predicting the behavior of those engaged in aviation-related activities. Aviation psychology in particular came to the fore in the early 1900s with personality measurements in pilot selection. Today, aviation psychology is involved not only in the selection of suitable aviation personnel but also in aviation accident research, pilot peersupport programs, aviatic stress, human-machine interactions, flight phobia, gender-biased approaches in aviation, and aviatic communications. The role human factors have in aviation systems has changed with the developments in technology. These changes have brought along theoretical, experimental, and practical innovations in aviatic applications. The experienced innovations include many issues, from personnel employment qualifications to the difficulties experienced in human-machine interactions. We predict that the most effective way to meet the challenges of today’s and tomorrow’s rapidly changing technological developments will be through theoretical models and current research regarding implementation. Based on these facts , the need has emerged for a Turkish publication that is able to cover important areas in aviation psychology in Turkey . Although the chapters cover important topics in aviation psychology, they do not include every topic in the field. As such, this book marks just the beginning of future works from us on aviation psychology.
    Description: Published
    Description: Havacılık kazalarının büyük oranda insan faktörlerine dayandırılmasıyla havacılık psikolojisi önem kazanmaya başlamıştır. Havacılık psikolojisi, havacılıkla ilgili faaliyetlerde bulunan bireylerin davranışlarını anlama ve tahmin etmeye yönelik bir disiplin olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle 1900’lü yılların başlarında pilot seçimlerinde kişilik ölçümlemeleriyle gündeme gelen havacılık psikolojisi, bugün sadece uygun havacılık personeli seçiminde değil havacılık kazaları araştırmaları, pilot akran destek programları, stres, insan-makine etkileşimleri, uçuş fobisi, havacılıkta cinsiyetçi yaklaşımlar ve iletişim gibi pek çok konuyu içerisinde barındırmaktadır. Havacılık sistemlerinde insan faktörlerinin rolü teknolojik gelişmelerle beraber değişime uğramıştır. Bu değişimler, havacılık uygulamalarında da teorik, deneysel ve uygulamaya yönelik yenilikleri beraberinde getirmiştir. Yaşanan yenilikler istihdam edilecek personelin ihtiyaç duyulan niteliğinden insan-makine etkileşiminde yaşanan zorluklara kadar pek çok konuyu içermektedir. Bugünün ve yarının hızla değişen teknolojik gelişmelerinin zorluklarını en etkili şekilde karşılamanın yolunun teorik modeller ve uygulamaya yönelik güncel araştırmalarla olduğunu öngörmekteyiz. Bu ihtiyaçlar ve dayanaklar bağlamında havacılık psikolojisinde ülkemizde önemli alanları kapsayacak Türkçe bir eser ihtiyacının olduğu düşüncesi ortaya çıkmıştır. Kitabımız ülkemizde halen Havacılık Psikolojisi alanında yazılmış ender kitaplardan biri olup, okuyuculara sivil havacılık psikolojisi alanındaki temel kavramları, araştırma alanlarını ve güncel uygulamaları tanıtmayı hedeflemektedir. Kitapta yer alan bölüm yazarlarının bazılarının sektörde aktif olarak görev almış olması, ilgili bölümlerde bu yazarların bilgi ve deneyimleriyle kitaba katkı sağlamıştır. Kitap bölümleri, havacılık psikolojisinde önemli konuları kapsayacak şekilde düzenlense de alanda yer alan tüm konuları içermemesi nedeniyle bir sonraki havacılık psikolojisi konulu eserlerimizin başlangıcı niteliğinde olmuştur.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JM Psychology ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JM Psychology
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 32
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-14
    Description: Published
    Description: Bilginin sınıflandırılması için 1965 yılında geliştirilen hipermetin (hypertext), hipermetinlere ulaşmayı kolaylaştıran bir araç olarak 1968 yılında geliştirilmiş olan fare (mouse) ve bilgilerin daha da iyi sınıflanmasını sağlayan semantik web gibi gelişmeler aslında Vannevar Bush’un 1945 yılında yayınlanmış olan “As we may think”, Brian Shackel’in 1959 yılında yayınlanmış “Ergonomics for a computer” ve Doug Engelbart’ın 1960 yılında yayınlanmış “Argumenting Human Intellect” isimli makalelerinin müjdelediği gelişmelerdi. 1987 yılına gelindiğinde de Lucy Suchman, “…daha kullanılabilir bilgisayar sistemleri tasarlamaktansa, insanı anlayan sistemler geliştirilmelidir.” diyecekti. Günümüz insanının en büyük korkusu, teknolojiye bağlılığın gittikçe artması sonucunda hakimiyetin teknolojiye geçmesi gerçeği ile yüzyüze kalmak. İnsan Bilgisayar Etkileşimi (İBE) (Human Computer Interaction (HCI)) alanındaki çalışmaların gittikçe önem kazanması, “teknolojiye bağlı insan” değil “insana bağlı teknoloji” gerçeğinin galip geleceğinin işaretlerini taşımakta. Bu gerçeği kurgulamadaki en büyük zorluk aslında insanın kendisi! İnsan duygusaldır, etki altında kalır, öğrenir, zaman içinde değişir, sosyal bir çevrenin içinde yaşar. Yapay Zeka çalışmalarının amacı “insan gibi düşünen” ve “insan gibi hareket eden (davranan)” makineler geliştirmek olunca, insanı anlamak ve bir makineyi ona benzetmenin ne kadar zor olduğu ama bunun yanısıra İBE’nin de ne kadar önemli bir alan olduğu bir kez daha doğrulanmış oluyor. Bugün, İnsan-Bilgisayar Etkileşimi (İBE) büyük bir literatür üzerine inşa edilmiş disiplinler arası bir araştırma alanı olarak bilim dünyasında dikkat çekiyor. Tasarım, psikoloji ve felsefeden dilbilim ve antropolojiye, yazılım mühendisliğinden robotik ve yapay zekaya uzanan çeşitlilikte bir çok disiplinden bilim insanı, kullanıcıların farklı teknolojilerle etkileşim sürecinde öne çıkan ihtiyaçlarını anlamak üzere karşılıklı işbirliği çerçevesinde özgün araştırmalar sürdürüyor. Bu bağlamda cevaplanması gereken çok soru olduğu aşikar. Mecralar her geçen gün çeşitleniyor. Masaüstü ve mobil sitelerden sesli asistanlar gibi doğal kullanıcı arayüzlerine; kiosklardan arttırılmış, sanal ve karma gerçeklik ortamlarına uzanan geniş bir yelpazede söz konusu platformlar içinde kullanıcı deneyimini tüm katmanlarıyla anlamak büyük önem arz ediyor. Teknoloji çeşitliği karşısında kullanıcı çeşitliliği de önemli bir diğer araştırma odağı olarak öne çıkıyor. Post-demografik dönemde kullanıcıları sosyo-ekonomik statüleriyle segmentler üzerinde tanımlamak artık yeterli değil. Araştırmacılar kullanıcı ihtiyaçlarını daha doğru tespit edebilmek için her geçen gün bireye odaklanan persona odaklı bakışı daha çok sahipleniyor. Bu anlamda çocuklar, yaşlılar, engelliler gibi kendi has özel ihtiyaçları olan topluluklar üzerine şekillenen araştırmaların sayısı her geçen gün artıyor. Yukarıda kısaca ifade etmeye çalıştığımız bağlam üzerinden şekillenen İBE araştırmaları yurtdışında hareketli bir araştırma alanını tanımlarken, Türkiye’de bu alanda çalışan araştırmacı sayısı maalesef oldukça kısıtlı. Özellikle doktora seviyesinde açılan İBE odaklı dersler sayesinde alana yeni araştırmacı ve yayın kazandırma doğrultusunda özel bir çaba gösteriliyor. Elinizde tuttuğunuz bu kitap , bu çabanın değerli bir sonucu olarak hazırlandı. Doğrudan İBE alanı içine konumlanan özgün araştırmaları içeren bu yayın ilgili literatüre Türkçe katkı sağlamak suretiyle çok önemli bir işlevi yerine getiriyor. Son on yıldır Türkiye’de profesyonel dijital sektörün “kullanıcı deneyimi tasarımı”, “kullanıcı araştırmaları” gibi başlıklar altında İBE alanına yönelik somut ilgisinden bahsetmek mümkün. Elinizdeki bu kitabın sektöre bu bağlamda da ışık tutacağını düşünüyor, bu tarz özgün yayınların sayısının her geçen gün daha da artmasını umuyoruz.
    Keywords: thema EDItEUR::U Computing and Information Technology::UY Computer science ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences ; thema EDItEUR::K Economics, Finance, Business and Management::KN Industry and industrial studies::KNX Industrial relations, occupational health and safety
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 33
    Publication Date: 2022-06-02
    Description: After the 'March 15 incident' on Japanese Communist Party members in 1928, many activists converted in prison, and "conversion period" (tenkō jidai) appeared. The converted people (tenkōsha) then wrote notes in which they described the ideological and spiritual changes that occurred during their imprisonment. The change was prompted by the teachings of Buddhism, mainly Jōdo Shinshū, and the presence of chaplains (kyōkaishi) who mediated the teachings. The tenkōsha abandoned their faith in Marxism, returned to Japanese traditional familism, became devoted to the Emperor of Japan, and some started to practice agricultural fundamentalism. In this article, I will focus on a person named Kobayashi Morito (1902 -1984), who wrote about his own experience of conversion in Until He Left the Communist Party (1932) and also edited the notes of other conversion people and published them as Notes of a Converter (1933) and Thought and Life of the Converted(1935), and will analyze the stories of conversion experiences of various tenkōsha, reexamining how they accepted conversion, and at the same time focus on the contradictions and conflicts that occurred there.
    Keywords: conversion ; Marxism ; agriculture-based national ideology ; Kobayashi Morito
    Language: Japanese
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 34
    Publication Date: 2024-03-24
    Description: Mawlawiyah, which has a history of nearly eight centuries, was institutionalised as a sufi school and has had widespread effects, in addition to pioneering the formation of one of the most influential sources in Turkish culture, art, and literature. When compared to other sufi schools, the most striking feature of Mawlawiyah is that it allocates a central place to art and literature within its institutional culture. Therefore, from the thirteenth century to the present day, the number of poets who were followers of the Mawlawiyah or Mawlawi culture in Turkish literature is more than three hundred. In addition to historical figures such as Sheikh Ghalib, who are directly identified with Mawlawiyah, the reflections of this cultural accumulation also appear in the writing experiences of authors who are not directly affiliated with Mawlawi culture, such as Halide Edib Adıvar and Ahmet Hamdi Tanpınar, due to their interest in the culture. In recent years, parallel to the increasing interest in Mawlana, Mawlawiyah, and Sheikh Ghalib around the world as the culture industry put mysticism on its agenda , new dimensions have been added to the subject. Some of the studies in this book, which are composed within the framework of these new dimensions, focus on the classical period and Mawlana’s personality, works, life, new research on Mawlawiyah, and well-known written sources on these issues. In the studies dealing with the modern period, the images of Mawlana and Mawlawiyah are analysed in different fields, from poetry to novels and socioeconomic dimensions of mysticism today. In this context, Mevlüt İlhan and Ermiş Dandan, in their article titled “Osman Fevzi Olcay’s Muhtasar Menâkıb-ı Mevlânâ”, present information about Muhtasar Menâkıb-ı Mevlânâ of Osman Fevzi Olcay, who has produced many historical works, and then include the text of his work. Özlem Düzlü, in “Mawlawis in Keçecizâde Izzet Molla’s Writings”, evaluates a stanza that was devoted to the members of the Mawlawiyah by Izzet Molla, who has added a couplet about Mawlana or Mawlawiyah at the end of almost every ghazal in his diwan called Bahâr-ı Efkâr and wrote many poems about Mawlana, Mawlawi elders, and Mawlawiyah. Pointing out that in the poem, which consists of eighteen couplets with the redif “Mawlawi”, the positive characteristics of the Mawlawis are generally mentioned, Düzlü also observes that İzzet Molla further emphasises the existence of people who could be the target of criticism from within or outside the sect due to their negative behaviours. Focusing on the history of literature in their article “Dr. Rıza Nur’s Studies on Jalâl al-Dîn Muhammed Rûmî, Sultan Veled, and Sheikh Ghalib’s Poems”, Yasemin Karakuş and Ömer Arslan draw attention to the revealing of Rıza Nur’s Evolution of Turkish Poetry History and Its Analytical Study, which has not been known until today, within the framework of the content of Nur’s work, then discuss how Mawlana, Sultan Veled, and Sheikh Ghalib’s poems and literary personalities were examined by Dr. Rıza Nur. In one of the two studies dealing with Mawlawiyah and Mawlana in modern Turkish poetry, Ahmet Murat Özel finds that a strong representation does not occur in modern literature, despite the founding role of Mawlana and Mawlawiyah in classical literature. Özel, who attributes this to the lack of attention paid to tradition by modern poets, evaluates the representation of Mawlana and Mawlawiyah in modern Turkish poetry as an “emotional fidelity but a poetic farewell”. Sevim Güldürmez, on the other hand, concentrates on the works of many different authors in her article, which deals with the various forms of appearance of Mawlana in modern Turkish poetry. Güldürmez, claiming that each poet constructs their own Mawlana image, analyses the existence of Mawlana in modern Turkish poetry from a different framework apart from the fact of establishing a relationship with tradition. In parallel with Güldürmez, Derya Güllük also examines the variations in the aspects of Mawlana and Mawlawiyah in Turkish novels. According to Güllük’s article, the representation of Mawlana as a historical figure and the Mawlawi culture created by his followers over the centuries in Turkish novels differs in line with the personal selectivity of the novelists and their issues, and fiction writers construct their own Mawlana image. Muhammet Salman and Resul Kırmızıdemir focus on İhsan Oktay Anar’s novel Suskunlar. Salman and Kırmızıdemir offer an alternative reading suggestion for this novel through the way Mawlawiyah is perceived within the journey of the novel character Eflâtun representing mystical self-fulfilment, by a deconstructive approach to the understanding of the truth is distorted in a postmodern situation; however, they point out that this deconstruction has also the potential to help reach the truth, not nihilism. The position of Mawlawi whirling ceremonies, one of the first symbols that come to mind when Mawlawiyah is mentioned in today’s socioeconomic practices of mysticism, is among the issues discussed in the book. Seda Aksüt points out the danger posed to the whirling ceremonies by decontextualization, which is one of the risk factors that threatens the authenticity of this cultural heritage, and makes suggestions for building an effective awareness of conservation.
    Description: Published
    Description: Sekiz yüz yıla yakın bir tarihe sahip olan Mevlevilik, süreç içerisinde geniş coğrafyalarda yaygınlaşan bir tasavvuf ekolü olarak kurumsallaşırken aynı zamanda Türk kültürü, sanatı ve edebiyatında da en güçlü damarlardan birinin oluşmasına öncülük etmiştir. Nitekim diğer tasavvuf ekolleriyle karşılaştırıldığında Mevleviliğin göze çarpan başlıca özelliği, kurumsal kültürü içerisinde sanat ve edebiyata oldukça merkezî bir yer ayırmasıdır. Nitekim on üçüncü yüzyıldan günümüze Türk edebiyatında Mevlevilik müntesibi veya Mevlevi kültürüyle yetişmiş şairlerin sayısı bugün tespit edilebildiği kadarıyla üç yüzden fazladır. Diğer yandan, Halide Edib Adıvar ve Ahmet Hamdi Tanpınar gibi kendileri doğrudan Mevleviliğe bağlı olmasalar da Mevlevi kültürüne ve Şeyh Galip gibi Mevlevilikle özdeşleşmiş tarihsel figürlere duydukları ilgi dolayımında farklı kalemlerin yazı tecrübelerinde de söz konusu birikimin yansımaları karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda dünya genelinde Mevlana, Mevlevilik ve Şeyh Galip’e yönelik artan ilgiye paralel olarak kültür endüstrisinin dinamiklerinin devreye girmesiyle birlikte konuya yeni boyutlar da eklenmiş oldu. Bu noktalardan hareketle derlenen elinizdeki kitapta yer alan çalışmalardan bazıları klasik döneme odaklanarak Mevlana’nın kişiliği, eserleri, hayatı ile Mevlevilik hakkındaki bazı yeni araştırmaları ve bu konulardaki kimi kaynakları ele almaktadır. Modern dönemi konu edinen incelemelerde ise şiirden romana ve kültür endüstrisine farklı alanlarda Mevlana ve Mevleviliğin görünüm biçimleri tahlil edilmektedir. Bu bağlamda, Mevlüt İlhan ve Ermiş Dandan “Osman Fevzi Olcay’ın Muhtasar Menâkıb-ı Mevlânâ İsimli Eseri” başlıklı yazılarında, çok sayıda tarihî eser ortaya koyan Osman Fevzi Olcay’ın Muhtasar Menâkıb-ı Mevlânâ isimli eseri hakkında bilgi sunduktan sonra bu eserin metnine yer vermişlerdir. Özlem Düzlü de “Keçecizâde İzzet Molla’nın Kaleminden Mevleviler” başlıklı yazısında, Bahâr-ı Efkâr adlı divanında hemen her gazelinin sonuna Mevlana ya da Mevlevilikle ilgili bir beyit ekleyen, Mevlana, Mevlevi büyükleri ve Mevlevilikle ilgili pek çok manzume kaleme alan Keçecizâde İzzet Molla’nın Mevlevi tarikatı mensuplarına hasrettiği bir kıt’asını değerlendirmektedir. On sekiz beyitten oluşan ve “Mevlevileri” redifli olan şiirde genel olarak Mevlevilerin olumlu özelliklerinin söz konusu edildiğine işaret eden Düzlü, İzzet Molla’nın tarikat içinden veya dışından bazı kimselerin eleştirilerine hedef olabilecek davranışlarda bulunan kişilerin varlığına da işaret ettiğine değinmektedir. Edebiyat tarihine odaklanan Yasemin Karakuş ve Ömer Arslan, “Dr. Rıza Nur’un Mevlana, Sultan Veled ve Şeyh Galip’in Şiirleri Üzerine Dikkatleri” başlıklı yazılarında Dr. Rıza Nur’un şu ana kadar bilinmeyen ve yayımlanmamış olan Türk Şiirinin Evolüsyonu Tarihi ve Analitik (Tahlilî) Tedkiki adlı çalışmasının varlığına ve muhtevasına dikkat çektikten sonra Mevlana, Sultan Veled ve Şeyh Galip’in bu eserde nasıl incelendiğini ayrıntılı olarak ele almışlardır. Modern Türk şiirinde Mevlevilik ve Mevlana’yı ele alan iki çalışmadan birinde Ahmet Murat Özel, Mevlana ve Mevleviliğin klasik edebiyattaki kurucu rolüne karşın modern edebiyatta böyle bir güçlü temsilin oluşmadığını tespit ediyor. Bu durumu, modern şairlerde geleneğe karşı yeterli dikkatin oluşmamış olmasına bağlayan Özel, Mevlana ve Mevleviliğin modern Türk şiirindeki temsilini “duygusal bir vefa ama poetik bir veda” olarak değerlendirmektedir. Sevim Güldürmez ise modern Türk şiirinde Mevlana’nın çeşitli görünüm biçimlerini ele alan yazısında birçok farklı kalemin eserlerini mercek altına alıyor. Güldürmez, her şairin kendi Mevlana’sını inşa ettiğini ileri sürerek, Mevlana’nın modern Türk şiiri içerisindeki varlığını gelenekle ilişki kurma olgusunun dışında farklı bir çerçeveden hareketle tahlil etmektedir. Güldürmez’e paralel olarak Derya Güllük de Türk romanında Mevlana ve Mevleviliğin görünümlerindeki çeşitlenmeleri irdeliyor. Güllük’ün makalesine göre, tarihsel bir figür olarak Mevlana’nın ve onun takipçileri tarafından yüzyıllar içerisinde oluşturulan Mevlevi kültürünün Türk romanındaki temsili, roman yazarlarının kişisel seçicilikleri ve kendi meseleleri doğrultusunda farklılaşmakta, kurmaca yazarları da kendi Mevlana’larını inşa etmektedir. Muhammet Salman ve Resul Kırmızıdemir İhsan Oktay Anar’ın Suskunlar romanına yoğunlaştıkları çalışmalarında, roman karakteri Eflâtun’un seyrisülûku temsil eden yolculuğu etrafında, bir taraftan postmodern durumla uyumlu biçimde hakikat anlayışlarına karşı dekonstrüktif bir yaklaşım ortaya konulduğunu, ancak diğer taraftan da bu dekonstrüksiyonun nihilizme değil, hakikate ulaşmaya yardımcı olacak potansiyelde olduğuna dikkat çekerek, Mevleviliğin alımlanma biçimi üzerinden Suskunlar’a dair alternatif bir okuma önerisi sunmaktadır. Mevlevilik denilince akla ilk gelen simgelerden biri olan semâ törenlerinin günümüz kültür endüstrisindeki konumu da kitapta ele alınan meseleler arasında. Seda Aksüt, semâ törenlerinin karşı karşıya olduğu bir tehlikeye, bu kültürel mirasın otantikliğini tehdit eder hâle gelen risk faktörlerinden biri olan bağlamından koparmaya işaret ederek etkili bir koruma bilincinin inşa edilmesi adına önerilerde bulunuyor.
    Keywords: thema EDItEUR::D Biography, Literature and Literary studies ; thema EDItEUR::Q Philosophy and Religion::QR Religion and beliefs::QRA Religion: general
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 35
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-03-24
    Description: Published
    Description: Bu kitap yaklaşık 1340-1400 yılları arasında yaşamış İngiliz Edebiyatı Ortaçağ yazarlarından Geofrey Chaucer’ın Canterbury Tales (Canterbury Masalları) adlı eserinin sekizyüzaltmış dizelik Prolog (Takdim) bölümünün , İngilizce ve Türkçe karşılıklı çevirisinden oluşmaktadır. İngiltere’de Canterbury’ye Aziz Thomas Becket’in mezarına giden otuz hacının anlatıldığı Prolog’da hem hacıların profili öyküsel şiir diliyle mizahi olarak anlatılmıştır. Geoffrey Chaucer Canterbury Masalları’nda hacıların herbirinin giderken iki, dönerken de iki öykü olmak üzere eserinde yüzyirmi (120) öyküye yer vermeyi başlangıçta tasarlamakla birlikte, bu öykülerin hepsi tamamlanamamış, sadece her karakterin Canterbury’ye hacıya gidiş yolunda kendi kişiliğine uygun olarak anlattığı bir öyküyle sınırlı kalmıştır. Eserin General Prologue adı verilen ve bu kaynakta yer alan kısmı karakterlerin ve eserin kurgusunun okuyucuya takdimi olup, iki dilli Türk okurunun beklentileri göz önüne alınarak çevrilmiştir. Bu çeviriyle Latince ve Fransızcanın edebi bir dil olarak kullanıldığı bir dönemde İngilizce yazılmış bu ilk eserin Türk okura tanıtılması amaçlanmıştır. Bu şekilde İngiliz Edebiyatının temelerini atan Geoffrey Chaucer’ın şairliği, öykücülükteki ustalığı ve ince anlayışı Türk okura tanıtılmak istenmiştir. Canterbury Masalları ile tanınan Geofrey Chaucer (1340? -1440) İngiliz Edebiyatı’nın ve günümüz İngilizcesi kadar İngiliz yazın dilinin gelişmesine öncülük etmiş bir Orta Çağ şair yazarıdır. Her ne kadar başlangıçta Fransız ve İtalyan Edebiyatı’nın etkisinde kalarak alegorik eserler verse de yaşamının son on senelik döneminde yazar olarak farklılıklardan kendisine ve İngilizlere özgü yazınsal bir kimlik oluşturmayı başarmıştır. Özellikle Canterbury Masalları’nın Prolog kısmında yer alan yaklaşık 860 dizelik Prolog bölümü okuyucunun eserin bütünü hakkında fikir edinmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Prolog’da Canterbury’ye hacca giden toplumun farklı kesimlerindeki İngiliz karakterleri mizahi bir şekilde anlatılmakla kalmamış, bu karakterlerin sonradan anlatacakları öykülere de zemin hazırlayacak şekilde öyküsel şiir tekniğine de başvurularak yazılmıştır. Prolog’da Aziz Thomas Becket’in Canterbury’deki kabrine hacca gitmek üzere Londra’da Tabard Hanı’nda toplanan otuz hacının profilini Chaucer anlatıcı kimliğine bürünerek günümüzde bile her okura seslenecek yalın ama şiirsel bir dille aktarmıştır. Prolog Chaucer’un hicivli anlatımıyla hem toplumsal bir eleştiri örneği hem de öykü tekniği açısından İngiliz Edebiyatı’nın önde gelen örneklerindendir. Son söz olarak, ikidilli ve Türkçe’nin elverdiği ölçüde aslına sadık kalarak hazırlanan Prolog’un bu çevirisinin İngiliz Edebiyatı’nın öncüsü olarak şiir ve öykü tekniği açısından İngiliz kültürünün yalınlığını ve sessiz görünen kimliğinin altında yatan eleştirel ve mizahi yönünü Türk okuyucuya daha yakından tanıştıracağını umuyor, iyi okumalar diliyorum.
    Keywords: thema EDItEUR::D Biography, Literature and Literary studies
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 36
    facet.materialart.
    Unknown
    punctum books | Department of Eagles
    Publication Date: 2024-03-23
    Description: Broken Narrative provides an extensive reflection on history, politics, and contemporary art, revolving around the cornerstones of the artistic practice of Albanian artist Armando Lulaj. The core of the book is formed by and extended interview of Lulaj by Italian artist and writer Marco Mazzi. This inquiry starts in the year 1997, a year of social and political upheaval in Albania, of anarchy, controversies and emigration, of toxic seeds of neoliberalism sprouting in an already wounded country, and continues to the present day, where politics, hidden behind art forms, has practically destroyed (again) every different and possible future of the country. This book also sketches out a connection between the recent Albanian political context and contemporary art by considering the realities of Albania as essential for an understanding of the dynamics of international power in contemporary art and architecture, and the role of politics therein. Broken Narrative comes in a bilingual English–Japanese edition, in part as homage to the subtle esthetics of Japanese poetry, which has inspired many of the Lulaj’s works, while equally evoking the subversive films of the Red Army, active in Japan at the turn of the 1960s and ’70s. Broken Narrative contains a double preface in English by Albanian scholar Jonida Gashi and in Japanese by photographer Osamu Kanemura.
    Keywords: Albania;esthetics;political art;post-communism;public space;resistance;state capture ; thema EDItEUR::1 Place qualifiers::1D Europe::1DX Southeast Europe::1DXA Albania ; thema EDItEUR::A The Arts::AG The Arts: treatments and subjects::AGA History of art ; thema EDItEUR::6 Style qualifiers::6C Styles (C)::6CK Conceptualism ; thema EDItEUR::A The Arts::AG The Arts: treatments and subjects::AGB Individual artists, art monographs
    Language: English , Italian , Japanese
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 37
    facet.materialart.
    Unknown
    Taylor & Francis | Routledge
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: "The Politics of Trauma and Integrity uses the lenses of gender and trauma to tell the stories of narratives testified by two contrasting Japanese “comfort women” survivors. Through an innovative interdisciplinary study of the politics of gendered memory and trauma in historical context, with numerous primary sources for analysis including diaries, interviews, letters and oral testimonies, this book uncovers the life-or-death struggles of Japanese survivors in pursuit of public recognition as the victims of state violence against women. It is set within a gender history of modern Japan, supplemented by feminist activist methodology premised upon political agency that seeks social justice. The author’s analysis draws upon three key concepts: trauma, coherence of the self, and integrity. Focusing upon the role of gender and trauma as the nexus between memory construction and identity formation in modern Japan, the author reveals these women’s relentless quest for their recovery and creation of new identities. This book provides a better understanding of the victims of sexual violence and encourages readers to listen to the voice of trauma, as well as making a significant contribution to the existing research on the ongoing history of sexual violence against women in Japan, the rest of Asia and beyond. It will be of interest to scholars, researchers, activists and all who are interested in the issue of women’s human rights. It provides supplementary reading and research material for history and politics courses relating to Japan and East Asia, memory, identity, trauma, gender, war and feminist activism. This book will also be beneficial to victims of sexual violence as well as the counsellors/psychologists engaging with them."
    Keywords: Activist, Comfort Woman, Comfort Women, Conspiracy, Feminist, Gender, Human Right, Identity, Integrity, Japan, Kikumaru, Listener, Masculinity, Memory, Patriarchal, Politics, Recovery, Revisionism, Self, Sex, Shirota, Silence, Social Justice, State, Survivor, Trauma, Victim, Violence, War ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JP Politics & government ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JP Politics and government
    Language: English , Japanese
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 38
    Publication Date: 2022-09-07
    Description: Cities are places where the relationship between individual and society can be explored in interaction with spaces. The chapters in this book focus on how cities and languages are related. It’s goal is to hear the languages the city speaks by attending to the individuals residing there, their cultural backgrounds and the impact of the symbols, representations, ideologies and policies that they produce, consume and are exposed to while living in the cities. The collection of chapters here reveals the social role of language, urban identities, the relationship of urban identities with consumerism and how lifestyles are transformed due to domestic and external immigration, urban life politics, media presentations and ideologies.
    Description: Published
    Description: Şehirler, birey ve toplum ilişkisinin mekanlarla etkileşimi içinde incelenebileceği yerlerden biridir. Bu kitapta yer alan bölümler şehir ve dil bağlantısına odaklanmıştır. Şehrin dilini, içinde yaşamını sürdüren bireylere, bu bireylerin kültürel arka planlarına ve şehirlerde yaşarken ürettikleri, tükettikleri ve maruz kaldıkları göstergelerin, ideolojiler ve politikaların etkilerine kulak vererek duymayı ve anlamayı hedeflemiştir. Bu ciltte yer alan çalışmalar, farklı sosyal bilimlerin perspektiflerinden, birey-kent etkileşimi özelinde dilin toplumsal rolü, kentsel kimlikler ve bu kimliklerin tüketim ile ilişkisi, şehirdeki mekanların dillerinin ve yaşam tarzlarının iç ve dış göçlerle, uygulanan dönüşüm politikalarıyla, medyadaki sunumlarla ve ideolojilerle dönüşümünü açığa çıkarmaktadır.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JM Psychology::JMH Social, group or collective psychology
    Language: Turkish
    Format: application/octet-stream
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 39
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-02
    Description: Published
    Description: Diplomalar eğitim tarihi açısından önemli belgelerdir. Onları veren okullar, okutulan dersler ve giderek o dersleri okutan hocalar hakkında ilginç bilgiler verirler. Yükseköğretim tarihi ile ilgilenmeye başladıktan sonra birer belge niteliği taşıyan çeşitli alanlardaki diplomaların kendilerini ve kopyalarını toplamaya başladım ve zaman içinde bir diploma koleksiyonu ortaya çıktı. Bunlara öğrenci kimlik ve belgeleri de eklendi. On yıl önce bunlardan bir sergi açma gündeme geldiyse de çeşitli nedenlerle gerçekleşemedi ve hazırladığım sergi kataloğu da bir taslak halinde kaldı. Yakın dönemde bu projeye eski bir mensubu olduğum İstanbul Üniversitesi tarafından sahip çıkıldı. Bu kitap İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenmesi planlanan “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Yükseköğrenim Diploma ve Belgeleri” adlı serginin genişletilmiş kataloğudur. Sergi özel koleksiyonumda bulunan diploma ve belgelerin seçilmiş bir bölümünü içerecektir. Kitapta ise koleksiyonumda bulunan tüm diploma ve belgelere yer verildiği gibi belirli bir alan veya okul için kronolojik açıdan boşluk olan yerlerde sürekliliği sağlamak amacıyla çeşitli kaynaklardan alınan bazı diploma ve belgeler de verilmiştir. Ayrıca, diploma ve belgelerin yanına ilginç bazı fotoğraflflar da eklenmiştir. Böylece diplomalar üzerinden Türkiye’deki yükseköğretimin tarihinin ana hatları da verilmeye çalışılmıştır, Diplomalar büyük bir çaba gösterip emek harcayarak onları elde etmiş olan sahipleri açısından hem manen ve hem de kendilerine bir iş sağlaması bakımından maddeten büyük değer taşır ve korunur. Ancak, piyasada çok sayıda eski diplomanın satılır olması ailelerdeki aidiyet duygusunun genellikle zayıf olmasından dolayı kişilerin ölümünden sonra çocuklarının anne veya babalarının diplomalarını evde koyacak bir yer bulamamalarından olsa gerek eskiciye satmalarından kaynaklanmaktadır. Kitapta bulunan ve kaynak gösterilmemiş olan tüm diploma, belge ve fotoğraflflar özel koleksiyonumdadır. Elli yıllık geçmişi olan ve artık tarihsellik kazanmış bulunan kendi diploma ve bazı belgelerimi de kitaba ekledim. Burada sunulan diplomaların ve belgelerin bir bölümü daha önce yaptığım çeşitli yayınlarda yayınlanmış olmakla birlikte önemli bir bölümü ilk kez yayınlanmaktadır. Kitap düzenlenirken diploma ve belgeler tıp ve sağlık bilimleri, sosyal bilimler, fen bilimleri ve mühendislik olmak üzere kendi içlerinde alt bölümlere ayrılan dört ana grup altında toplanmıştır. Her bölümün başında o okulun veya kurumun geçmişine ilişkin çok kısa bir bilgi verilmiştir. Aynı kökten gelen farklı okul ve kurumlar için verilen bilgilerde ister istemez bazı küçük tekrarlar da olmuştur. Bazı çok önemli kişi veya olaylar hakkında da kısa açıklamalar yapılmıştır. Kitabın son kısmında doğrudan yükseköğrenim ile ilişkili olmamakla birlikte eğitim tarihimiz açısından önem taşıyan bazı diploma ve belgelere de yer verilmiştir. Ayrıca, kitaba Türkiye’deki yükseköğretimin toplu bir kronolojisi de eklenmiştir. Bazı okullar ve dönemler için diploma ve belge bulmak son derece güçtür. Örneğin, İnâs Darülfünunu’nun bu güne kadar bilinen iki diploması vardır. Bu güne kadar Darülfünun-ı Şâhâne’den 1908 öncesinde verilmiş Ulûm-ı Âliye-i Diniye Şubesi’ne ilişkin bir diploma dışında başka bir diplomaya rastlanmamıştır. Burada sunulan tıp, sosyal ve fen bilimleri alanlarındaki diploma ve belgelerin çok büyük bir çoğunluğu doğal olarak İstanbul Üniversitesi’nin geçmişine ilişkindir.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History::NHT History: specific events and topics
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 40
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-11-02
    Description: Owing to its geopolitical position, Turkey owns several sea basins that are of great strategic importance. Turkey’s primary interests in those basins necessitates that the country assumes an active role and responsibility in foreign policy. Therefore, controversial issues arising from international maritime law and relations with riparian states constitute a crucial part of Turkey’s foreign policy. Recently in particular, the increasing importance of using marine resources for states paved way for some tensions between countries in potentially strategic sea basins. Turkey is one of the countries that is affected by that situation owing to its geopolitical position. The extent to which economic activities within the sea basin, pertaining to energy resources in the seas, can be used by countries constitutes the most important issue of today’s maritime law. In particular, the high number of riparian states and the nature of marine resources in the region render those issues even more important. In case of the existence of more than one riparian country, the most important principles concerning the extent to which countries will benefit from marine resources appear within the framework of the concept of continental shelf. The concept of continental shelf, formalized with the Geneva Convention on the Law of the Sea, allows riparian states to conduct activities on a legal basis, in accordance with principles of international maritime law such as equity, proportionality, and domination of land over sea. Another concept that accompanies the concept of continental shelf is the concept of the exclusive economic zone, and the activities conducted within the framework of those concepts aim to eliminate conflicts that might arise between riparian states. We hear those concepts all the time, especially during disputes regarding oil and natural-gas exploration activities in the Eastern Mediterranean. This necessitates the development of strategies based on national interest and fair sharing by adhering to the concepts and principles developed by international maritime law in maritime regions under tension. Moreover, developing such strategies will help in establishing important mechanisms to deter states from activities that are illegal and in violation of the law of the sea. The expression Blue Homeland, which suggests that Turkey’s marine resources surrounding its borders should be considered an important a part of the Homeland as the land, has just begun to appear in the literature of international relations. Accordingly, all the maritime jurisdiction areas that have been declared and are expected to be declared in line with Turkey’s rights and duties arising from international law are called the Blue Homeland. Pursuing a policy within the framework of the Blue Homeland doctrine in all matters involving the maritime law to which Turkey is a party has been discussed frequently in recent years. The active role that it plays in the littoral seas, especially in the Eastern Mediterranean, requires that Turkey be in a stronger position in terms of potential conflicts and tensions with other riparian countries. This study aims to reveal Turkey’s Blue Homeland map based on the treaties and conventions to which Turkey is a party, especially the basic texts of the International Law of the Sea. Therefore, the study examines all problems pertaining to the issues within the scope of the law of the sea to which Turkey is a party within the framework of the Blue Homeland approach.
    Description: Published
    Description: Türkiye, sahip olduğu jeopolitik konumu göz önünde bulundurulduğunda son derece stratejik deniz alanlarına ev sahipliği yapmaktadır. Üç tarafının denizlerle çevrili olması ve Türkiye’nin bu denizlerdeki ekonomik, askeri ve diğer birçok açıdan üstlendiği aktif rol, ülkeyi iç siyasette olduğu kadar dış siyasette de söz sahibi bir konuma getirmektedir. Dolayısıyla tüm bu denizleri paylaştığı kıyıdaş devletler ile geliştirdiği ilişkiler ve deniz hukuku, Türkiye’nin dış politikasının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Nitekim deniz kaynaklarından yararlanmak, tüm kıyıdaş devletlerin başlıca amacı haline gelmiş, zaman zaman ülkeler arasında bazı gerginliklerin baş göstermesine zemin hazırlamıştır. Denizlerdeki enerji kaynakları başta olmak üzere deniz alanı içerisindeki ekonomik faaliyetlerin ülkeler tarafından ne derece kullanılabileceği, günümüz deniz hukukunun en önemli sorunsalını oluşturmaktadır. Özellikle kıyıdaş devletlerin sayısının fazla olması ve bölgedeki deniz kaynaklarının niteliği, bu sorunsalı daha da önemli bir hale getirmektedir. Birden fazla kıyıdaş ülkenin varlığı durumunda ülkelerin deniz kaynaklarından ne derece faydalanacağına dair en önemli ilke kıta sahanlığı kavramı olarak karşımıza çıkmaktadır. Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmesi ile resmileşen kıta sahanlığı kavramı, yine uluslararası deniz hukukunun hakkaniyet, orantılılık, coğrafyanın üstünlüğü gibi prensipler doğrultusunda kıyıdaş devletlerin faaliyetlerini yasal bir zeminde gerçekleştirmelerine imkân vermektedir. Kıta sahanlığı ilkesine eşlik eden bir diğer kavram ise Münhasır Ekonomik Bölge olup tüm bu kavramlar, kıyıdaş devletler arasında oluşabilecek anlaşmazlıkları ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Özellikle Doğu Akdeniz bölgesindeki devletlerin gerçekleştirdiği petrol arama çalışmalarında Türkiye’nin faaliyetlerini yasal bir zemine oturtmasında ilgili kavramları sıkça duymaktayız. Ayrıca bu kavramlar, bölgedeki kıyıdaş devletleri deniz hukukuna aykırı ve yasallıktan uzak faaliyetlerden caydırma yolunda önemli birer mekanizmadır. Türkiye’nin, sınırlarını çevreleyen deniz kaynaklarını da toprak parçası kadar önemli birer vatan parçası kabul eden Mavi Vatan ifadesi ise, uluslararası ilişkiler literatüründe yeni yeni yer almaya başlamıştır. Doğu Akdeniz başta olmak üzere kıyıdaş olduğu denizlerde üstlendiği aktif rol, Türkiye’nin diğer kıyıdaş ülkeler ile gerçekleşebilecek çatışma ve gerginlikler karşısında deniz hukukunda daha etkin bir konumda olmasını gerekli kılmaktadır. Bu doğrultuda ortaya atılan Mavi Vatan doktrini ise, ülkelerin artan ekonomik kaynak gereksinimleri doğrultusunda, sahip oldukları deniz kaynaklarının da tıpkı toprak parçası gibi anavatanı olduğu tezini savunmaktadır. Bu doğrultuda Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan hak ve görevleri doğrultusunda ilan edilmiş ve ilan edilmesi öngörülen deniz yetki alanlarının tümüne Mavi Vatan denilmekte, Türkiye’nin taraf olduğu deniz hukukunu kapsayan tüm konularda Mavi Vatan doktrini çerçevesinde bir siyaset yürütülmektedir. Bu çalışma, Uluslararası Deniz Hukuku temel metinleri başta olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu antlaşmalar, sözleşmeler temel alınarak Türkiye’nin Mavi Vatan haritasını ortaya koyma amacı taşımaktadır. Bu doğrultuda çalışma, Türkiye’nin taraf olduğu deniz hukuku kapsamına giren problemlere dair tüm sorunsalları kapsayan ve Mavi Vatan Haritası bağlamında cevaplar yönelten bir Mavi Vatan Doktrini’dir. Bu bağlamda çalışmanın tüm uluslararası ilişkiler öğrencilerine ve bu alana ilgi duyan herkese bir kılavuz olmasını diliyorum.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JP Politics & government::JPS International relations
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 41
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: This book, which we present to our dear readers, is special in two aspects. The first is that this book includes studies prepared by the academic members and assistants who continue their academic activities in various universities of our country, on the developments and applications in the fields of econometrics and its components, statistics, and operations research. The studies including current issues in the field of econometrics, which is a dynamic and advancing discipline, are a guide for academicians and postgraduate students who want to apply empirical analyses. Another feature of the book is that it is dedicated to our valuable teacher, Prof. Dr. Ahmet M. GÖKÇEN. He graduated from Istanbul University, Faculty of Economics in 1968, became a research assistant in the same faculty in 1972, an Associate Professor in 1982, and a Professor in the field of econometrics in 1988. He led the establishment of econometrics departments in our country and the inclusion of the econometrics course in the curricula of our Economics and Finance Departments, along with Prof. Dr. Ahmet KILIÇBAY. Prof. Dr. Ahmet M. GÖKÇEN has taught Quantitative Economics and Econometrics at the Faculty of Economics for many years and has numerous published articles. Along with being a faculty member, he has worked in various administrative levels at Istanbul University and government throughout his career. He served as Undersecretary of the Ministry of Energy and Natural Resources between 1993–1996 and as the Minister Counselor of the Ministry of Transportation and the Ministry of State between 1986–1992. He served as a board member of Karadeniz Copper Enterprises (1989–1990), Ereğli Iron and Steel Factories (1989–1990), and HAVAŞ (1988–1998). Our professor, who served as the head of the Department of Econometrics of the Faculty of Economics for many years also took part in various boards of the Faculty of Economics during this period. Working at various administrative levels in Istanbul University, he has been the Director of the Computer Application and Research Center (1996–2007; 2009–2011) and Director of the Social Sciences Institute (2005–2007). Between 2009–2011, he served as the Vice Rector of Istanbul University and retired in 2011. Prof. Dr. Ahmet M. GÖKÇEN continues working as the Vice Rector of Rumeli University and Dean of the Faculty of Economics and Administrative Sciences. In addition to his academic support, he became a model in human relations for us with his kindness and style and will continue influence us in our memories.
    Description: Published
    Keywords: thema EDItEUR::K Economics, Finance, Business and Management
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 42
    Publication Date: 2024-04-04
    Description: Surrounding all along the sky during nighttime and known as the “Milky Way” with its name coming from the mythology, the hazy structure is a part of our Galaxy that contains billions of stars. The Milky Way Galaxy, which we are the inhabitants of, is a system that contains much more than this hazy structure. Since the Milky Way’s first observation with a telescope by Galileo in 1610, we are still trying to understand the structure, formation and evolution of our Galaxy, with the help of earth and space-based telescopes. In the study of the Milky Way as a galaxy, both extragalactic astronomy and stellar populations are utilized by using photometric, astrometric and spectral methods. Until the 21st century, traditional star counting analysis was used to understand the stellar populations and the basic structure of our Galaxy. Since the 21st century, with high resolution, sensitive, large scale and systematic CCD based sky surveys have come into play. Sent to space in 2013, the satellite Gaia has become one of the corner stones of Galactic astronomy and started the golden age of astrometry. With this satellite, it is aimed to observe over a billion of objects in our Galaxy. Thus, in the 21st century, the observational data accumulation, diversified with unprecedentedly sensitive astrometric, spectral and photometric data, and reached large dimensions, has given the opportunity to examine our Galaxy not only structurally but also in terms of its formation and evolution, and opened new horizons for the testing of chemo-dynamic evolutionary scenarios. Researches also focused on various topics of astronomy has been accomplished in Turkey for decades. As these studies are presented in international publications, they also found places in national congresses and workshops. Still, studies contributing to Galactic astronomy are carried out by examining sky survey data, star clusters, binary stars and similar objects, and observational initiatives and calibration projects to support these studies are carried out simultaneously. Moreover, these studies show remarkable developments in qualitative and quantitative terms. The aim of the meeting that took place on September 12-13 2019, titled “Galactic Astronomy Workshop” with international participants was to discuss the researches contributing directly or indirectly to Galactic astronomy starting from the observations of different objects, meeting the researchers to discuss this specific issue, establishing collaborations that can lead to joint studies and to foresee of these said studies in our country.
    Description: Published
    Description: Gece gökyüzümüzü boydan boya kuşatan ve mitolojiden gelen ismiyle “Milky Way (Samanyolu)” olarak bilinen puslu yapı milyarlarca yıldız içeren Galaksimizin bir parçasıdır. İçinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisi bu puslu yapıdan çok daha fazlasını içeren bir sistemdir. 1610 yılında Samanyolu’nu bir teleskop ile ilk kez inceleyen Galileo’dan bu yana, yer ve uzay tabanlı teleskoplar yardımıyla Galaksimizin yapısını, oluşumunu ve evrimini hala öğrenmeye çalışıyoruz. Bir galaksi olarak Samanyolu’nun incelenmesinde fotometrik, astrometrik ve tayfsal yöntemleri kullanarak hem galaksi-dışı astronomiden hem de yıldız popülasyonlarından yararlanılır. 21. yüzyıla kadar geleneksel yıldız sayımları analizi, Galaksimizin temel yapısının ve yıldız popülasyonlarının anlaşılmasını sağlarken, bu yüzyıldan itibaren CCD tabanlı, yüksek ayırma güçlü, duyarlı, büyük ölçekte ve sistematik sayısal gökyüzü taramaları devreye girmiştir. 2013 yılında uzaya gönderilen, Galaktik astronomi için köşe taşlarından biri olan ve astrometrinin altın çağını açan Gaia uydusu ile de Galaksimizdeki bir milyardan fazla nesnenin gözlenmesi hedeflenmiştir. Böylece, 21. yüzyılda şimdiye kadar görülmemiş derecede duyarlı astrometrik, tayfsal ve fotometrik verilerle çeşitlenen ve büyük boyutlara ulaşan gözlemsel veri birikimi, Galaksimizin sadece yapısal olarak değil, oluşumu ve evrimi açısından da incelenmesine fırsat vermiş ve kemo-dinamik evrim senaryolarının sınanması için yeni ufuklar açmıştır. Astronominin çeşitli konularına odaklanmış araştırmalar Türkiye’de de on yıllardır yapılagelmiştir. Bu çalışmalar uluslararası yayınlarda sunulduğu gibi, ulusal kongreler ve çalıştaylarda da tartışma ortamları bulmuştur. Halen gökyüzü tarama verilerinin, yıldız kümelerinin, çift yıldızlar ve benzeri nesnelerin incelenmesiyle Galaktik astronomiye katkıda bulunacak araştırmalar yapılmakta ve bu çalışmaları destekleyecek gözlemsel girişimler ve kalibrasyon projeleri de eş zamanlı olarak yürütülmektedir. Üstelik bu çalışmalar nitel ve nicel yönden dikkat çekici gelişmeler göstermektedir. 12-13 Eylül 2019 tarihlerindeki “Galaktik Astronomi Çalıştayı” başlıklı uluslararası katılımlı bu toplantı, farklı nesnelerin gözlemlerinden itibaren Galaktik astronomiye doğrudan ya da dolaylı katkıda bulunan araştırmaları ele almak, araştırmacıların buluşarak bu özgül konuda tartışmalarını sağlamak, ortak çalışmalara yol açabilecek işbirlikleri oluşturmak ve ülkemizdeki geleceğini öngörmek amacıyla düzenlenmiştir.
    Keywords: thema EDItEUR::P Mathematics and Science::PG Astronomy, space and time ; thema EDItEUR::P Mathematics and Science::PH Physics::PHV Applied physics::PHVB Astrophysics
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 43
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-03-24
    Description: This volume titled “The City: Literary Encounters” aims to examine the relationship of the city with language and literature from different perspectives and to present examples of related literary works to the readers. In this book, besides the works that directly focus on cities, there are also wide-ranging scientific studies that address the use of the image of the city in literature. The fact that literature focuses on the image of the city has often turned cities into protagonists of a novel or a poem. Considering the importance of cities in the art of literature, it is not possible to think independently Crime and Punishment from St. Petersburg, A Mind at Peace from Istanbul, and The Miserables from Paris. Although the experience of the city that people have lived in the last centuries has been the subject of every art and discipline, it has become one of the subjects mostly studied by literature. The works in this volume also show that literature has transformed into a language environment which enable cities that literature deals with as a subject to speak, in other words, the language of the city. In this book, which focuses on language studies as well as literary ones, the world’s different cities and cultures are examined through the image and the language diversity of the city. This work, based on both literary and philological contexts, deals with different experiences in the world with various examples and aims to analyze the language of the city. In this book, which is the product of a collective effort, qualified discussions are carried out on subjects such as how the city is described and read in different geographies, different literary traditions, and different literary discourses, and how the city directs the literary production.
    Description: Published
    Description: “Şehir: Edebi Karşılaşmalar” başlığını taşıyan bu cilt, şehrin dil ve edebiyatla olan ilişkisini farklı açılardan incelemeyi ve ilgili edebi eserlerden örnekleri okurlara sunmayı amaçlamaktadır. Bu kitapta doğrudan şehirleri konu alan eserlerin yanı sıra, şehir imgesinin edebiyattaki kullanımına değinen geniş çerçevede bilimsel çalışmalar da yer almaktadır. Edebiyatın şehir imgesine odaklanması çoğu kez şehirlerin bir romanın ya da bir şiirin başkahramanına dönüşmesini sağlamıştır. Şehirlerin edebiyat sanatındaki önemi göz önüne alındığında, Suç ve Ceza’yı St. Petersburg’dan, Huzur’u İstanbul’dan, Sefiller’i ise Paris’ten bağımsız düşünmenin mümkün olamayacağı görülür. Son yüzyıllarda insanın yaşadığı şehir deneyimi her sanata ve disipline konu olsa da, en çok da edebiyatın irdelediği konulardan biri halini almıştır. Bu ciltte yer alan çalışmalar da edebiyatın konu aldığı şehirlere konuşma imkânı veren bir dil ortamına, bir başka deyişle şehrin diline dönüştüğünü gösterir. Edebi incelemelerin yanı sıra dil çalışmalarına da odaklanan bu kitapta dünyanın farklı şehirleri ve kültürleri, şehir imgesi ve şehrin barındırdığı dil çeşitliliği ile incelenmektedir. Bu eser, hem edebî hem de filolojik bağlamlardan hareketle, dünyadaki farklı deneyimleri çeşitli örneklerle konu almakta ve şehrin dilini çözümlemeyi amaçlamaktadır. Kolektif bir çabanın ürünü olarak meydana gelen bu kitapta, farklı coğrafyalarda, farklı edebiyat geleneklerinde, farklı edebî söylemlerde şehrin nasıl yazıldığı ve okunduğu, şehrin edebiyat üretimini nasıl yönlendirdiği gibi konular üzerine nitelikli tartışmalar yürütülmektedir.
    Keywords: thema EDItEUR::D Biography, Literature and Literary studies
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 44
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-09-08
    Description: Published
    Description: Koronavirüs ailesinden olan şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2 (SARS-CoV-2), 2019 Aralık ayının sonunda Çin’in Wuhan kentinden başlayarak hızla tüm dünyaya yayılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından “küresel salgın” olarak ilan edilen ve kaynağı henüz netlik kazanmamış olan virüsün en önemli özelliği hızlı bir şekilde damlacık yoluyla yayılmasıdır. Bu özelliği sayesinde kısa süre içerisinde geniş kitleleri etkilemiş ve dünyanın birçok ülkesinde binlerce ölüme neden olmuş, olmaya da devam etmektedir. Koronavirüsler insanları ve çeşitli hayvan türlerini enfekte edebilen RNA virüsleridir. Koronavirüslerin alfa, beta, gamma ve delta olmak üzere dört farklı cinsi vardır. Alfa ve beta koronavirüs insanları enfekte edebilirken, gamma ve delta koronavirüs sadece hayvanları enfekte edebilmektedir. COVID-19 hastalığına sebep olan “SARS-CoV-2” adlı yeni tip koronavirüs canlıların vücuduna göz, burun veya ağız yoluyla girmekte ve organizmaya giren virüs akciğer gibi solunum yolunda bulunan “ACE2 reseptörü” aracılığıyla hücrelere yapışmaya çalışmaktadır. SARS-CoV-2’nin neden olduğu hastalık Koronavirüs hastalığı-19 (COVID-19) olarak adlandırılmıştır. COVID-19 ismi “CO” ve “VI” koronovirüsten, “D” ingilizcede hastalık anlamına gelen “disease” kelimesinden, 19 ise vakaların görülemeye başlandığı 2019 yılından gelmektedir. Bu kitapta COVID-19 hastalığının farklı boyutları çok değerli öğretim üyelerimiz tarafından kaleme alınmıştır. Tüm yazarlarımıza, bu zor ve stresli dönemde verdikleri katkılarından dolayı teşekkür ediyor, kitabımızı COVID-19 ile savaşırken kaybettiğimiz tüm sağlık çalışanlarına adıyoruz.
    Keywords: bic Book Industry Communication::M Medicine
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 45
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: The name Dârülfünûn was given to the university with a system similar to that of European models that was to be founded in the Ottoman Empire. This idea was introduced for the first time at the beginning of the Tanzimat, a period that can be considered the impetus for Ottoman modernization. In 1846, Board of General Education (Meclis-i Maarif-i Umûmiye) made the decision to set up a university, with Gaspare Trajano Fossati, a prominent architect of the time, being asked to design a massive building akin to European universities. The 1846 decision could not be implemented until 1863, and the first attempt at Dârülfünûn ended after two and a half years of free courses (serbest dersler). Afterward, the university building was allotted to the Ministry of Finance. The second attempt took place between 1869 and 1872 in the building that is now known as the Press Museum in Istanbul’s Çemberlitaş District, which had been built especially for Dârülfünûn. This second attempt also did not last long. However, the implementation of the General Education Regulations (Maarif-i Umûmiye Nizâmnâmesi) for the first time and the structuring of primary and secondary education in the following years in accordance with the aims of this regulation are included among the successful features of the second attempt. In fact, the fruits of this second attempt would be realized during the reign of Sultan Abdülhamid II (r. 1876-1909). In 1874- 1875, the third attempt occurred to found a university, this time under the name Dârülfünûn-ı Sultanî. For the first time, students at this new university, which included the Faculties of Law, Engineering, and Literature, were entitled to write a PhD dissertation in their field. Political instability generated by the period’s economic and social realities, as well as international pressure on the state, prevented this third attempt from producing the desired results. Nonetheless, while the expected outcome was yet to be realized, this third attempt paved the way for the establishment of independent educational institutions (i.e., modern schools). In 1900 and coinciding with the 25th anniversary of Sultan Abdülhamid II’s accession to the throne, the idea of establishing a university again came to the agenda, and the first university of the Ottoman Empire, Dârülfünûn-ı Şâhâne, finally began its uninterrupted education and training with five faculties: the Faculties of Literature, Science, and Ulûm-ı Âliye-i Dîniyye [Theology] and the previously established Faculties of Medicine and Law.
    Description: Published
    Description: Elinizdeki bu çalışma, kaynaklarının tespitinden, veri dökümlerinin hazırlanması, bunların işlenmesi, planlanması, yazıya dökülmesi ve nihayet iki kapak arasına alınmasına kadar yaklaşık beş yıllık bir emeğin ürünüdür. Çalışmaya konu olan Dârülfünûn İlahiyat Fakültesi’nin akademik kadrosuna ve bunlarla ilintili çeşitli meselelere dair bugüne kadar bazı kıymetli araştırmalar hazırlanmışsa da, Fakülte’nin kuruluşundan kapanışına kadar gerek devlet gerekse hususî arşivindeki kayıtları esas alan kapsamlı bir eser ortaya konulamamıştır. Haliyle Fakülte’nin üniversite içindeki konumu ve medrese geleneğiyle bağlantıları, öğrencilerinin kimlikleri, idarî-ilmî oluşumu, maddî kaynaklarının niteliği, öğretim programı, etrafında yaşanan tartışmalar ve gelişmeler gibi pek çok mesele ilim âlemi için büyük oranda bilinmezliğini korumuştur. Mezkûr saiklerle yola çıkan bu çalışma, 1900- 14 ve 1924-33 yılları arasında Dârülfünûn bünyesinde yüksek düzeyde eğitim-öğretim veren hem Osmanlı hem de Cumhuriyet tarihinin ilk yüksek dereceli İslâmî eğitim kurumu olan Ulûm-ı Âliye-i Dîniyye/Şeriyye Şubesi ve nihayet İlahiyat Fakültesi isimleriyle anılan bir müesseseyi konu edinmektedir.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 46
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-11-04
    Description: Published
    Description: Uzun yıllardır uygulanan liberal-kapitalist yönetişim modeli, bireyselleşmeyi ve piyasayı egemen kılıp, özel sektörü büyüterek, devleti ve hizmetlerini sınırlandırarak varlığını bugüne kadar sürdürdü. Ancak COVID-19 krizi ile birlikte bu ekonomik sistemin nasıl bir sonuç doğurduğuna hep birlikte şahit olduk. Dünyanın en büyük ekonomilerine sahip ülkelerin salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan en temel koruma malzemelerini sağlamakta aciz duruma düşmesi, hastaları seçerek tedaviye almaları ve diğerlerini ölüme terk etmeleri, ölen insanlarını taşıyacak tabutları ve gömecek yerlerinin olmaması mevcut sistemlerin ne kadar insani olduğu sorununu somut bir şekilde ortaya çıkardı. Uluslararası rekabette en başarılı ülkeler, üstünlük sağlayan sektörlere ve üretime odaklanarak ekonomik gelişme stratejilerini bugüne kadar sürdürdüler. Ancak uzun tedarik zincirlerine ve küreselleşmeye dayalı bu yapı çökerken, katı sınırlar ve ulusal üretimlerle bu boşluğu doldurma arayışı ön plana çıktı. Ekonomiyle birlikte fonksiyonları zayıflayan, hizmet alan ve kapasitesi kısıtlanan devlet aygıtı ve yapısı, yaşanan salgınla birlikte büyük bir krizle karşı karşıya kaldı. COVID-19 salgınıyla birlikte ekonomik gelişmelere rağmen, sağlık hizmetlerinin ve tarımsal üretimin acil hallerde yarattığı etkilerinin insanlığı tehdit edecek boyutlara nasıl ulaştığını yaşayarak tecrübe ettik. Salgın ile birlikte tarımsal üretim başta olmak üzere temel ihtiyaçları karşılayacak üretimi yapabilmenin önemini bir kez daha anladık. Maske, solunum cihazı, ilaç ve aşı gibi halk sağlığı alanlarında üretim ve hizmetleri sunmanın ne kadar önemli olduğunun bilincine vardık. Üretimlerin stratejik öneminin dönemsel ve ihtiyaçlara göre değişebildiği gerçeğini bir kez daha yaşadık ve paramız olsa da bazı ürünleri ve hizmetleri satın alamayacağımızı gördük. Salgın, küresel düzeyde neredeyse hepimizi ruhsal, fiziksel ve sosyal açıdan eşitleyerek; sağlık, eğitim, gelir eşitsizliği, yoksulluk, işsizlik, göç, iklim krizi, temel insan ihtiyaçlarına erişim dahil her alanda yeni farkındalıklar oluşturdu. Salgın, bir yönüyle bencilliği besledi, dayanışmayı azalttı, yalnızlığa, biyolojik olduğu kadar psikolojik sorunlara ve bilgi kirliliğine yol açtı, ölüm korkusunu bireysel olmaktan çıkarıp, toplumsallaştırdı. Diğer yönüyle de dayanışma ihtiyacını artırdı ve ortak kader duygusunu güçlendirdi. Bu nedenle sosyal uyumu esas alan bir anlayışa olan ihtiyacımız daha fazla önem kazandı. Bundan dolayı toplumsal savrulmayı önleyecek ve panik yaşanmasına fırsat vermeyecek yapılanmaya ihtiyacımız arttı. 1980 sonrasında neoliberal rüzgârların etkisiyle yapılan özelleştirmelerle Türkiye’de de devlet nispeten küçültüldü, ekonomik ve sosyal sorunların yaşandığı bir dönemde küresel salgınla karşılaşıldı. Ancak genel sağlık sigortası, hastane sayısı, yatak kapasitesi gibi alanlarda sahip olduğumuz potansiyel ve kriz yönetme becerimiz sayesinde süreci nispeten daha iyi şartlarda geçirmekteyiz. Fakat bu gerçeğe rağmen ülkemizin de yeni şartlara adapte olmasını sağlayacak, krizi en az zararla atlatacak ve 21. yüzyılın ihtiyaçlarını karşılayacak yeniden yapılanmaya ihtiyacı artmaktadır. Ekonomik ve sosyal alanda yaşananlar yeni bir paradigma değişikliğine ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Çünkü doyumsuzluğu ve obeziteyi besleyen sınırsız ihtiyaçlar algısı yerine, ihtiyaçların sınırlı olduğu ve isteklerin sınırlandırılabileceğini esas alan, bilgi hariç kaynakların sınırlı olduğu ilkesine dayalı yeni bir ekonomik düzeni inşa edecek bir paradigma değişikliğine yönelik beklenti artıyor. Kriz sürecini en az zararla atlatabilmek için hep birlikte dayanışma içinde mücadele ederek, küresel düzeyde yükselen işkollarını ve meslekleri esas alarak, endüstrileri ve iş piyasalarını yeniden yapılandırmak gerekiyor. Bu kitabın editörlüğünü üstelenen, yazar olarak katkıda bulunan ve hazırlanmasında görev alan fakültemizin çok kıymetli hocalarına bu vesileyle bir kez daha çok teşekkür ediyorum. 84 yıllık birikimimize uygun bir şekilde dünyada ve ülkemizde yaşanan ve yaşanacak sorunlara öğretim üyelerimiz kayıtsız kalmamış, var olan zor şartlara rağmen alternatifler üreterek, yol gösterici öngörülerde bulunmuşlardır. Hiç kuşkusuz bu kitap ön çalışma niteliğindedir, verilere ulaşıldıkça detaylandırılacaktır. Ufuk açıcı ve faydalı olması dileğiyle saygılar sunuyorum.
    Keywords: bic Book Industry Communication::M Medicine::MB Medicine: general issues::MBD Medical profession::MBDC Medical ethics & professional conduct ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences ; bic Book Industry Communication::M Medicine::MB Medicine: general issues::MBN Public health & preventive medicine
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 47
    Publication Date: 2022-08-06
    Keywords: エスノグラフィー・スマートフォン・高齢化・ニューテクノロジー・人類学・メディア研究・高齢者・文化研究・ポピュラーカルチャー ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JH Sociology & anthropology::JHM Anthropology::JHMC Social & cultural anthropology, ethnography ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JF Society & culture: general::JFC Cultural studies::JFCA Popular culture ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JF Society & culture: general::JFC Cultural studies::JFCD Material culture ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JF Society & culture: general::JFD Media studies ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JH Sociology & anthropology::JHB Sociology
    Language: Japanese
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 48
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-14
    Description: Published
    Description: EditörNilgün Bozbuğa, Sevinç Gülseçen, Vedat Kamer, Başak Kurtuldu Günümüzde bireysel ve toplumsal yaşam tarzının, alışkanlıkların ve ihtiyaçların değişimi doğrultusunda sağlık ihtiyaç ve alışkanlıklarında da büyük bir değişim söz konusudur. Toplumsal yaşam tarzı değişimi, dijitalleşme ve mobil toplum örneği ile karşılık bulmaktadır. Yapay zekâ, derin öğrenme ve yapay sinir ağları, akıllı karar destek sistemleri, giyilebilir teknolojiler, sensörler, otonom/robotik araçlar, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, bulut bilişim sistemleri, nesnelerin internet ve geniş bant internet teknolojisi, web, gerçek zamanlı veri aktarımı, büyük veri, blokzincir, üç boyutlu yazıcılar, nanoteknoloji, biyoteknoloji ve kuantum bilgi işlem gibi gelişen teknolojik atılımların etkileri toplumsal ve ekonomik yaşamda bir dönüşüm süreci başlatmıştır. Akıllı sağlık, bireylerin sağlıkları ile ilgili farkındalıklarını ve yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen, sağlık verisinin analiz edilmesiyle sağlık hizmetlerini iyileştirmeye yönelik yaklaşımların bütünüdür. Bilişim ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasının ortaya çıkardığı düşünce tarzı, anlayış ve kavrayışın neticesi olarak akıllı sağlık, sağlığın dijital dönüşümünün bir sonraki aşamasını oluşturmaktadır. T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından 2013-2017 stratejik planında yer alan ve 2015 yılındaki Sağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında kurulan Ulusal Sağlık Sistemine entegre edilen dijitalleşme ile e-Sağlık bileşenleri hayata geçirilmeye başlanmıştır. Ağustos 2021 tarihinde 11. Kalkınma Planı ile Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programları doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi yayınlanmıştır. Raporda belirlenen stratejik öncelikler arasında vurgulandığı üzere, dönem sonu 2025 yılında yapay zekânın gayrisafi yurtiçi hasılaya katkısının %5’e yükseltilmesi hedeflenmektedir. 21. yüzyıl ülkelerinin refah düzeyini bilgiye ulaşma, bilgiyi işleme ve bilgiyi kullanma düzeyi belirlemektedir. Ancak gelecek yönelimlerinde, kompleks niteliklerle çok daha hızlı seyreden teknolojik gelişmeler ile yasal ve etik düzenlemeler senkronize değildir. Gelecekte genom bilimi, malzeme bilimi, nanoteknoloji, doku mühendisliği, bilgi bankaları, veri işleme, doğal dil işleme, sanal gerçeklik ve tıp bilişimi desteğiyle akıllı sağlık uygulamaları öngörülenden çok daha ileri boyutlara taşınabilecektir.
    Keywords: thema EDItEUR::U Computing and Information Technology::UY Computer science
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 49
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-10-26
    Description: Published
    Description: Engellilik Tarihi Yazıları, 15-16 Kasım 2018 tarihinde İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama Merkezi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı Engelliler Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen Dünden Bugüne Engellilik-Engellilik Araştırmaları Konferansı’nda sunulan çalışmalardan derlendi. Engellilik meselesini disiplinler arası bir yaklaşımla inceleyen ‘Engellilik Araştırmaları’, kuramsal ve uygulamalı bir bilim alanıdır. Bu alan 1970’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’de başlayan engelli hakları hareketinin akademik çalışmalara yansımasıyla ortaya çıktı. Sonraki yıllarda engelliliği sosyal, kültürel, tarihsel, hukuki, politik ve etik yönleriyle ele alan disiplinler arası bir araştırma alanı olarak Amerika ve Avrupa’ya yayıldı, pek çok üniversitede lisansüstü, hatta lisans düzeyinde programlar başlatıldı. Türkiye’de 2017 yılında, engellilik araştırmalarının geliştirilmesi amacıyla, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Engellilik Araştırmaları Anabilim Dalı kurularak, yüksek lisans programı açıldı. Engellilik deneyiminin kişisel ve toplumsal düzeyde etkilerini incelemeyi hedefleyen bu programın belkemiğini oluşturan konulardan birisi de, toplumlarda engelliliğin tarihsel ve sosyokültürel boyutlarıydı. Türkiye’de engelliliğin tarihsel ve sosyo-kültürel boyutlarını ilgilendiren alanlarda farklı disiplinler tarafından yapılmış bazı çalışmalara rastlanmaktadır. Bununla birlikte, engellilik çalışmalarıyla ilgilenen araştırmacılar için kaynak ihtiyacı açık bir şekilde eksikliği hissedilen bir konudur. Engellilik Tarihi Yazıları bu amaçla yola çıkmış bir çalışmanın ürünüdür. 2018 Kasım ayında İstanbul’da gerçekleştirilen Engellilik Araştırmaları Konferansı’nın teması Türkiye’de engelliliğin tarihsel, kurumsal, hukuksal ve sosyo-kültürel açıdan incelenmesi hedef alınarak, Dünden Bugüne Engellilik olarak belirlenmişti. Bu konferansta düzenlenen çeşitli panellerde Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan geniş bir tarihsel süreç içinde eğitim, istihdam, sosyal yaşam, edebiyat, din gibi alanlarda engellilik konusunda araştırma sonuçları ve bildiriler sunuldu. Ayrıca, Türkiye’de fiziksel tıp ve rehabilitasyonun, özel eğitimin, engellilikle ilgili politikaları oluşturan ve yürüten kurumların tarihsel süreçleri, ilgili konuların uzmanları olan öğretim üyeleri ve bürokratlar tarafından aktarıldı. Engelli hakları ve savunuculuk konusunda sivil toplumdaki hareketlilik 2000 yılı öncesi ve sonrasında faaliyet gösteren önemli sivil toplum örgütü temsilcilerinin yer aldığı panellerde tartışıldı. Bu konferansta sunulan araştırmalardan bazıları ve konferansta sunulmamış olmakla birlikte konuya doğrudan katkı sunabilecek diğer araştırmalar Engellilik Tarihi Yazıları’nda bir araya getirildi. Böylelikle, Türkiye’de henüz yeni gelişmekte olan engellilik tarihi çalışmaları alanında ilk safhada izlenen yaklaşımları ve yapılan araştırmaları görmeyi mümkün kılan ilk derlemenin araştırmacılara sunulması hedeflendi.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JF Society & culture: general::JFF Social issues & processes ; bic Book Industry Communication::H Humanities
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 50
    Publication Date: 2022-11-02
    Description: Quality of life depends on a series of objective indicators and subjective evaluations of all the living spaces that affect human beings’ economic, social, physical, and psychological dimensions and has the potential to serve individual and social development. Ensuring satisfactory quality of life will bring about decent socio-economic conditions, such as in the conceptualization of decent work. Newly improved conditions will also bring higher quality, and policymakers and decision-makers at the institutional level have great responsibilities in this context. This book addresses quality of life and its related issues from an interdisciplinary perspective and discusses them at a conceptual and theoretical level. The book includes classifying the quality of life indicators by considering their individual, social, economic, and organizational context. The application section examines the quality of life of international students, a fragile population group who’ve experienced various disadvantages during the COVID-19 global health crisis. As a matter of fact, each international student provides human capital at the global level, and serves to construct an incorruptible and inexhaustible value in shaping a future that concerns all of humanity. This value will preserve its existence in all economic, social, cultural, and political fields and serve as the mortar in constructing the foundations for a better quality of life. This book has been prepared with this intention in order to address the issue of quality of life and to guide the decisions and practices regarding identifying the quality of life and problem areas of international students studying at Istanbul University in the context of COVID-19 restrictions.
    Description: Published
    Description: İnsanın ekonomik, sosyal, fiziksel ve psikolojik boyutlarını etkileyen yaşam alanlarının bütüne dair bir dizi nesnel göstergelere ve öznel değerlendirmelere bağlı olan yaşam kalitesi, bireysel ve toplumsal gelişime hizmet etme potansiyeline sahiptir. Tatmin edici bir yaşam kalitesinin sağlanabilmesi, “insana yaraşır iş” kavramsallaştırmasında olduğu gibi “insana yaraşan sosyo-ekonomik koşulları” beraberinde getirecektir. Gelişmiş yeni koşullar da daha yüksek kaliteyi beraberinde getirecektir. Bu bağlamda politika yapıcılara ve kurumsal düzeyde karar alıcılara büyük görevler düşmektedir. Disiplinlerarası bir bakışla ele alınan bu kitapta, yaşam kalitesi ve ilgili konular kavramsal ve teorik düzeyde incelenmiş, yaşam kalitesi göstergeleri bireysel, sosyal, ekonomik ve örgütsel bağlamı göz önünde bulundurularak sınıflandırılmıştır. Uygulama ayağında ise küresel bir sağlık krizi olan COVID-19 sürecinde muhtelif dezavantajlılıklar yaşamış kırılgan bir nüfus grubu olan uluslararası öğrencilerin yaşam kalitesi incelenmiştir. Nitekim uluslararası öğrencilerin her biri küresel düzeyde bir beşeri sermayedir. Beşeri sermayeye yapılan yatırım ise insanlığın bütününü ilgilendiren geleceğin şekillenmesinde bozulmaz ve kaybolmaz bir değerin inşasına hizmet etmektedir. Bu değer, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal her alanda varlığını koruyacak ve daha kaliteli bir yaşamın temellerinin atılmasında harç görevi görecektir. Kitap, bu niyet üzere, yaşam kalitesi konusunun ele alınması ve İstanbul Üniversitesinde öğrenim görmekte olan uluslararası öğrencilerin COVID-19 kısıtlamaları bağlamında yaşam kalitesinin tespiti ile sorun alanlarına yönelik karar ve uygulamalara yol göstermesi amacıyla hazırlanmıştır.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 51
    facet.materialart.
    Unknown
    Taylor & Francis | Routledge
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: "The Politics of Trauma and Integrity uses the lenses of gender and trauma to tell the stories of narratives testified by two contrasting Japanese “comfort women” survivors. Through an innovative interdisciplinary study of the politics of gendered memory and trauma in historical context, with numerous primary sources for analysis including diaries, interviews, letters and oral testimonies, this book uncovers the life-or-death struggles of Japanese survivors in pursuit of public recognition as the victims of state violence against women. It is set within a gender history of modern Japan, supplemented by feminist activist methodology premised upon political agency that seeks social justice. The author’s analysis draws upon three key concepts: trauma, coherence of the self, and integrity. Focusing upon the role of gender and trauma as the nexus between memory construction and identity formation in modern Japan, the author reveals these women’s relentless quest for their recovery and creation of new identities. This book provides a better understanding of the victims of sexual violence and encourages readers to listen to the voice of trauma, as well as making a significant contribution to the existing research on the ongoing history of sexual violence against women in Japan, the rest of Asia and beyond. It will be of interest to scholars, researchers, activists and all who are interested in the issue of women’s human rights. It provides supplementary reading and research material for history and politics courses relating to Japan and East Asia, memory, identity, trauma, gender, war and feminist activism. This book will also be beneficial to victims of sexual violence as well as the counsellors/psychologists engaging with them."
    Keywords: politics; government ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JP Politics & government ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JP Politics and government
    Language: English , Japanese
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 52
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-11-04
    Description: Published
    Description: 2014 yılında yaz başında (09 Haziran) yaptığımız toplantıya dayanıyor bu kitabın hikâyesi. Toplantıda İstanbul Üniversitesi’nde gönüllülüğü nasıl yaygınlaştıracağımızı tartışmıştık. Hayata geçirebileceğimiz çeşitli uygulamalardan söz etmiş, ancak ne yaparsak yapalım uygulamaların araştırmaya dayanması gerektiğinin altını çizmiştik. Böylelikle Sosyoloji Araştırma Merkezi bünyesinde gerçekleştirdiğimiz “İstanbul Üniversitesi Öğrencilerinin Gönüllülük Algıları, Eğilimleri ve Deneyimleri” araştırması ortaya çıktı. Süreç içerisinde farklı bileşenler eklediğimiz bu araştırma, sonrasında “Üniversitede Gönüllü Olmak” başlığıyla kitaba dönüştü. Ayrıca bu araştırmadan hareketle öğrencilerin gönüllülük konusundaki farkındalıklarını artırmak amacıyla Gönüllü Akademisi (seminer, atölye, film okuması, STK ziyareti vb. etkinliklerden oluşan 10 haftalık bir program) ve Gönüllü Ol İstanbul Platformu (gönüllü olmak isteyenlerle gönüllü arayan STK’ları, projeleri, kampanyaları buluşturmak, eşleştirmek için kurulan İstanbul Üniversitesi öğrencilerine yönelik platform) hayata geçirildi. Elbette araştırma ve uygulamaların tamamı öğrenci arkadaşlarımızla ve hepimizin gönüllü çalışmalarıyla ilerledi. En başından itibaren gönüllülük üzerine yapılan çalışmaların doğasını yitirmemesine özen göstermeye -ne kadar başarabildik bilmiyoruz elbette- gayret ettik. Gerek Gönüllü Akademisine gerekse düzenlediğimiz gönüllülük çalışmalarına 1000’den fazla öğrenci dahil oldu. Bunun yanı sıra Sosyoloji Bölümü bünyesinde Sivil Toplum ve Gönüllülük dersi açıldı ve öğrencilerin ilgi gösterdiği önemli seçmeli derslerden biri hâline geldi. Bunu yine Sosyoloji Bölümü bünyesinde açılan STK ve Sosyal Sorumluluk Yönetimi Tezsiz Yüksek Lisans programı takip etti. Bu program STK alanındaki öncü ve deneyimli isimlerin verdiği dersler üzerine temellendirildi. Daha çok sektörde çalışan profesyonellerin, STK alanında çalışmak isteyenlerin ve gönüllülerin katıldığı bir program olarak hâlen sürdürmekteyiz. Bununla birlikte gönüllülük, STK’lar ve ilgili konularda paneller ve çalıştaylar düzenledik. Son olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı için Türkiye Gönüllülük Araştırmasını gerçekleştirdik. Bu çerçevede İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü olarak her düzeyde gönüllülük ve STK’lar alanında çalışma yapmaya, öğrenciler arasında gönüllülüğü yaygınlaştırmaya, STK alanında bilgi ve deneyim paylaşımını sağlamaya ve bu alanda ilişki ve işbirliğini geliştirmeye devam ediyoruz. Bu kitabın hazırlayıcı adımlarından biri ise 18 Nisan 2018’de İstanbul Üniversitesi’nde düzenlediğimiz “Üniversitelerde Gönüllülük Dersi Müfredat Çalıştayı”dır. Akademisyenlerin, STK profesyonellerinin, gönüllülerin, öğrenci kulüplerinden temsilcilerin vb. katıldığı bu çalıştayda üniversitelerde gönüllülük müfredatını katılımcı bir perspektifle ele aldık. Bu çalıştayın katılımcılarının fikirleri elinizdeki çalışmanın biçimlenmesinde önemli bir rol oynadı. Çalıştay raporu hazırlandı, ancak raporu yayımlayamadık. Müfredat çalıştayından sonra üniversitelerde seçmeli ders fikri ve bu ders için hazırlanacak materyaller konusunda yeni adımlar planladık. Ancak farklı gündemler nedeniyle o dönem gerçekleştiremediğimiz bu çalışmaya Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 2020 Nisan ayında üniversitelerde “Gönüllülük Çalışmaları” dersinin seçmeli olarak açılmasına yönelik aldığı kararla yeniden döndük ve kitap çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu çalışmanın kapsayıcı ve kuşatıcı olmasına özen göstermemiz ve farklı konuları ele alma arzumuz nedeniyle süreç biraz uzadı, ancak nihayet tamamlandı ve artık karşınızdayız. “Gönüllülük ve Gönüllülerle Birlikte Çalışmak” gönüllülüğü farklı boyutlarıyla ele alarak günümüzde gönüllülükle ilgili çok sayıdaki bağlamı ve kavramı okuyucuya sunma hedefini taşıyor. Ancak her bir bölümün kendi içinde belirdiği haliyle gönüllülüğü farklılaştıran boyutları göz ardı etmiyor. Günümüzde gönüllülüğün ancak tüm boyutları ile ele alındığı takdirde tarihsel ve toplumsal bağlamla ilişki kurmanın mümkün olduğunu iddia ediyor bu kitap. Kitapta birçok başlık yalnız STK yöneticilerine hitap ediyor gibi görünmekle birlikte burada asıl hedef gönüllülük yapacak kişileri bilgilendirmek, onları gönüllülük faaliyetlerine hazır hale getirmek, STK yöneticilerinin farkındalığını sağlamak ve gönüllülerin gelecekte hayata geçirecekleri kendi gönüllülük girişimlerini daha nitelikli hâle getirmelerine katkıda bulunmaktır. Kitap okuyuculara gönüllülüğün farklı boyutlarını tanıma imkânı sunmaktadır. Kitabın iki boyutu olduğu söylenebilir: Birincisi gönüllülük deneyimi sınırlı olan ya da hiç gönüllü olmamış kişilere gönüllülüğün farklı boyutlarını göstermektir. İkincisi ise kişilerin gönüllülük çalışmaları organize etmeleri, bu yönde inisiyatif almaları durumunda gönüllülerle beraber nasıl çalışabilecekleri konusunda onlara yeni araçlar sağlamaktır. Evrensel boyutları olsa da gönüllülük toplumların kültürel, tarihi, dini, siyasi, ekonomik ve coğrafi birikimine bağlı olarak ortaya çıkar. Bu nedenle kitapta son 50 yıldır yaşanan yeni gelişmelere ve eğilimlere yer verirken Türkiye’nin kendine özgü bir gönüllülük anlayışına ve kültürüne sahip olduğunu unutmadan ilerlemeye çalışıyoruz. Türkiye’nin gönüllülük alanındaki köklü ve zengin birikiminin toplumun inanç ve yaşama kültürüne yaslandığını, gönüllülüğün karşılıksız bir dayanışmayı içerdiğini sıklıkla vurguluyoruz. Diğer taraftan gönüllülüğün farklı boyutlarını tanıtarak eleştirel bir perspektiften tartışmayı, bu tartışmayı derinleştirmeyi ve nitelikli hâle getirmeyi, yeni araştırma ve uygulama odaklarını göstermeyi amaçlıyoruz. Kitabın içerik tasarımında gönüllülük sahasının öncelikli konularına yer vermeyi amaç edindik. Bölümlerin bazıları kuramsal tartışmalara ve yaklaşımlara odaklanırken bir kısmı gönüllülüğün uygulama boyutuyla ilişkilidir. Ayrıca alandaki yeni eğilimlere ve tartışmalı konulara da kitapta bölüm düzeyinde yer verdik. Gönüllülüğün modern dönemde değişen doğasını ve 1970’li yıllar sonrasında gelişen neoliberal bağlamı ihmal etmeden ama güncel gelişmeleri de görmezden gelmeden gönüllülükle ilişkili temel konuları ele almaya çalıştık. Bu yaklaşım tanıyarak tartışmayı ve eleştirel bir perspektif geliştirmeyi içermektedir. Bu nedenle kitapta birbirleriyle çelişkili gibi duran, farklı perspektiflere sahip kavramlara ve yaklaşımlara yer verilmesi alanı tanıtmanın ve eleştirel bir perspektif geliştirmenin öncelikli bir hedef olmasıyla ilgilidir. Giriş dahil on altı farklı bölümden farklı bölümden oluşan kitapta yazarlar arasında ortak bir dil oluşturmaya çalışırken her bir yazarın ve konunun gerektirdiği perspektifi korumaya özen gösterdik. Her bölümün kendi içerisinde farklı konumlanma ve değerlendirmeler ihtiva etmesine imkân tanıdık. Bu nedenle kitabı okurken hem bir bütün hem de birbirinden farklı parçalarla karşı karşıya olduğunuzu hatırdan çıkarmamanızı diliyoruz. Yazarların gönüllülüğe bakışı, gönüllülüğü kavrama biçimleri, alandaki konumlanmaları, uygulama tercihleri vb. hususların bir zenginlik olduğunu düşünüyoruz. Kitabın yayımlanmasından sonra okuyuculardan gelecek geri dönüşler ve yazarların kendi aralarında yapacakları tartışmalar neticesinde hem kitabın mevcut halinin geliştirilmesi mümkün olacak hem de yeni yazarlar ve bölümlerin eklenmesiyle eser genişleyerek okuyucusuna yeni perspektifler sunmaya devam edecektir.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JH Sociology & anthropology::JHB Sociology
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 53
    Publication Date: 2022-10-27
    Description: Approximation of Turkish Law with European Union Law maintains its importance and actuality apart from the context of full membership goal as well. Global trade requires interplay between all world countries with regard to the development and formation of public and private law. Private law regulations in Continental Europe, that constitute models for Turkish law, have been developing under the influence of European Union Law. In any field of law, the authority of the European Union to intervene in national laws is limited to the competences provided by the Treaties. Therefore, acts of the European Union in the field of private law aims the improvement of the internal market and enhanced cooperation between the Member States both by harmonization of national laws and their implementation. Studies and proposals carried out by the European Union for the harmonization of laws should be/are closely followed by our country. Establishment of Customs Union between Turkey and European Union in 1995 with the 1/95 numbered Community Council Decision and initiation of accession negotiations in October 2005 have accelerated the harmonization process of Turkish law with the European Union law. In the heat of these events, it can be observed that the preamble of most of the main codifications and secondary regulations in the field of company law, banking and capital markets law, intellectual and commercial property law, competition law, consumer law and protection of personal data law; reflects the aim of approximation with European Union legislation. Turkey’s geographical location, parallelly the fact that majority of the states, which Turkey has economical, cultural and sociological relations with, are members of the European Union following the impact of European Union on the model laws of Turkish laws, including Swiss law which keep tab on European Union law, necessitates the harmonization of European Union law to remain on Turkish lawyers’ agenda in the future as well. Hence, this Book Project has been prepared by the first documentation center acknowledged by European Union’s competent publishing and distribution bodies, Istanbul University Faculty of Law European Law Application and Research Center, with the object of providing a source for publications and conferences of Turkish lawyers who are keen to work in this field. This Project is an academic study and reflects the evaluation of the authors on harmonization of Turkish law with European Union law and their opinions for the methodology for an approximation of Turkish legislation. Although it is not either an official report or an action plan, it has been prepared with the view of providing a reference to public authorities, especially Ministry of Foreign Affairs Directorate for European Union Affairs and European Union harmonization offices in other relevant ministries. The preparation phase of this Project includes determination of the subdisciplines of Turkish private law, in which harmonization with European Union law, has been taken in regard. The specification of a certain topic is left to the authors. As a matter of course, it was not possible for us to cover all the subdisciplines of private law likewise to examine the entire European Union acquis in the included fields. Our perspective is to provide an insight into European law, its comparison with European Union law and evaluation of alignment. With this regard, every contributor examined the regulation which includes the most general rules on that topic. Although the examined regulations have been enacted on the legal basis of the Treaties, the relevant articles have been explained under the “Remarks” title. In this way, with the exception of topics under “Competition Law” chapter, only the masthead of the acts of European Union organs are shown under the “Legislation” title. Besides, all the examined European Union legislation and their legal basis are shown in the European Union legislation list and index at the end of this book. Subdisciplines of private law to be studied has been designated taking into account several factors, such as the necessity of reevaluation and updating with the current acquis, despite the fact that Turkey’s remarkable progress in the past according to the European Commission country reports; Ministry of European Union’s Action Plan covering the years of 2016-2019; 11th development plan of Turkish Presidency. Thus, the Project touches on Company Law, Financial Services, Consumer and Health Protection, Intellectual Property chapters which have been opened for negotiations, and Competition Policy chapter that has not yet been opened for negotiation alongside the Protection Of Personal Data which is not itself a negotiation chapter but concerns several chapters of negotiation. Regulations in the aforementioned fields have been analyzed under the Company Law, Banking and Capital Markets Law, Intellectual and Commercial Property Law, Competition Law, Consumer Law and Protection of Personal Data Law main titles. Within the scope of the Project, contributors were expected to prepare their work according to the following outline: I. Legislation A. European Union Legislation B. Turkish Legislation; II. Remarks A. European Union Law, B. Turkish Law; III. Assessments and Suggestions. By this means, the necessity of the readers to get conveniently informed solely on the European Union Law or Turkish law related to that subject is considered. Assessments and suggestions have been provided under a separate title with the view of improving on the perception of approximation with European Union which only focuses on the translation of legislation and relation of European Union law with Turkish law can be put forward in an integrated mindset. Under this title, the conclusions reached by evaluating Turkish law and European Union law have been placed in numerical order. In other respects, contributors were provided flexibility in terms of methodology to be used for their remarks and assessments and freedom to include the Turkish translation of the relevant European Union legislation and place article proposals for Turkish legislation. Editorial Board elaborated on determining the main subjects and, alongside the review of all studies with respect to the fundamental aim of this book, providing for systematical coherence thereof.
    Description: Published
    Description: Türk hukukunun Avrupa Birliği hukukuna uyumunun sağlanması, tam üyelik hedefi bağlamında ve bunun dışında ülkemizde önemini ve güncelliğini koruyan bir meseledir. Küresel ticaret, yalnızca ülkemiz değil bütün dünya ülkelerinde kamu ve özel hukukun gelişim ve şekillenmesinde etkileşim içerisinde olmayı gerektirmektedir. Türk hukukunda özel hukuk alanında ağırlıkla takip edilen mehaz hukuk düzenlemeleri ise Avrupa Birliği’nin etkisi altında gelişmektedir. Avrupa Birliği organlarının herhangi bir hukuk alanında düzenleme yapma yetkisi kurucu anlaşmalarla üye devletlerin Birliğe bırakmış olduğu yetkiler ile sınırlıdır. Özel hukuk alanındaki Avrupa Birliği tasarrufları, temel olarak iç pazarın geliştirilmesi/ güçlendirilmesi ve tüm üye devletlerin hukuk düzenlemeleri ile uygulamalarının uyumlaştırılması hedefine yönelir. Bu alanda Avrupa Birliği tarafından yürütülen iç hukukların yakınlaştırılmasına yönelik çalışmalar ve tasarruflar ülkemizce yakından takip edilmektedir/edilmelidir. 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile 1995 yılında Gümrük Birliği’nin tesisi ve Ekim 2005’te katılım müzakerelerinin açılması Avrupa Birliği mevzuatıyla uyum sürecine ivme katan gelişmelerdendir. Bu gelişmelerin etkisinde ülkemizde şirketler hukuku, bankacılık ve sermaye piyasası hukuku, fikrî ve sınai mülkiyet hukuku, rekabet hukuku, tüketici hukuku ve kişisel verilerin korunması hukuku alanlarında çıkarılan kanunların ve ikincil mevzuatın genel gerekçelerine Avrupa Birliği mevzuatıyla uyum amacının aksettirildiği görülmektedir. Ülkemizin coğrafi konumu, buna paralel olarak ekonomik, kültürel ve sosyolojik açıdan ilişki içinde bulunduğu devletlerin ekseriyetinin anılan Birlik içinde bulunmaları, takiben yürürlükte bulunan mevzuatımız üzerinde Avrupa Birliği hukukunun ve Birlik düzenlemelerini oldukça sıkı bir şekilde takip eden İsviçre’nin etkisi, Avrupa Birliği hukukuyla uyumun gelecekte de Türk hukukçularının gündeminde kalmasını gerektirmektedir. İşbu Kitap projesi 1973 yılında kurulan ve Avrupa Birliği’nin yetkili yayın ve dağıtım kuruluşlarınca tanınan Türkiye’deki ilk dokümantasyon merkezi olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Avrupa Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, Türk hukukçularının bu alanda yapacağı bilimsel eserlere ve toplantılara kaynaklık etme gayesiyle hazırlanmıştır. Proje, akademik çalışma niteliğindedir ve yazarların Türk ve Avrupa Birliği hukukunun uyumuna ilişkin güncel değerlendirmeleri ile mevzuat yakınlaştırmasının ne şekilde yapılabileceği hakkında görüşlerini içermektedir. Çalışmanın başta Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı ve diğer ilgili Bakanlıklar nezdinde bulunan Avrupa Birliği uyum komisyonları olmak üzere, kamu mercileri tarafından hazırlanan rapor veya ulusal program/eylem planlarının hayata geçirilmesine yardımcı olması amaçlanmaktadır. Hazırlık sürecinde öncelikle hukukumuzda Avrupa Birliği hukukuyla uyumun gözetildiği özel hukukun alt disiplinleri belirlenmiş, bu alanlarda ele alınacak konunun tercihi proje katılımcılarına bırakılmıştır. Proje, özel hukukun tüm alt disiplinlerini kapsamadığı gibi belirlenen alanlara yönelik tüm Avrupa Birliği müktesebatının da ele alınmadığının altı çizilmelidir. Her bir katılımcı, belirlediği konu başlığı altında konuyu en kapsamlı şekilde ele alan düzenlemeleri incelemektedir. İncelenen düzenlemelerin tamamı Avrupa Birliği Kurucu Antlaşmalarında iç pazarın işleyişine yönelik hükümlere dayanmaktaysa da bu hükümlere, incelenen mevzuatın gösterildiği künyeler yerine Avrupa Birliği hukukuna yönelik açıklamalar başlıkları altında yer verilmektedir. Böylelikle rekabet hukuku bölümü altındaki konu başlıkları hariç, Avrupa Birliği mevzuatı başlığı altında yalnızca Avrupa Birliği organları tarafından çıkarılan tasarrufların künyeleri gösterilmektedir. Bunun yanında incelenen tüm AB mevzuatının Avrupa Birliği Kurucu Antlaşmalarındaki dayanaklarının da gösterildiği listesi kitabın sonunda okuyucuların istifadesine sunulmaktadır. Alt disiplinler, Türkiye’nin belirli bir yol kat ettiği fakat güncel Avrupa Birliği mevzuatı ışığında uyumunun yeniden değerlendirilmesi ihtiyacının bulunduğu alanları kapsayacak şekilde Avrupa Komisyonu Türkiye Ülke Raporları ve 2016- 2019 yıllarını kapsayan Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından hazırlanan Avrupa Birliği’ne Katılım İçin Ulusal Eylem Planı ve Cumhurbaşkanlığı 11. Kalkınma Planı gözetilerek belirlenmiştir. Bu nedenle çalışma, müzakerelere açılmış bulunan Şirketler Hukuku, Mali Hizmetler, Tüketicinin ve Sağlığın Korunması, Fikrî Mülkiyet Hukuku ve henüz müzakereye açılmamış bulunan Rekabet Politikası fasılları ile müzakereye açılmış ve açılmamış pek çok fasılda atıfta bulunulan kişisel verilerin korunması alanlarına temas etmektedir. Mezkûr alanlarla ilgili düzenlemeler Şirketler Hukuku, Bankacılık ve Sermaye Piyasası Hukuku, Fikrî ve Sınai Mülkiyet Hukuku, Rekabet Hukuku, Tüketici Hukuku ve Kişisel Verilerin Korunması Hukuku ana başlıkları altında incelenmektedir. Proje kapsamında katılımcılardan çalışmalarını I. Mevzuat A. Avrupa Birliği Hukuku B. Türk Hukuku; II. Açıklamalar A. Avrupa Birliği Hukuku B. Türk Hukuku, III. Değerlendirme ve Öneriler planını takip ederek hazırlamaları beklenmiştir. Bu sayede her bir konuyla alakalı yalnızca Avrupa Birliği hukuku veya yalnızca Türk hukuku hakkında bilgi edinmek isteyen okuyucuların da çalışmadan rahatça istifade edilebilmesi gözetilmiştir. Değerlendirme ve önerilerin ayrı bir başlık altında sıralanmasıyla, Avrupa Birliği mevzuatıyla uyum anlayışının Avrupa Birliği mevzuatının tercüme edilmesinin ötesinde ve hukukumuzla ilişkisinin bütüncül bir yaklaşım ile ele alınarak ortaya konulması hedeflenmektedir. Bu başlık altında Türk hukuku ile Avrupa Birliği hukuku birlikte değerlendirilerek varılan sonuçlara numara sırası ile yer verilmiştir. Bununla birlikte katılımcılara değerlendirmelerinde izleyecekleri yol konusunda esneklik sağlanmış, katılımcılar Avrupa Birliği mevzuatının çevirisini çalışmalarına ekleme, madde önerisinde bulunma konularında serbest bırakılmıştır. Editörler Kurulu, bu noktada ana konu başlıklarının belirlenmesi ve tüm çalışmaların işbu Kitabın yöneldiği temel amaç doğrultusunda incelenmesi yanında, bunlar arasında sistematik bir ahengin sağlanmasına da özen göstermiştir.
    Keywords: bic Book Industry Communication::L Law ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JP Politics & government::JPS International relations
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 54
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-03-24
    Description: A city forms the core of all political and philosophical projects. On one hand, a city is a place of human aspirations and pursuits; on the other, it represents a space of tension and anxiety. This dual and often paradoxical character of the city compels philosophers to constantly cogitate its current status. Philosophy is often defined as the child of the city (polis); it is thus the product of urban life. As a medium of social space and political unity, the city has become a stipulation for philosophical activity. In this sense, philosophy is not deprived of its conditions; alternatively, it is an activity that reveals itself within its prerequisite environment. The book reveals varied philosophical reflections on the city, focusing primarily on the urban crisis and debates on rights to the city. The book also attends to the city-philosophy connection in terms of language, borders, art, architecture, and meta-philosophy. The body of research on the city cannot be reduced to the sum of discourses of technical experts. Beyond this boundary, the city stands in its entirety at the heart of debates on equality, freedom, and liberation, surpassing all types of pragmatic discussion. Max Weber cites the proverb, “Stadtluft macht frei” (the urban air frees), serving as a reminder that a city is also a place of domination and freedom. In this respect, the city is the arena of all types of conflict.
    Description: Published
    Description: Kent politik ve felsefi tasarıların hep kalbindedir. Kent, bir yandan insani özlemler ve arayışların mekanı, diğer yandan ise kaygı ve tedirginliklerin de parçasıdır. Kentin bu çifte paradoksal karakteri, felsefeyi ve filozofları onun güncel statüsünü sürekli düşünmeye itmektedir. Biliyoruz ki, felsefe “kentin (polis’in) çocuğudur”, bir başka deyişle kentsel yaşamın ürünüdür. Toplumsal mekanın ve politik birlikteliğin ortamı olarak kent, felsefi etkinliğin koşulu olmuştur. Felsefe bu anlamda koşullarından yoksun değildir aksine koşullarında kendisini ortaya koyan bir etkinliktir. Eldeki kitap, kent üzerine çeşitli felsefi refleksiyonları ortaya koymaktadır. Kitap özellikle kentsel krize ve kent hakkı tartışmalarına odaklanmaktadır. Bunun yanı sıra kent-felsefe bağıntısını dil, sınır, sanat, mimari, meta-felsefe bakımlarından ele EDITORS Özgüç GÜVEN Assoc. Prof., Istanbul University Faculty of Letters, Department of Philosophy, Istanbul, Turkey M. Ertan KARDEŞ Assoc. Prof., Istanbul University Faculty of Letters, Department of Philosophy, Istanbul, Turkey almaktadır. “Kent” üzerine bir araştırma sadece teknik uzmanların söylemlerinin toplamına indirgenemez, bunun ötesinde, bütün pragmatik söylem tiplerini aşarak, eşitlik, özgürlük ve kurtuluş tartışmalarının bağrında bütünselliğiyle kent durmaktadır. Max Weber tarafından alıntılanan bir atasözü, “Stadtluft macht frei” (kent havası özgür kılar) bize aynı zamanda kentin tahakküm ve özgürlük yeri olduğunu hatırlatmaktadır. Bu açıdan kent her türlü mücadelenin alanıdır.
    Keywords: thema EDItEUR::D Biography, Literature and Literary studies
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 55
    Publication Date: 2022-11-02
    Description: The issues that are addressed the most are the problems faced by population groups that stand out for the future of the countries in economic, social, and political terms and young people, who are the driving force of social development. Among these problems, the unemployment of young people is undoubtedly the first issue that comes to mind. Socioeconomic difficulties and risks faced by young people have a significant and negative effect on both individuals and social development and exacerbate concerns about the future of a country. However, in recent years, “young people who are not in education, employment, or training” (NEET), which is related to phenomena such as youth unemployment and other more complex phenomena, is one of the topics that developed countries have focused on. The category of NEET includes young people who are described as being offended or discouraged in the literature as well as individuals who are economically inactive and do not participate in education for mostly “involuntary” reasons, such as illness, disability, and being responsible for providing care and household chores. Therefore, the concept refers to a significant portion of the population that has not received any education or participated in child rearing in the last four weeks and is also not employed. These intersections between the unemployed and those who are not included in the labor force and are not continuing their education comes to the fore in terms of the effectiveness and sustainability of labor market policies. It has been determined that there is a need to conduct a profile analysis of NEET youth and conduct research to determine the causes and effects of their NEET status. Statistics regarding NEET youth are announced every year by the Turkish Statistical Institute (TUIK) and the European Statistical Institute. In this context, the General Directorate of Educational Research and Coordination of the Ministry of Youth and Sports conducted a “Profile Research of Young People Not in Education and Employment” under the management of academics at Istanbul University who specialize in this field. This is the first comprehensive study to examine the causes and effects of young people being NEET status in Turkey aged 15–29. The field work for this study was carried out between September 7, 2020 and December 12, 2020, and the most important aspect of the research is the development of the scales of causes and effects of being NEET with proven validity and reliability. Despite the risks presented by the global COVID-19 epidemic, I would like to thank the officials of the General Directorate of Education, Research, and Coordination and the academics at Istanbul University, who have exemplary a cooperated to define the risks and develop solution proposals.
    Description: Published
    Description: İktisadi, sosyal ve siyasal açıdan ülkelerin geleceği için öne çıkan nüfus grubu ve sosyal gelişmenin itici gücü olan gençlerin karşılaştığı sorunlar, üzerinde en fazla çözüm uğraşısı gösterilen konuların başında gelmektedir. Bunlar içerisinde hemen ilk akla gelen şüphesiz gençlerin işsizliği olmaktadır. Gençlerin karşılaştıkları sosyo-ekonomik zorluklar ve riskler hem bireysel hem de toplumsal gelişimi önemli oranda olumsuz etkilemekte ve bir ülkenin geleceğine yönelik endişeleri artırmaktadır. Bununla birlikte son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerin dikkatini üzerinde yoğunlaştırdığı konuların başında genç işsizliği kadar önemli fakat ondan daha derin ve karmaşık bir bağlamı içeren “ne eğitimde, ne istihdamda ne de yetiştirmede olan gençler (NEİY)” gelmektedir. NEİY kavramı, literatürde gücendirilmiş veya cesareti kırılmış olarak ifade edilen gençlerin yanı sıra hastalık, engellilik, bakım sorumluluğu ve ev işlerine katılma gibi çoğu “istem dışı” nedenlerle ekonomik olarak aktif olmayan ve eğitime katılmayan bireyleri de içermektedir. Dolayısıyla kavram, son dört hafta içerisinde herhangi bir eğitim veya yetiştirme sürecine katılmamış ve aynı zamanda istihdamda bulunmayan önemli bir nüfusa işaret etmektedir. Hem işsizlerin hem de işgücüne dahil olmayanların içerisinde eğitime devam etmeyen bu kesişim kümesi, emek piyasası politikalarının etkinliği ve sürdürülebilirliği açısından ön plana çıkmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Avrupa İstatistik Kurumu (EUROSTAT) tarafından her yıl istatistikleri de açıklanan NEİY gençler ile ilgili profil analizi yapılması NEİY statüsünde olmalarının nedenleri ve etkilerinin belirlenmesine yönelik bir araştırma yürütülmesi ihtiyacı tespit edilmiştir. Bu kapsamda T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğünce, İstanbul Üniversitesi’nin ilgili alanda uzman akademisyenlerinin yürütücülüğünde “Eğitim ve İstihdam Dışı Gençler Profil Araştırması” gerçekleştirilmiştir. Elinizdeki bu eser, Türkiye’de “ne eğitimde ne istihdamda ne de yetiştirmede (NEİY)” olan 15-29 yaş grubundaki gençlerin NEİY olmalarının nedenleri ve etkilerini inceleyen ilk kapsamlı çalışma niteliğindedir. 07.09.2020 - 31.12.2020 tarihleri arasında saha çalışmaları gerçekleşen bu araştırmanın en önemli yönü, geçerlik ve güvenirliği ispatlanmış NEİY olmanın nedenleri ve etkileri ölçeklerinin geliştirilmiş olmasıdır. Covid-19 küresel salgının risklerine rağmen NEİY gençlerin ülke gündemine taşınması, konuya ilişkin risklerin tespit edilerek çözüm önerilerinin geliştirilmesine yönelik örnek bir işbirliği geliştiren Eğitim Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü yetkililerimize ve İstanbul Üniversitesi akademisyenlerine teşekkürlerimi sunuyorum.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 56
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-09-08
    Description: Published
    Keywords: bic Book Industry Communication::R Earth sciences, geography, environment, planning::RG Geography
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 57
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-03-23
    Description: Published
    Description: Television series are undoubtedly an audio-visual production space that people in every country are eagerly following. Television series are known to have an impact in the public sphere. These effects are discussed in various topics. Another feature of television series, which can be examined in many dimensions in public life, is that productions are demanded not only nationally but also in the international arena. Television series produced in Turkey are in demand worldwide and this issue is worth examining from a scientific point of view. Examining this issue as an export element is another research title. In this context, this book offers an idea of the domain, reception status and acceptance of international turkish television series in various countries. As a foresight; television will have quite a series as well; perhaps it will change in terms of production techniques, but it will continue to be popular as a production type. This book aims to contribute the field that needs to be discussed at all points in media scope and we hope to light the fuse for the international academic community.
    Keywords: thema EDItEUR::A The Arts::AT Performing arts::ATF Films, cinema ; thema EDItEUR::A The Arts::AT Performing arts::ATJ Television
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 58
    Publication Date: 2024-04-02
    Description: Within the scope of the events of the 2019 Prof. Dr. Fuat Sezgin Year, under the auspices of our Presidency and with the support of the Ministry of Culture and Tourism, in partnership with Istanbul University, Fatih Sultan Mehmet Foundation University, and the Fuat Sezgin Islamic Science History Research Foundation, we had the honor of hosting the first International Prof. Dr. Fuat Sezgin Symposium of Islamic History of Science on 13-15 June at Istanbul University. Our late Professor Fuat Sezgin, who questioned and evaluated the role of Islamic civilization in the development of sciences with a scientific attitude instead of taking a reactionary defensive stance against the views that limit the role of Islamic civilization in its contribution to inter-civilizational transfer only in certain historical periods, earned an unforgettable place in the history of Islamic science while he was still alive with the dozens of works he published with his commentary, hundreds of volumes of books he uncovered, nearly a thousand scientific tools he unearthed, the scientific institutions he pioneered, and the scientists he inspired. By remembering our late Professor Fuat Sezgin, who, despite all the obstacles and difficulties he faced, faithfully and patiently devoted his entire life to showing the place of the sciences developed in the Islamic world in the international history of science, and especially to objectively revealing the role of Islamic sciences in the development of the history of Western science, we hope to be able to make a modest contribution in terms of passing his scientific legacy on to future generations. The symposium we held to honor the legacy of Fuat Sezgin by remembering the works he carried out during his lifetime and to express our gratitude to him was attended by nearly 100 worthy academicians in the field of the history of science from 21 different countries, and this legacy left behind by our late Professor was honored with a total of 79 papers presented over three days. Prepared as a tangible fruit of the symposium and a permanent expression of our gratitude to our late Professor, this proceedings book has been created with the contributions of the esteemed academicians who participated in the symposium. It consists of an introduction section of three articles written on the life and works of our late Professor, and 38 articles in English, Arabic, and Turkish categorized under the titles of Fuat Sezgin’s Contributions to the History of Science, Astronomy, Mathematics, Medicine, Geography, Natural Sciences, and Islamic Studies. Hoping that this proceedings book we have published will have an important place in the history of Islamic Science literature and make a significant contribution to the field with the belief that it will open the horizons of young researchers, we are grateful to have the opportunity to thank the individuals and institutions for their support in organizing this important event and the preparation of this proceedings book. We would like to express our gratitude to the Prof. Dr. Fuat Sezgin Islamic Science History Research Foundation (IBTAV) Board of Trustees Member N. Bilal Erdoğan, IBTAV Founding President Ethem Sancak, IBTAV Board Chairman Mecit Çetinkaya, former Deputy Minister of Culture and Tourism and Zeytinburnu Mayor Ömer Arısoy, the General Director of the Turkish Radio and Television Corporation Ibrahim Eren, the Founding Rector of Fatih Sultan Mehmet Foundation University Prof. Dr. Musa Duman, and the Rector of Kırıkkale University Prof. Dr. Ersan Aslan who was the Coordinator of the 2019 Prof. Dr. Fuat Sezgin Year, and in particular to the honorary board members of our symposium, Prof. Dr. Fuat Sezgin’s esteemed spouse Dr. Ursula Sezgin and their daughter Journalist and Writer Hilâl Sezgin for their participation and support. We would like to thank the Prof. Dr. Fuat Sezgin Islamic Science History Research Foundation, the Ministry of Culture, Turkish Airlines, Fatih Municipality, and Üsküdar Municipality for providing financial support to our symposium. The Science and Regulation Board and our Secretariat successfully carried out the process of organizing our symposium and the publication of our book. We would like to especially thank the scientists working in the field of Islamic science history from many countries around the world who contributed to our Symposium with their papers. History of Islamic science studies include a wide range of disciplines from mathematics, astronomy, medicine and other natural sciences to philosophy and social sciences. The goal and vision of our late Professor Fuat Sezgin, who took a holistic approach to all these sciences mentioned, shows us that there are many more studies to be done in this field. The ideas and works left behind by our Professor will be a guide for many scientific studies with research that will be carried out in the coming years.
    Description: Published
    Description: 2019 Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı Etkinlikleri kapsamında Cumhurbaşkanlığımız himayelerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile İstanbul Üniversitesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ve Prof. Dr. Fuat Sezgin İslâm Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı ortaklığında I. Uluslararası Prof. Dr. Fuat Sezgin İslâm Bilim Tarihi Sempozyumu’nu 13-15 Haziran’da İstanbul Üniversitemiz ev sahipliğinde gerçekleştirmiş olmanın onurunu yaşadık. İslam medeniyetinin bilimlerin gelişimindeki rolünü, sadece belirli tarihi dönemlerde medeniyetler arası aktarımdaki katkısı ile sınırlandıran görüşler karşısında tepkisel bir savunmacı tutum takınmak yerine ilmi bir tavırla sorgulama ve değerlendirmelerde bulunan merhum Fuat Sezgin Hocamız, tenkitli neşrini yaptığı onlarca eser, tıpkıbasımını yaptığı yüzlerce cilt kitap, gün yüzüne çıkardığı bine yakın bilimsel âlet, kuruluşuna öncülük ettiği bilimsel kurumlar ve ilham verdiği bilim insanları ile İslam bilim tarihinin sayfalarında henüz hayattayken unutulmaz bir yer edinmiştir. Sempozyumumuz aracılığıyla tüm yaşamını, karşılaşmış olduğu tüm engellere ve zorluklara rağmen, inançla ve sabırla durmaksızın İslam dünyasında gelişen bilimlerin dünya bilim tarihindeki yerini göstermeye, özellikle de Batı bilim tarihinin gelişiminde İslam bilimlerinin rolünü nesnel bir biçimde ortaya koymaya adayan merhum Fuat Sezgin Hocamızın ilmî mirasını hatırlayıp onu gelecek nesillere aktarma noktasında mütevazı bir katkı sağlayabilmiş olabilmeyi umut ediyoruz. Fuat Sezgin Hocamızın bu mirasını ve de hayatta iken yürütmüş olduğu çalışmaları onurlandırmak ve kendisine karşı minnetimizi ifade etmek üzere gerçekleştirdiğimiz sempozyuma, 21 farklı ülkeden bilim tarihi alanında çalışmalar yürüten 100’e yakın değerli akademisyen katılmış ve üç gün boyunca merhum hocamızın geride bıraktığı bu miras sunulan toplam 79 bildiri ile onurlandırılmıştır. Sempozyumun somut bir meyvesi, merhum hocamıza olan minnet ve şükran duygumuzun daimî ve kalıcı bir ifadesi olarak hazırlanan bu bildiriler kitabı, sempozyuma katılan değerli hocalarımızın katkılarıyla ortaya çıkmıştır. Bildiriler Kitabı, merhum hocamızın hayatı ve eserleri üzerine yazılmış üç makaleden oluşan bir giriş kısmı ve de Fuat Sezgin’in Bilim Tarihine Katkıları, Astronomi, Matematik, Tıp, Coğrafya, Doğa Bilimleri ve İslami Bilimler başlıkları altında kategorize edilmiş İngilizce, Arapça ve Türkçe dillerinde toplam 38 makaleden oluşmaktadır. Yayınladığımız bu bildiri kitabının İslam Bilim Tarihi literatüründe önemli bir yer edineceğini ve genç araştırmacıların ufkunu açacağı inancıyla alana önemli bir katkı sağlayacağını temenni ederek, bu önemli organizasyonun gerçekleştirilmesinde ve bildiri kitabının hazırlanmasında desteklerini esirgemeyen kişi ve kurumlara teşekkür etme imkânı bulduğumuz için bahtiyarız. Başta Sempozyumumuzun Onur Kurulunda bulunan Prof. Dr. Fuat Sezgin’in muhterem eşleri Sayın Dr. Ursula Sezgin ve kızları Gazeteci Yazar Sayın Hilâl Sezgin olmak üzere Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı (İBTAV) Mütevelli Heyeti Üyesi N. Bilal Erdoğan’a, İBTAV Kurucu Başkanı Ethem Sancak’a, İBTAV Yönetim Kurulu Başkanı Mecit Çetinkaya’ya, Kültür ve Turizm Bakanı Eski Yardımcısı ve Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’a, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürü İbrahim Eren’e, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Musa Duman’a ve Kırıkkale Üniversitesi Rektörü ve 2019 Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı Koordinatörü Prof. Dr. Ersan Aslan’a katılım ve desteklerinden dolayı şükranlarımızı sunarız. Sempozyumumuzun gerçekleşebilmesi için finansal destek sağlayan Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı, Kültür Bakanlığımız, Türk Havayolları, Fatih Belediyesi ve Üsküdar Belediyesi’ne teşekkürü borç biliriz. Bilim ve Düzenleme Kurulu ile Sekreteryamız, Sempozyumumuzun düzenlenmesi ve tebliğ kitabımızın yayınlanma sürecini başarı ile yürüttüler. Sundukları tebliğler ile Sempozyumumuza katkı sağlayan dünyanın çok sayıda ülkesinden İslam bilim tarihi alanında çalışma yapan bilim insanlarına özellikle teşekkür etmek isteriz. İslâm bilim tarihi çalışmaları matematik, astronomi, tıp ve diğer tabii ilimlerden felsefe ve sosyal bilimlere çok geniş bir yelpazeyi içermektedir. Zikredilen tüm bu ilimlere bütüncül bir yaklaşımla eğilen merhum Fuat Sezgin Hocamızın hedef ve vizyonu, bu alanda daha yapılması gereken birçok çalışmanın var olduğunu da bize göstermektedir. Hocamızın miras bıraktığı fikir ve eserler ilerleyen yıllarda yapılacak araştırmalarla çok sayıda ilmi çalışma için yol gösterici olacaktır.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History ; thema EDItEUR::Q Philosophy and Religion::QR Religion and beliefs
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 59
    Publication Date: 2022-09-08
    Description: We have regretfully observed for many years that the academic community in Tur key, except in some limited areas, has failed to provide the necessary contribution about the issues that Turkey has had to deal with on international level, because the debates have been confined to superficial, oversimplified, and outdated ideological points of view in daily politics. However, the fundamental theses, discussions, and prospective guidance of politics, law, economics, and international relations would be much more lasting and effective once they are shaped by the robust data and theses of the academic community in Turkey. We hope that the book The Aegean Sea and the Eastern Mediterranean in the Global and Regional Balance Based on the Axes of Geography, History, and Interna tional Law drawn up in cooperation between the Grand National Assembly of Turkey and Istanbul University can contribute to creating such a horizon and produce theses to this effect. No matter what topic of international relations one may address, it is impossible to understand and present it independently of other problems and topics. Therefore, we need to gain insight into all incidents and processes that affect and shape the Eastern Mediterranean, and within this framework put forward our projections on the future of Turkey, which is a common concern and asset for all of us. We currently observe manifestations of a biased perspective that is far from fair concerning the ongoing events in the Eastern Mediterranean. The initiatives of Turkey, seeking her rights arising from the international law and agreements since the very beginning through legitimate means and methods, have been encountered by some countries and so-called alliances, which disregard international law and agreements and consider all kinds of illegitimate actions as their rights. Undoubtedly, it is desirable to collaborate, make efforts, and negotiate with approaches in goodwill, respecting international law and agreements aiming at establishing peace as well as the rights, and laws of nations and states. However, it is impossible to take action before realizing and having others realize the following facts: Some countries, in the global order lacking justice established in the aftermath of the Second World War, had only rights and interests. Some others had only duties and responsibilities. This bizarre and unjust order lasted for years. However, the world has now changed and the parameters creating this unjust order have collapsed. We observe that it takes time for some countries to come to terms with this reality. Every state and nation, when it comes to the international order, shall have rights and interests as well as duties and responsibilities. Such a world where this just state of affairs prevails is not far away. This book offers a comprehensive perspective addressing the Eastern Mediterra nean issue within the context of not only history, law, and international relations but also geography, geopolitics, and biodiversity. I hope that the ideas, recommendations and outcomes offered in the book will pave the way for new perspectives to locate the Eastern Mediterranean in the blue shade of peace. I would like to thank Prof. Mahmut AK, the Rector of Istanbul University, for his leadership in the publication of the book as well as the academics contributing their articles. I am pleased and confident that this book will be appreciated by the readers as an invaluable source of scholarship on the Eastern Mediterranean.
    Description: Published
    Description: Uzun yıllar gündelik siyasetin sığ ve basit, zamanı çoktan geçmiş ideolojik tavırları içine hapsolmuş tartışmalar sebebiyle akademi dünyamızın bazı sınırlı alanlar dışında Türkiye’ye gereken katkıyı sunamadığını üzüntüyle müşahede etmiştik. Hâlbuki siyasetin, hukukun, ekonominin, uluslararası ilişkilerin temel tezleri, ana tartışmaları ve geleceğe doğru esas istikametleri akademi dünyamızın güçlü veri ve tezleriyle şekillendirilebilirse çok daha kalıcı ve etkili olur. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve İstanbul Üniversitesi işbirliği ile hazırlanan “Coğrafya, Tarih ve Uluslararası Hukuk Boyutlarıyla Küresel ve Bölgesel Denklemde Ege ve Doğu Akdeniz” kitabının böyle bir ufkun oluşturulması ve tezlerin üretilmesine katkı sunmasını arzu ediyoruz. Uluslararası ilişkilerde hangi başlığı ele alırsanız alın, onu diğer sorunlardan, diğer başlıklardan bağımsız olarak anlamanız ve ortaya koymanız mümkün değildir. Dolayısıyla Doğu Akdeniz’i, onu etkileyen ve şekillendiren bütün hadiseler ve süreçlerle ilgisini dikkatle anlamak, hepimizin ortak derdi ve değeri olan Türkiye’nin geleceğine dair öngörülerimizi de bu çerçevede ortaya koymak durumundayız. Bugün Doğu Akdeniz’de ortaya çıkan hadiselerde tarafgir ve adaletten uzak bakış açısının tezahürlerini görmekteyiz. Başından itibaren sadece uluslararası hukuktan ve anlaşmalardan kaynaklanan haklarını yine aynı hassasiyetle meşru araçlar ve yöntemlerle arayan Türkiye’nin girişimleri, uluslararası hukuku ve antlaşmaları yok sayan, her türlü gayrimeşru girişimi hak sayan birtakım ülkeler ve sözde ittifaklarla karşılanmıştır. Şüphesiz iyi niyetli, barışı tesis etmeyi hedefleyen uluslararası hukuka ve anlaşmalara saygılı, milletlerin ve devletlerin hak ve hukuklarına hürmet eden yaklaşımlarla hep birlikte çalışmak, gayret göstermek, müzakere yapmak arzu edilen bir tutumdur. Ancak şu gerçekleri görmeden ve göstermeden harekete geçmek de mümkün değildir. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan adaletsiz dünya düzeninde bazı ülkelerin sadece hak ve menfaatleri vardı. Bazı ülkelerin ise sadece vazife ve yükümlülükleri vardı. Uzun yıllar bu garip ve adaletsiz düzen devam etti. Ancak artık dünya değişti, bu adaletsiz düzeni var eden parametreler çöktü. Bu gerçekliği bazı ülkelerin kabul etmekte geciktiğini görüyoruz. Uluslararası düzende her devletin, her milletin hak ve menfaatleri olduğu gibi, vazife ve yükümlülükleri de vardır. Bu adaletli tezin hakim olacağı bir dünya uzak değildir. Bu kitap, Doğu Akdeniz sorununu yalnızca tarih, hukuk, uluslararası ilişkiler açısından değil, coğrafi, jeopolitik ve biyoçeşitlilik açılarından da ele almak suretiyle konuya bütüncül bir perspektif getirmektedir. Umuyorum ki kitapta ortaya konulan düşünce, öneri ve sonuçlar Doğu Akdeniz’in bir barış maviliği içinde kalmasına dönük yeni yaklaşımların kapısını açar. Eserin ortaya çıkmasında öncülük eden İstanbul Üniversitesine Rektör Prof. Dr. Mahmut AK hocamızın şahsında teşekkür ediyorum. Makaleleri ile katkıda bulunan bilim insanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Doğu Akdeniz konusunda kıymetli bir kaynak hüviyetini haiz olacağını düşündüğüm eseri okuyucuların istifadesine sunmaktan memnuniyet duyuyorum.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 60
    Publication Date: 2022-06-02
    Description: The turtle (kame) is of great importance in East Asian culture and it is seen as a supernatural creature. In Japanese literature, we can find examples of the turtle in works dating back to the Nara period, such as Tangokuni fudoki and Nihonshoki. Just like the crane, the turtle is a symbol of longevity. However, from the Kamakura period a new and unique interpretation of the turtle as the “singing/crying turtle” makes its appearance. Of this topos, known as kame naku, we can find only very few examples in literature until the Meiji era and the most known are the waka anthologies Shinsen waka rokujō and Fuboku wakashō, and Kyokutei Bakin’s kigo collection Haikai saijiki shiorigusa. However, from the beginning of the modern age, kame naku has been used by many poets as a kigo connected to spring and its frequency has hugely increased. After the war, it began to appear not only in poetry but also in novels and essays. The best known examples of this being Mishima Yukio’s short novel Chūsei, Uchida Hyakken’s essay Kame naku ya, Kawakami Hiromi’s work Oboreru. Using kame naku as a keyword, in this paper we will analyze the attitudes and approaches of modern and contemporary poets and novelists toward the topos.
    Keywords: season word (kigo) ; fantastic ; turtle ; modern and contemporary Japanese literature
    Language: Japanese
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 61
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-14
    Description: Published
    Description: Tıp Bilişimi, bilişim alanındaki teknosistemin, tıp alanına sağlık ve sağlık hizmeti sunumu amaçlı uyarlanmasının genel tanımıdır. 21. yy ile özdeşleştirilen Endüstri 4.0, bilgi ve iletişim teknolojilerinin ve süreçlerin sağlık ve tıp alanına taşınmasıyla gerçekleştirilen bütüncül multidisipliner etkinlikler olarak da tanımlanabilir. Tıp bilişimi, sağlık kuruluşlarıyla sınırlı olmayan, bilimsel-teknik, kültürel, sosyal boyutları olan, her geçen gün boyutları genişleyen, etkin koordinasyon gerektiren bir alan olarak sağlığı derinden etkilemektedir. Temel amaç daha iyi olanaklarla sağlık hizmet sunumu, tıbbi hata ve kayıpları en aza indirgemek olmakla birlikte sağlık veri setlerinin depolanması, yönetimi ve analiz yazılımlarının kullanılmasıyla yeni tanı ve tedavi protokolleri, uygulamaları da kazanımlar arasındadır. Tıp bilişiminin somut neticesi sağlıkta dijital dönüşüm gerçek yaşam verisinden, büyük veriye ve makine öğrenmesinden yapay zekâ platformuna doğru ilerlerken felsefî temellendirmeye de ihtiyaç duyulmaktadır. Tıp bilişimi alanının genişliyor olması sağlık hizmetlerinin bilimsel anlamda dünya standartlarında ileri donanım teknolojisiyle, kalifiye sağlık personeliyle daha yetkin ve kaliteli sunuluyor olmasıyla ilişkilidir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, sağlık hizmetlerinin kapsamının genişleyerek çeşitlenmesi, sağlık hizmeti talebinde bulunan potansiyel sağlık hizmeti kullanıcılarının bilinçlenmesine, yeni sağlık alışkanlıkları ve refleksleri geliştirmelerine; sağlık kurumlarının sunduğu olanaklardan daha fazla ve daha farklı taleplerde bulunmalarına yol açmaktadır. Sağlıklı nüfusta sağlık koruma ve geliştirme adına sağlıkları üzerinde olumsuz etkiler yaratan sanayileşme ve kentleşmenin yol açtığı sorunlardan uzaklaşmak, fiziksel ve mental sağlıklarını korumak, iyilik hallerinin (wellness) sürdürülmesi için mobil sağlık sistemlerinden yararlanma isteği ve yönelimi artmaktadır. Sağlıklı olma, sağlık geliştirme yönündeki çabaları sağlık kurumlarından bağımsız yürütme eğilimleri, mobil sağlık başlığı altında toplanmaktadır. Doğumda beklenen ortalama yaşam sürelerinin artarak demografik yapının toplumun yaşlanması yönünde değişiyor olması, toplumda hastalık yükü içerisinde kronik hastalıkların oranının artışı, sağlık hizmeti kapasite genişlemesine ve buna bağlı olarak sağlık harcamalarının artışına yol açmaktadır. Sağlıklı yaşlı bakımı, kronik hastalıklara sahip yaşlı bakımı, rehabilitasyon ve tedavi öncelikli yaşlı bakımı ile palyatif, terminal dönem yaşlı bakımı genel sağlık yönetiminde giderek önem kazanmaktadır. Makroekonomik düzeyde sağlık hizmetlerinin maliyet artışı, genel ekonomi içinde sağlık giderlerinin artan payı, sosyal güvenlik ve geri ödeme kurumlarını finansal olarak zorlamakta, daha uygun ve insan hatalarından arındırılmış daha güvenli alternatif sağlık hizmeti arayışları sağlıkta dijital dönüşümle karşılık bulmaktadır. Tıp bilişimi gelişme süreci, küresel boyutta artan sağlık hizmeti talebi nedeniyle uzmanlaşmış merkezlerde hasta yükünün azalmasına, artan sağlık profesyoneli talebinin dengelenmesine, sağlık kurumlarının verimli kullanımı ile verilen hizmetlerin hızlanması ve zamanında karşılanmasına, artan sağlık harcamalarını azaltılması ya da en azından artışına engel olunması yönünde katkı sağlayabilecektir. Tıp bilişimi sürekli takip verilerinden oluşacak büyük veri analizi ve istatistiksel sonuç elde edilmesi ile ulusal hastalık yükü yönetimi boyutunda yeni protokoller geliştirilebilmesi olanağı sağlama özellikleri taşımaktadır. Biyosensörler ve telemetrik ölçüm ve sorgulama sistemlerinin büyük veri oluşumuna katkı sağlaması, büyük veri analizi ve istatistiksel sonuç elde edilmesi ile hastalık yönetiminde makine öğrenmesi ve yapay zekâ protokolleri geliştirilebilecektir. Dijital dönüşüm, veri-teknoloji-sistem-insan çerçevesinde meydana gelen çok boyutlu gelişmeler olarak ele alındığından, kitabımızda da bu boyutlara değinmeyi uygun gördük ve Veri, Sistem Geliştirme ve Yönetimi, Güncel Teknolojiler, Tıpta Dijitalleşme, İnsan Makine Etkileşimi, Bilişim Teknolojileri Destekli Eğitim-Öğretim ve Etik-Hukuksal Boyut-Güvenlik olmak üzere, 42 bölümü bu 7 ana bölümde topladık. Ayrıca Akıllı Sağlık Hizmeti Uygulamaları, Tıp-Tıp Bilişimi-Bilişim Alanında Hizmet Veren Organizasyonlar ve Tıp Bilişimi Terimleri Karşılıklar Kılavuzu bölümleri ile de bir Ekler bölümü oluşturduk. Kitabımız 15 üniversitenin, 14 farklı fakültesi, 3 farklı enstitüsünden ve 1 özel kurumdan olmak üzere 53 yazarın yazdığı bölümlerden oluşmaktadır. Çok yoğun bir çabanın eseri olan kitabımızın, tıp alanı ile bilişim alanı uzmanları ve öğrencileri için yararlı bir kaynak olacağına inanıyoruz.
    Keywords: thema EDItEUR::U Computing and Information Technology::UY Computer science
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 62
    facet.materialart.
    Unknown
    punctum books
    Publication Date: 2024-03-23
    Description: "In the thirteenth century Dogen brought Zen to Japan. His tradition flourishes there still today and now has taken root across the world. Abruptly Dogen presents some of his pith writings—startling, shifting, funny, spilling out in every direction. They come from all seventy-five chapters of his masterwork, the Eye of Real Dharma (Shōbōgenzō 正法眼藏), and roam through mountains, magic, everyday life, meditation, the nature of mind, and how the Buddha is always speaking from inside our heads. An excerpt from chapter 1, “A Case of Here We Are”: Human wisdom is like a moon roosting in water. No stain on the moon, nor does the water rip. However wide and grand the light, it still finds lodging in a puddle. The full moon, the spilling sky, all roosting in a single dewdrop on a single blade of grass. A man of wisdom is uncut, the way a moon doesn’t pierce water. Wisdom in a man is unobstructed, the way the sky’s full moon is unobstructed in a dewdrop. No doubt about it, the drop’s as deep as the moon is high. How long does this go on? How deep is the water, how high the moon?"
    Keywords: Dogen;enlightenment;Japanese literature;Zen Buddhism ; thema EDItEUR::2 Language qualifiers::2G East and Southeast Asian languages::2GJ Japanese ; thema EDItEUR::Q Philosophy and Religion::QR Religion and beliefs::QRF Buddhism::QRFB Buddhism: branches and groups::QRFB2 Mahayana Buddhism::QRFB23 Zen Buddhism
    Language: English , Japanese
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 63
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: Published
    Description: İstiklâl Marşı düşman ordularının Anadolu içlerine kadar yayıldığı, Millî Mücadele’nin ve meclisin en hararetli ve heyecanlı zamanlarını geçirdiği bir dönemde gündeme gelmiştir. Dolayısıyla bu süreçte aynı duyguları yoğun olarak yaşayan mütefekkir Mehmed Âkif’in paylaşım mahsulüdür. İstiklâl Marşı, gerek tekniği gerekse muhtevası bakımından herhangi bir millî marş güftesinin çok ilerisinde Türk edebiyatının en güzel lirik-hamâsî şiirlerindendir. Milletin iradesine ve Allah’ın müminlere vaad ettiği zaferin er geç gerçekleşeceğine inanan Mehmed Âkif’in İstiklal Marşı’nın güftesindeki özelliklerinin en önemlisi millî ve ulvî değerlerle dinî motifleri dengeli bir şekilde kıtalara yerleştirmesidir. Bayrak, hilâl, yıldız, hak, hürriyet, istiklâl, yurt, millet, ırk, vatan, kahramanlık gibi millî kavramlarla iman, şahâdet, helâl, cennet, hudâ, ezan, mâbed, vecd gibi dinî motifler birbiriyle uyum halinde zengin bir belâgatla kullanılmış, böylece Millî Mücadele’yi gerçekleştiren halkın ruhunda mevcut iki önemli kavram İstiklâl Marşı’nın da iki temel temasını oluşturmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizin bağımsızlık sembollerinden olan İstiklâl Marşı’mızın kabulünün 100. yılı vesilesiyle İstiklal Marşı’nın, yazıldığı ortamın ve bir mütefekkir olarak Mehmed Âkif’in düşünce sisteminin yeni argümanlarla ele alınarak millî tespit ve söylemlerle manevî düşünce dinamiklerini hatırlamak ve yorumlamaya vesile olmak amacıyla oluşturulan bu eserde, sahalarında uzman yirmi üç yazarın kaleme aldığı çalışmalara yer verilmiştir. İlk dokuz yazıda İstiklal Marşı’nın ortaya çıktığı süreçteki siyasî gelişmeler, marşın arka planındaki inanç ve fikrî alt yapı ve dilbilimi açısından önemli tespitler yapılmıştır. Odak noktası Mehmet Âkif olan on dört yazıda ise; mütefekkirin ilim ve sanatı, kimliğinin oluşmasında etkili olan unsurlar, millî meselelerdeki hassasiyet ve yakın tarihimizde oynadığı önemli roller ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 64
    facet.materialart.
    Unknown
    İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Institute for Advanced Sustainability Studies (IASS)
    In:  IASS Report | COBENEFITS Politika Raporu
    Publication Date: 2023-07-18
    Description: Türkiye, hangi patikanın seçildiğine bağlı olarak önemli sosyal ve ekonomik sonuçları olacak bir enerji dönüşümü içindedir: Enerji ithalatına bağımlılığı azaltmak, ekonomik refah ve insan sağlığının yanı sıra iş ve istihdam olanakları. Türkiye’nin seçeceği enerji patikası gelecekteki gelişmesinin temelini oluşturacaktır. Türkiye’nin enerji geleceği konusundaki siyasi kararlar, enerjinin dışında, çevre, sanayi, ekonomi, dışişleri ve sağlık ile ilgili birçok bakanlığın da misyon ve görevleri ile ilişkilidir. Türkiye coğrafyası ve iklim koşulları yenilenebilir enerji üretimine özellikle elverişlidir ve güçlü hidroelektrik, rüzgâr, güneş ve jeotermal enerji potansiyeline sahiptir. Ancak, yenilenebilir enerjinin enerji kaynaklarındaki payı, su havzalarındaki su seviyesinin değişmesine paralel olarak son on yılda değişkenlik göstermiştir. Enerji talebindeki artışın büyük kısmı fosil enerji kaynaklarıyla karşılanmıştır. Türkiye’nin önümüzdeki on yıl için yaptığı enerji sektörüyle ilgili planlarda, 2028 yılına kadar güneş enerjisi üretim kapasitesini 15 GW’a ve rüzgâr üretim kapasitesini ise 17 GW’a çıkarmak gibi yenilenebilir enerji hedefleri bulunmaktadır. Elinizdeki rapor, Türkiye elektrik sektörünü karbonsuzlaştırmanın yan faydalarını değerlendiren dört çalışmanın bulgularını ve politika mesajlarını özetlemektedir (bkz. Bölüm 3). COBENEFITS Türkiye Değerlendirmeleri çalışmalarına www.cobenefits.info adresinden erişilebilir. Bu rapor, ortaya çıkan fırsatları temel alarak, yeni yenilenebilir enerji dünyasının Türkiye halkına sağlayacağı sosyal ve ekonomik yan faydaların ortaya çıkarılmasına elverişli bir siyasi ortamın şekillendirilmesi için devlet kurumlarına bir dizi politika önerisi sunmaktadır. Bu politika tercihleri, 2018-2020 yılları arasında kamu kurumları, sanayi birlikleri, uzman kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla yuvarlak masa toplantıları ve istişareler yapılarak oluşturulmuştur. Rapor bulguları, mevcut krizin ışığında, COVID-19 pandemisinin yarattığı ekonomik şokların ardından toparlanmanın ve gelecekte iklim krizinin tetikleyeceği şiddetli şoklardan kaçınmanın bir çıkar çatışması oluşturmadığını, aksine karşılıklı olarak birbirini güçlendiren bir başa çıkma stratejisi oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Paris Anlaşması ve 2030 Gündemi, kısa vadede ekonomik iyileşmenin sağlanması ve uzun vadede dirençli ekonomiler ve sağlık sistemler inşa edilmesi için önemli ve uluslararası düzeyde kabul gören çerçeveler sunmaktadır.
    Language: Turkish
    Type: info:eu-repo/semantics/workingPaper
    Format: application/pdf
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 65
    facet.materialart.
    Unknown
    Institut français d’études anatoliennes
    Publication Date: 2022-01-31
    Description: Camondolar 19. yüzyıl boyunca finans, kültür ve sanat alanlarında birçok başarıya imza atmış bir aile. Yabancı fin an s kaynaklarıyla Osmanlı Sarayı arasında bir köprü oluşturan bu aile aynı zamanda Galata, Pera, Karaköy ve Tophane semtlerinin yeniden imarına öncülük etmiş ve şehrin bugünkü çehresine kavuşmasına da katkıda bulunmuştur. Yahudi cemaati için yaptıkları modern eğitim çabalarıyla adlarından söz ettiren Camondolar, bir dönem İstanbul'da zenginliğin ve modernliğin simgesi olmuşlardı...
    Keywords: mécénat ; histoire ottomane ; Istanbul ; communauté juive d'Istanbul ; grandes familles
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 66
    facet.materialart.
    Unknown
    Verlag der Österreichischen Akademie der Wissenschaften
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: Contextual analysis of the architecture, the features and the finds of the Imperial Period dwelling WE 7 of Terrace House 2 in Ephesos.
    Description: Kontextuelle Analyse von Architektur, Befunden und Funden des kaiserzeitlichen Wohnhauses WE 7 im Hanghaus 2 von Ephesos.
    Keywords: Ancient Wohnbauforschung, everyday culture, Emperor Cult, private house and club house? ; Antike Wohnbauforschung, Alltagskultur, Kaiserkult, Wohnhaus und Vereinshaus? ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JP Politics & government ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JP Politics and government
    Language: English , Turkish , German
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 67
    facet.materialart.
    Unknown
    Institut français d’études anatoliennes
    Publication Date: 2022-02-01
    Description: İstanbul’daki Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü ile merkezi Lizbon’da bulunan Calouste Gulbenkian Vakfi’nm ortaklaşa yayınladıkları, Fransa’daki ""Türkiye Mevsimi"" çerçevesinde (2009) Paris’teki Calouste Gulbenkian Kültür Merkezi ve Paris-Sorbonne Üniversitesine bağlı Uygulamalı Yüksek Araştırmalar Okulu’nun birlikte düzenledikleri bir kolokyumun ürünlerine dayalı bu kitap bize şaşırtıcı bilgiler sunuyor. İstanbul’un fethinden, Lozan Antlaşması’na kadar, birden çok medeniyetin stratejik ...
    Keywords: Ottomans ; relations diplomatiques
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 68
    facet.materialart.
    Unknown
    Institut français d’études anatoliennes
    Publication Date: 2022-01-31
    Description: Apartmanlar, birçok ailenin bir arada yaşadığı konutlar olarak geleneksel Osmanlı evinin gelişim süreci içinde ciddi bir kopuşun örnekleri olarak görülmüşlerdir. Gerçekten de bu konutlar, bahçe içinde ahşap konaklara ilk bakışta hiç benzemezler. Çok katlıdırlar, sıkışık kıvnmlı dar sokaklarda yükselirler, kimi zaman karanlık iç mekânlara sahiptirler, bahçeleri yoktur ama geniş teras çatılan vardır. Çoğu sokağa veya caddeye yönlenmişrir, ama manzara imkânı varsa ondan da yararlanmayı ihmal etm...
    Keywords: immeubles ; ville ; habitat ; aménagement ; logement
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 69
    facet.materialart.
    Unknown
    Verlag der Österreichischen Akademie der Wissenschaften
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: Contextual analysis of the architecture, the features and the finds of the Imperial Period dwelling WE 7 of Terrace House 2 in Ephesos.
    Description: Kontextuelle Analyse von Architektur, Befunden und Funden des kaiserzeitlichen Wohnhauses WE 7 im Hanghaus 2 von Ephesos.
    Keywords: Ancient Wohnbauforschung, everyday culture, Emperor Cult, private house and club house? ; Antike Wohnbauforschung, Alltagskultur, Kaiserkult, Wohnhaus und Vereinshaus? ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JP Politics & government ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JP Politics and government
    Language: English , Turkish , German
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 70
    facet.materialart.
    Unknown
    Institut français d’études anatoliennes
    Publication Date: 2024-03-25
    Keywords: D1-2009 ; Fortifications ; urbanism ; UNESCO ; cultural heritage ; thema EDItEUR::D Biography, Literature and Literary studies::D Biography, Literature and Literary studies::DN Biography and non-fiction prose
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 71
    facet.materialart.
    Unknown
    ANU Press
    Publication Date: 2024-04-11
    Description: Fukushima, nuclear power, natural disaster, economics, climate change
    Description: 東アジアの原子力に未来はあるかーー福島の原発事故を受け開催された、原子力エネルギーをめぐる二つの重要な国際会議の成果。ノーベル平和賞ICAN創設者をはじめとする核問題の専門家が内外から参加。各国の原子力政策、原発推進の真のコスト、ポスト原子力の未来等、東アジアにおける原子力の現状と課題を浮き彫りにする。オーストラリア国立大学出版局との共同出版。
    Keywords: Fukushima ; nuclear power ; natural disaster ; economics ; climate change ; thema EDItEUR::T Technology, Engineering, Agriculture, Industrial processes::TH Energy technology and engineering::THK Nuclear power and engineering ; thema EDItEUR::1 Place qualifiers::1F Asia::1FP East Asia, Far East::1FPJ Japan ; thema EDItEUR::R Earth Sciences, Geography, Environment, Planning::RN The environment::RNR Natural disasters ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JB Society and culture: general::JBF Social and ethical issues::JBFF Social impact of disasters / accidents (natural or man-made)
    Language: Japanese
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 72
    facet.materialart.
    Unknown
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: The selection of Texts Guiding Us defines the term “We”, formed under the roof of Islam through the selections from texts written in various languages, including Turkish, Arabic and Persian, by Muslim or minority groups in Islamic society consisting of many elements of non-Muslims living under the auspices of Islamic states and Islamic cultural policy that is based on the principle of equality of races. This series puts the milestone basic printed or non printed texts, that shape and guide “Us” or that change our direction/form, at the disposal of Turkish readers.
    Description: Published
    Description: “Bize Yön Veren Metinler” seçkisi, ırkların eşitliği esasına dayanan İslam kültür siyaseti ile İslam devletlerinin himayesinde yaşayan gayri müslimlerin oluşturduğu pek çok unsurdan oluşan İslam toplumunda, Müslüman yahut zımmi toplulukların Türkçe, Arapça, Farsça başta olmak üzere çeşitli dillerde kaleme aldıkları metinlerden yapılan seçmelerle İslam çatısı altında oluşan “Biz”i tanımlayarak, “Biz”i şekillendiren, “Biz”e yön veren veya yönümüzü/biçimimizi değiştiren, kilometre taşı niteliğindeki matbu olan veya olmayan temel metinleri Türkçe okurun hizmetine sunmaktadır.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 73
    facet.materialart.
    Unknown
    Institut français d’études anatoliennes
    Publication Date: 2022-01-31
    Description: Bizans: Yapılar, Meydanlar Yaşamlar, Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’ne (CNRS) bağlı olarak İstanbul Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nde (IFEA) düzenlenen konferanslar dizisinin ürünü. Ocak 2004-Haziran 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu konferanslar, konularının uzmanı tarihçiler, arkeologlar, sanat tarihçileri tarafından verildi. Jean Pierre Sodini/ Konstantinopolis, bir megapolün doğuşu; Elisabeth Malamut/1. Aleksios Komnenos döneminde Konstantinopolis; Marie-Fra...
    Keywords: art ; art byzantin ; architecture
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 74
    Publication Date: 2024-03-23
    Description: Beta Exercise: The Theory and Practice of Osamu Kanemura is the first bilingual (Japanese-English) book to provide an overview of the theoretical work of Japanese photographer and video artist Osamu Kanemura, a unique voice in the world of contemporary photography. The opening essay “Life Is a Gift” comments on the transformation of human life into an exchangeable commodity and the abstraction it entails. “Essay 01” develops Kanemura’s idea of photographic “technique” in an era when such techniques have become accessible to all, radically undermining the importance of human subjectivity in the process of capturing the photographic image: “We can say that modern technology constitutes photographic technique.” Instead, Kanemura argues, extra-technical elements such as concept and vision will have to compensate for the expression of individuality that technique is no longer able to convey. Taking cues from Kiyoshi Kurosawa and Karlheinz Stockhausen, the essay “Dead-Stick Landing” develops Kanemura’s theory of the moving image as mechanical system, solely governed by an “on-off switch.” “Essay 02” develops these ideas into a consideration of cinematic time and the experience of boredom in cinema as the result of a truthful “loyalty” expressed to machines, and not to stories. The essays are accompanied by an extensive two-part interview with Italian photographer Marco Mazzi, touching upon topics ranging from the technical aspects of his equipment, the concept of non-editing, and the destruction of the frame to the similarity between Mao’s dialectics and the camera, the presence of the human figure as trace, and the politics of photographing Tokyo.
    Keywords: photography ; media studies ; Osamu Kanemura ; Japan ; aesthetics ; thema EDItEUR::A The Arts::AJ Photography and photographs::AJC Photographs: collections::AJCD Individual photographers
    Language: English , Japanese
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 75
    facet.materialart.
    Unknown
    Institut français d’études anatoliennes
    Publication Date: 2022-01-31
    Description: La mise en ligne d'Istanbul bibliography 2000-2013, fait écho au numéro 4 de la même série – La mégapole d’Istanbul. 1960-2000 (http://books.openedition.org/ifeagd/125)– paru en octobre 2000, soit il y a près de quinze ans. La différence frappante de volume entre les deux dossiers est liée en partie à une « montée en puissance » des études sur Istanbul depuis le début de l’année 2000 et à l’accélération des grands travaux comme de la transformation urbaine dans la décennie 2000 qui a eu pour...
    Keywords: tourisme ; planification urbaine ; transports ; péninsule historique ; quartier ; patrimonialisation ; 21e siècle ; commerce ; Istanbul ; Turquie
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 76
    facet.materialart.
    Unknown
    Publication Date: 2024-04-09
    Description: What’s happening with airplanes? What’s going on in the air? These questions always occupy our minds, and we always wonder about their answers. In this book, you will find answers to your questions about the aviation sector and aircraft in general. You will also find important or interesting events that have been recorded as milestones in aviation history. Through this study, prepared as a bedside book for those with an interest in aviation and those who are curious about what’s going on in the air, you will find different information and answers to many of the questions you may have.
    Description: Published
    Description: Uçaklarda neler oluyor? Havada neler oluyor? Bu sorular zihnimizi hep meşgul etmiş, cevaplarını merak etmişizdir. Bu kitapta, genel olarak havacılık sektörü ve uçaklara yönelik merak edilen soruların cevabını bulacaksınız. Tarihten bugüne, havacılıkta dönüm noktası olmuş olaylar önemli ya da ilgi çekici hadiseler de bu kitapta size ulaşacak. Havacılığa ilgi duyanlar ve havada olan biteni merak edenler için bir başucu kitabı niteliğinde hazırlanan bu çalışma ile birçok farklı bilgiye ulaşacak, merak ettiğiniz birçok soruya yanıt bulacaksınız.
    Keywords: aviation ; airplane ; aviation events ; flight ; havacılık ; uçak ; havacılık olayları ; uçuş ; thema EDItEUR::T Technology, Engineering, Agriculture, Industrial processes
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 77
    facet.materialart.
    Unknown
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: From the first quarter of the 18th century until the start of the 19th century, when the Ottoman Empire was passing through a period of regression, European civilization entered a deep and complex crisis.
    Description: Published
    Description: Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme sancıları çektiği on sekizinci yüzyılın ilk çeyreği ile on dokuzuncu yüzyılın başlarında Avrupa medeniyeti derin ve karmaşık bir kriz atlatır. “Fransız İhtilali ve Napolyon Çağı” olarak adlandırılması âdet olmuş bu krizin kökenleri, on yedinci yüzyılın İngiliz siyasi devrimlerine uzanmakta, on sekizinci yüzyıl Avrupa’sının toplumsal yapısı, politik koşulları ve çok sayıdaki güncel tartışmalarından beslenmektedir.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 78
    facet.materialart.
    Unknown
    Institut français d’études anatoliennes
    Publication Date: 2024-03-25
    Description: Mimar, şehirci, Bizans ve Osmanlı tarihçisi, jeopolitik uzmanı, çok yönlü araştırmacı ve düşünür Stefanos Yerasimos 29 Ocak 1942’de İstanbul’da doğdu. İlkokulu Zapyon Rum Kız Lisesi’nde, ortaokulu Zoğrafyon Rum Erkek Lisesi’nde okuduktan sonra, Güzel Sanatlar Akademisi’nde mimarlık öğrenimini tamamladı ve 1966’da Paris Universitesi Institut d’Urbanisme’de şehircilik okudu. 1972-2005 arası Paris VIII Üniversitesi’nde, şehircilik ve jeopolitik bölümünde asistan, doçent ve ardından profesör olarak öğretim üyeliği yaptı. 1994-1999 arasında İstanbul’daki Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nün müdürlüğü görevini üstlendi, 2001-2002 ve 2003-2004 yarı yıllarında Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyeliği görevinde bulundu. Otuz altı kitaba, doksandan fazla makaleye, seksene yakın kolektif çalışmaya imza atmış olan Stefanos Yerasimos 19 Temmuz 2005’de 62 yaşında Paris’te aramızdan ayrıldı. Stefanos Yerasimos’u farklı yapan birçok şey vardı. Bunların başında şüphesiz ufkunun genişliği ve bunun bilimsel üretimine olan yansıması gelmekteydi. Mimarliktan tarihe, seyahatnamelerden kent tarihine, halk efsanelerinden yemek ve mutfak tarihine, milliyetçilikten harp tarihine kadar uzanan bu denli geniş bir yelpazede gezinebilen başka bir tarihçi hayal etmek hemen hemen imkânsiz. Daha doğrusu, bu genişlik ve çeşitlilikteki bir alanda faaliyet gösterip de ister istemez yüzeysellik tuzağına düşmeyen birini düşünmek mümkün değil. Bu anlamda Stefanos Yerasimos’u farklı kılan diğer çok önemli bir özellik, yöntem ve analiz konusunda gösterdiği tavizsiz tutumdu. El attığı her konuda meselenin özüne kadar inmekte, düzgün bir analitik çerçeve kurmakta, kaynakların ise adeta posasını çıkarmakta gösterdiği kararlılık ve bu yolda harcadığı zaman ve enerji, kendisini tanıyanların hep hayret ve gıptayla karşiladıkları bir durumdu. Bu katmerli ilginin ve birikimin karşısında, Stefanos Yerasimos’u bir alam, bir dönemi veya bir coğrafyayı tarif etmeyi iddia eden bir ibarenin içine hapsetmenin ne kadar abes olacağı aşikârdı. Üretim ile geçmiş olan bu hayata geri dönüp bakıldığında bütün bu olguların toplanabileceği ve indirgenebileceği asgari müştereğin bilgi olduğunun farkına vardığımızda, olabilecek en gerçekçi tarifın eski “allâme” kelimesinde gizli olduğunu düşündük. Fransızca “savant” (bilgin) ve Türkçeye tercümesi imkânsız “érudit” (derin bilgi sahibi) terimlerinin bir tür karışımı niteliğindeki allâme kelimesini Osmanlıların en çok kullandıkları ve bu durumda bize daha da manidar gelen bileşik şekliyle almayı tercih ettik: allâme-i devran, ya da allâme-i cihan. Öyle bir allâme-i cihan ki, mirası, yazdıklarının da ötesinde, beraber çalıştığı, dost olduğu, destek ve ilham verdiği kişilerin sadece hatırasında değil, her yeni çalışmasında hâlâ yaşıyor. Burada toplanmış olan yazılar, bu kişilerin özlem dolu sevgi ve saygısının içten bir ifadesidir.
    Keywords: D1-2009 ; tarih ; İstanbul ; Bizans uygarlığı ; Osmanlı tarihi ; Türkiye ; kaynakça ; mimarlık ; thema EDItEUR::D Biography, Literature and Literary studies::D Biography, Literature and Literary studies::DN Biography and non-fiction prose
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 79
    facet.materialart.
    Unknown
    University of Michigan Press | U of M Center For Japanese Studies
    Publication Date: 2024-03-26
    Description: Yosano Akiko (1878–1942) has long been recognized as one of the most important literary figures of prewar Japan. Her renown derives principally from the passion of her early poetry and from her contributions to 20th-century debates about women. This emphasis obscures a major part of her career, which was devoted to work on the Japanese classics and, in particular, the great Heian period text The Tale of Genji. Akiko herself felt that Genji was the bedrock upon which her entire literary career was built, and her bibliography shows a steadily increasing amount of time devoted to projects related to the tale. This study traces for the first time the full range of Akiko’s involvement with The Tale of Genji. The Tale of Genji provided Akiko with her conception of herself as a writer and inspired many of her most significant literary projects. She, in turn, refurbished the tale as a modern novel, pioneered some of the most promising avenues of modern academic research on Genji, and, to a great extent, gave the text the prominence it now enjoys as a translated classic. Through Akiko’s work Genji became, in fact as well as in name, an exemplum of that most modern of literary genres, the novel. In delineating this important aspect of Akiko’s life and her bibliography, this study aims to show that facile descriptions of Akiko as a “poetess of passion” or “new woman” will no longer suffice.
    Keywords: Society and social sciences ; Literature: history and criticism ; thema EDItEUR::D Biography, Literature and Literary studies::D Biography, Literature and Literary studies::DS Literature: history and criticism
    Language: Japanese , English
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 80
    facet.materialart.
    Unknown
    punctum books | Uitgeverij
    Publication Date: 2024-04-14
    Description: Pen in the Park is a unique revolutionary children’s book written by Raşel Meseri and illustrated by Sanne Karssenberg. Meseri narrates the Gezi Park protests in Istanbul through the figure of a penguin named Pen, whogoes on a trip from Antarctica to Gezi Park to save his fellow penguins, and gets involved in various adventures with his friends Chapulletta, the cat Trafo, and the dog Loukanikos. The Gezi movement of 2013–14 started with the threat of the destruction of the Gezi Park, a public space, which became quickly occupied by protestors from all generations and political backgrounds to build a movement that addressed not only the destruction of green areas and gentrification of public space, but also the democratic deficit of the country as such. At the height of the protests, dozens of protesters were killed and thousands injured. As the result of the protests, the park remained a public space and the struggle continues in different forms up to this day. During the protests, penguins were reclaimed as one of the symbols, as the main television channels preferred to show documentaries about the lives of penguins, instead of the uprising in Turkey. In Meseri’s story, Pen the brave penguin, Pen, is both a symbol and an active agent in the course of events, guiding us through the process of political emancipation, democratic experiment, friendship, and solidarity that characterizes the Gezi movement.
    Keywords: Turkey ; Gezi park ; revolution ; fairytale ; thema EDItEUR::Y Children’s, Teenage and Educational::YF Children’s / Teenage fiction and true stories::YFP Children’s / Teenage fiction: Nature and animal stories
    Language: English , Turkish
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 81
    facet.materialart.
    Unknown
    Verlag der Österreichischen Akademie der Wissenschaften
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: Contextual analysis of the architecture, the features and the finds of the Imperial Period dwelling WE 7 of Terrace House 2 in Ephesos.
    Description: Kontextuelle Analyse von Architektur, Befunden und Funden des kaiserzeitlichen Wohnhauses WE 7 im Hanghaus 2 von Ephesos.
    Keywords: Ancient Wohnbauforschung, everyday culture, Emperor Cult, private house and club house? ; Antike Wohnbauforschung, Alltagskultur, Kaiserkult, Wohnhaus und Vereinshaus? ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JP Politics & government ; thema EDItEUR::J Society and Social Sciences::JP Politics and government
    Language: English , Turkish , German
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 82
    facet.materialart.
    Unknown
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: Published
    Description: Batı’ya Yön Veren Metinler’in dördüncü ve (şimdilik!) son cildi, on dokuzuncu yüzyıl boyunca liberallerin “bırakınız yapsınlar” sloganında özetlenen politikalarına meydan okuyan bir muhafazakârla başlamaktadır. Ortodoks Hıristiyanlar, Avusturya şansölyesi Prens Metternich, Fransız düşünür Alexis de Tocqueville, İngiliz hukukçu James Fitzjames Stephen gibi ünlü muhafazakârların yanında yer alır. Papa IX. Pius, liberallerin tüm çalışmalarını kınarken, Kardinal Newman liberalizmi, Protestanlığın içini boşaltarak Katolikliğe benzetmekle suçlar. Sosyalistler, liberallere işçi sınıfını istismar ettikleri gerekçesiyle karşıdır; liberal anayasaların kâğıt üzerinde demokratik olmakla birlikte, kapitalist burjuvaziye denetim üstünlüğü veren ortamı yarattığını ileri sürerler.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 83
    facet.materialart.
    Unknown
    University of Michigan Press | U of M Center For Japanese Studies
    Publication Date: 2023-02-14
    Description: Japan is the only country in the world where women writers laid the foundations of classical literature. The Kagero Diary commands our attention as the first extant work of that rich and brilliant tradition. The author, known to posterity as Michitsuna’s Mother, a member of the middle-ranking aristocracy of the Heian period (794–1185), wrote an account of 20 years of her life (from 954–74), and this autobiographical text now gives readers access to a woman’s experience of a thousand years ago. The diary centers on the author’s relationship with her husband, Fujiwara Kaneie, her kinsman from a more powerful and prestigious branch of the family than her own. Their marriage ended in divorce, and one of the author’s intentions seems to have been to write an anti-romance, one that could be subtitled, “I married the prince but we did not live happily ever after.” Yet, particularly in the first part of the diary, Michitsuna’s Mother is drawn to record those events and moments when the marriage did live up to a romantic ideal fostered by the Japanese tradition of love poetry. At the same time, she also seems to seek the freedom to live and write outside the romance myth and without a husband. Since the author was by inclination and talent a poet and lived in a time when poetry was a part of everyday social intercourse, her account of her life is shaped by a lyrical consciousness. The poems she records are crystalline moments of awareness that vividly recall the past. This new translation of the Kagero Diary conveys the long, fluid sentences, the complex polyphony of voices, and the floating temporality of the original. It also pays careful attention to the poems of the text, rendering as much as possible their complex imagery and open-ended quality. The translation is accompanied by running notes on facing pages and an introduction that places the work within the context of contemporary discussions regarding feminist literature and the genre of autobiography and provides detailed historical information and a description of the stylistic qualities of the text.
    Keywords: Sociology and anthropology ; bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JH Sociology & anthropology
    Language: English , Japanese
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 84
    facet.materialart.
    Unknown
    K.Verlag
    Publication Date: 2024-03-23
    Description: As transnational extractivism, neo-fascist politics, and economies of abandonment and disposability expand around the world, can we facilitate situated practices of storytelling and worldmaking that enliven futures propelled by the forces of indignation, desire, and relationality? Despite Dispossession: An Activity Book extends an invitation to restore and reinvent bonds of reciprocity with the land, humans, and non-humans, while envisioning transformative and shared horizons. This collaborative endeavor takes as its point of departure the contested realities and public struggles of the dispossessed. Bringing together seven site-sensitive engagements, the contributors develop their artistic works, as well as speculative tools and activities, to conjure worlds to come in the ruins of dispossession. The result is a combination of subtle theoretical reflection, pluriversal modes of inquiry, and unruly epistemic intervention. Drawing its inspiration from decolonizing methodologies, Black aesthetics, and epistemologies of the South, the project gathers these influences for a novel experiment that demonstrates how arts-based researchers confront dispossession through itinerant practices of resistance.
    Keywords: artistic research; arts-based research; visual arts; aesthetic theory; epistemology; decolonizing methodologies; Black aesthetics ; thema EDItEUR::A The Arts::AB The arts: general topics::ABA Theory of art
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 85
    Publication Date: 2022-09-01
    Description: The publication on the so-called „Temple of Hadrian" on Curetes' Street in Ephesos is the first comprehensive publication of this important monument from the Roman Imperial period in Asia Minor. Based on new research on architecture, inscriptions, and decoration, a contextual interpretation allows us to understand the temple in the context of the cult for the city goddess Artemis and ritual processions through the Ephesian city center in her honor. Tables see: http://e-book.fwf.ac.at/o:1151 Maps see: http://e-book.fwf.ac.at/o:1152
    Description: Die Publikation zum "Hadrianstempel" an der Kuretenstraße in Ephesos stellt die erste umfassende Vorlage dieses für die römische Architektur Kleinasiens so bedeutenden Monuments dar. Basierend auf einer neuen Untersuchung des Monuments werden die Ergebnisse zur Bauforschung, Inschriften sowie der architektonischen und figürlichen Dekoration des Tempels verknüpft. Diese Untersuchungen gestatten es jetzt, den Tempel in die Nähe des Artemis- Kultes mit seinen regelmäßigen kultischen Prozessionen durch das ephesische Stadtqebiet zu rücken. Tafelband siehe: http://e-book.fwf.ac.at/o:1151 Planmappe siehe: http://e-book.fwf.ac.at/o:1152
    Keywords: Ephesos ; Roman Architecture ; Asia Minor ; Temple of Hadrian ; Architctural Historv ; Ephesos ; Römische Architektur ; Kleinasien ; Hadrianstempel ; Architekturgeschichte ; Cella
    Language: English , Turkish , German
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 86
    facet.materialart.
    Unknown
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: The defeats and losses of lands since the last quarter of the 16th century prompted intellectuals in Muslim countries, particularly the Ottoman Empire, to look for ways of overcoming their weakness against the West. The foremost notion in the various theses developed in this context is that the problem stems from the basic values of Islam and the practices of the Prophet and his Companions. According to this view, the main reason for the defeat of the Islamic world by the Western states can be attributed to the lack of development of a cultural infrastructure that can produce the type of businessman who can take the necessary risks for the development of capitalism.
    Description: Published
    Description: On altıncı yüzyılın son çeyreğinden itibaren alınan yenilgiler, kaybedilen topraklar, başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere, Müslüman ülkelerin aydınlarını Batı karşısında içine düştükleri güçsüzlükten kurtulmaya yönelik arayışlara sevk eder. Bu çerçevede geliştirilen muhtelif tezlerin önde geleni, sorunun bizzat İslam dininin vazettiği temel değerler ile Peygamber ve sahabelerin uygulamalarından kaynaklandığı şeklindedir. Buna göre, İslam dünyasının Batılı devletlere yenik düşmesinin başlıca nedeni, kapitalizmin gelişmesi için gerekli olan risk üstlenebilen işadamı tipolojisini üretebilecek kültürel altyapının gelişmemiş olmasıdır.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 87
    facet.materialart.
    Unknown
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: Yearbooks are the books that play an important role in increasing the social and cultural level of the Greek community in the provinces of the Ottoman society and are published annually. Its content usually includes social events, science, medicine, geography, history, interesting articles, useful information, anecdotes, stories, proverbs and religious texts with advices. This yearbook has been prepared as a resource for researchers studying the Karamanli language and the history of Nevşehir. The works written in Karamanli language are generally of religious content, though few in number. Therefore most valuable works to be examined to understand the social life of the period are yearbooks, due to such quality. This book, being the first of the two yearbooks issued for Nevşehir, has been prepared for the Turkish speaking Greek community living in Anatolia, in order to enable them to obtain information on the present, past and future, to keep the customs and traditions alive and to present general information. This work, prepared and compiled in 1912 and presented to its readers in 1913, has been translated into modern Turkish and submitted to all researchers, academicians and readers.
    Description: Published
    Description: Salnameler; Osmanlı toplumu içerisindeki Rum cemaatinin yaşadığı illerdeki sosyal ve kültürel düzeylerinin artmasında önemli rol oynayan ve yılda bir çıkarılan kitaplardır. İçeriğinde genellikle toplumsal olaylar, ilim, fen, tıp, coğrafya, tarih, ilginç makaleler, faydalı bilgiler, fıkralar, öyküler, atasözleri ve öğüt içerikli dinsel metinler yer alır. Bu salname, Karamanlıca yazı dili ve Nevşehir tarihi üzerine çalışmalar yürüten araştırmacılara bir kaynak olarak hazırlanmıştır. Karamanlıca yazılı eserler, sayıca az olmakla birlikte genellikle dini içeriklidir. Bu niteliğinden dolayı, döneminin sosyal yaşamını anlamak için incelenecek en değerli eserler salnamelerdir. Nevşehir için çıkarılan iki salnameden ilki olan bu kitap, Anadolu’da yaşayan ve Türkçe konuşan Rum cemaatin içinde bulundukları zaman, geçmiş ve gelecek ile ilgili bilgiler edinmesi, örf ve adetlerin yaşatılması, genel bilgilerin sunulması amacıyla hazırlanmıştır. 1912 yılında hazırlanıp derlenen ve 1913 yılında okuyucusuyla buluşan bu eserin bu kitap aracılığıyla sunulan günümüz Türkçesine çevirisi; tüm araştırmacı, akademisyen ve okurlara sunulmuştur.
    Keywords: Nevşehir ; Yearbook ; Cappadocia ; 1913 ; Greek ; Ottoman ; salname ; Kapadokya ; Rum ; Osmanlı ; thema EDItEUR::K Economics, Finance, Business and Management
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 88
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: This work, discussing the relationship between the city and the intellectual in the countryside through the example of Bursa, from a time section, is a source that can be considered as a reference book for researchers who are engaged in social sciences such as elite circulation theories, elite and intellectual concepts, political-cultural debates over space, social memory construction processes shaped by political imaginations, and historiography and readers who are interested in such fields. The author aimed to embody such concepts and theories by questioning the relationships between structures and actors in the aura of historical ground and time. Therefore, it is essential to emphasize that the title of the study submitted to the attention of the reader should not be considered as a reflection of time and space boundaries, of the minimalist and micro-historical view of the post-modern understanding, and that it is acted on a concrete plane with a structural-historical method. When considered from this point of view, the work at hand is brought to the attention of all social scientists, especially those who are involved in political culture, Turkish political life, political science, urbanization and architectural history.
    Description: Published
    Description: Bursa örneği üzerinden taşrada kent ve aydın ilişkisini bir zaman kesitinden tartışan bu çalışma; elit dolaşımı teorileri, elit ve aydın kavramları, mekân üzerinden yürütülen siyasal-kültürel tartışmaları, siyasal muhayyileler üzerinden şekillenen toplumsal hafıza inşâ süreçleri ve tarih yazımı gibi, sosyal bilimlerle meşgul olan araştırmacıların ve bu alanlara ilgi duyan okuyucunun başucu kitabı olarak değerlendirebileceği bir kaynaktır. Yazar, bu kavram ve teorileri, tarihsel zemin ve zamanın ruhu içinde, yapılar ve failler arasındaki ilişkileri sorgulayarak somutlaştırmak istemiştir. Bu nedenle okuyucunun dikkatine sunulan çalışmanın başlığının zaman ve mekân sınırının, post-modern anlayışın minimalist ve mikro-tarihçi bakışının bir yansıması olarak düşünülmemesi gerektiğini, yapısalcı-tarihselci bir metotla somut bir düzlemden hareket edildiğini vurgulamak şarttır. Bu açıdan elinizdeki çalışma; siyasal kültür, Türk siyasal hayatı, siyaset bilimi, kentleşme ve mimarlık tarihi konularıyla ilgilenenler başta olmak üzere bütün sosyal bilimcilerin dikkatine sunulmuştur.
    Keywords: city ; intellectual ; country ; locality ; elite circulation ; right-wing Kemalism ; Bursa ; kent ; aydın ; taşra ; mekan ; elit dolaşımı ; sağ Kemalizm ; thema EDItEUR::K Economics, Finance, Business and Management
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 89
    facet.materialart.
    Unknown
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: Research suggests that the tourism industry, known to affect over sixty sectors, is a major source of income in our country, as in many other countries. Its contribution to close the deficit in the balance of payments and to alleviate unemployment as it is a labour-intensive sector, demonstrates its importance. Moreover, while enabling foreign currency inflow for the country, the fact that it achieves this with minimal import, places the tourism sector in a truly “national and domestic” sector position. For this reason, it has been declared as a “strategic sector” by the Presidency. Having knowledge on which markets Turkey is specialized or not specialized, in comparison to competing countries and examining the areas where it has a competitive advantage or disadvantage is important in terms of policies and regulations to be implemented by the local and central administration bodies, as well as determining the strategies and management approach involving the future of the sector. Within this scope, the sectoral development of tourism and hotel management and new trends in Turkey are examined in this book and with the shift-share analysis among Mediterranean countries, dynamics are addressed. In the context of tourism, whether other countries and Turkey are specialized, in which country markets, has been examined. Besides constituting a resource for researchers studying tourism dynamics and trends, this book is intended to guide tourism policy and strategy developers and local administrations.
    Description: Published
    Description: Yapılan araştırmalar sonucunda altmıştan fazla sektörü etkilediği bilinen turizm endüstrisi, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizin de en önemli gelir kaynaklarından biridir. İçinde bulunduğu ödemeler dengesindeki açığın kapatılması ve emek-yoğun bir sektör olması sebebiyle işsizliğin giderilmesindeki katkısı bu önemini ortaya koymaktadır. Ayrıca ülkeye döviz girdisini kazandırırken, bunu minimum düzeyde ithalatla gerçekleştirmesi turizm sektörünü gerçek “milli ve yerli” bir sektör konumuna yerleştirmektedir. Bu sebepledir ki Cumhurbaşkanlığı tarafından “stratejik sektör” olarak ilan edilmiştir. Türkiye’nin rakip ülkelere göre hangi pazarlarda uzmanlaşmış veya uzmanlaşmamış olduğunun bilinmesi ve rekabet avantajının veya dezavantajının olduğu alanların incelenmesi, sektörün geleceğini ilgilendiren stratejilerin ve yönetim anlayışının belirlenmesi kadar yerel ve merkezi idare tarafından uygulanacak politika ve düzenlemeler açısından da önemlidir. Bu kapsamda, bu kitapta Türkiye’nin turizm ve otelcilik sektör gelişimi ve yeni eğilimler incelenerek Akdeniz ülkeleri arasında değişim payı analizi ile dinamiklere değinilmiştir. Diğer ülkeler ve Türkiye’nin turizm bağlamında hangi ülke pazarlarında uzmanlaşmış olup olmadığı incelenmiştir.Bu kitabın turizm dinamikleri ve eğilimleri konularında çalışan araştırmacılara kaynak olmasının yanı sıra turizm politikası ve stratejisi geliştirenlere ve yerel yönetimlere rehberlik etmesi amaçlanmıştır.
    Keywords: turizm dinamikleri ; eğilimler ; değişim payı analizi ; turizm ; turizm gelişimi ; rekabet ; tourism dynamics ; trends ; shift-share analysis ; tourism ; tourism development ; competition ; thema EDItEUR::K Economics, Finance, Business and Management
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 90
    facet.materialart.
    Unknown
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: Texts Guiding Us, the second largest project of the Cappadocia Vocational School of Higher Education after Texts Directing the West, has been compiled Alev Alatlı, the founder of our University, and traces the development of the thought adventure that has shaped our world for around 1250 years between 750 and 2001. The milestone texts include printed or non-printed works, edicts, manifestos that make us “We”, and that have guided or changed the direction and form of Islamic civilization after the “Great Meeting”, were selected in agreement with experts in their fields, while some took the form of quotes from already-reproduced works, while others are translations or transliterations.
    Description: Published
    Description: Alev Alatlı’nın kurucusu olduğu Kapadokya Meslek Yüksekokulunun “Batıya Yön Veren Metinler”‘den sonra ikinci büyük projesi olan “Bize Yön Veren Metinler” dünyamızı şekillendiren düşünce serüveninin 750-2001 arasındaki yaklaşık 1250 yıllık gelişiminin izini sürmektedir. “Büyük Buluşma”yı müteakip, İslam medeniyetine yön veren veya yönünü, biçimini değiştiren, çeşitli bilgi alanlarına ait yazılı belge niteliğindeki matbu olan veya olmayan eser, ferman, manifesto gibi kilometre taşı niteliğinde olan, bizi “Biz” yapan metinler konuların uzmanlarıyla mutabakat sağlanarak seçilmiş, kimi hazır eserlerden iktibas, kimi tercüme edilmek veya transliterasyon yapılmak suretiyle derlenmiştir.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 91
    facet.materialart.
    Unknown
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: The 16th century Ottoman intellectuals were unaware of the radical rise of various scientists, including Copernicus, Bruno, Galileo, and Brahe, who upset the Western view of the world and the universe, and who paved the way for the European Enlightenment. The first translated products presented to Ottoman society, which is considered to have entered a process of Westernization with the Reforms of 1839, introduced various philosophers, including Voltaire, J.J. Rousseau, Fenelon, Fontenelle, Montesquieu, to Turkish readers but overlooked the works of such rationalists as Thomas Hobbes and John Locke; economists such as David Hume, Adam Smith, Thomas Malthus and Karl Marx; lawyers such as Herbert Spencer and Frederich Nietzsche; and scientists such as Francis Bacon.
    Description: Published
    Description: On Altıncı yüzyıl Osmanlı aydınının, Batı’nın dünya ve evren görüşünü altüst eden, Avrupa Aydınlanmasının yollarını döşeyen Kopernik, Bruno, Galile, Brahe gibi bilim adamlarının radikal çıkışlarından haberi yoktur. Tanzimat’la birlikte Batılılaşma sürecine girdiği kabul edilen Osmanlı toplumuna sunulan ilk çeviri ürünler, Türk okuyucusunu Voltaire, J.J. Rousseau, Fenelon, Fontenelle, Montesquieu gibi düşünürlerle tanıştırırken, Thomas Hobbes, John Locke gibi rasyonalistleri, David Hume, Adam Smith, Thomas Malthus, Kari Marx gibi ekonomistleri, Herbert Spencer gibi hukukçuları, Frederich Nietzche’yi, hatta Francis Bacon gibi bilimadamlarının yapıtlarını ıskalar.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 92
    Publication Date: 2023-07-18
    Description: The energy transition is inducing new investments in the electricity production and infrastructure sectors worldwide. Turkey, with its increasing energy demand met mostly by fossil fuel resources, faces significant risk of a higher dependency degree on energy imports in the future. In order to address this issue, Turkey’s public policy framework includes not only strategies to increase the share of renewable energy resources in its energy mix but also aims to develop a local manufacturing industry and to enable technology transfer. This study examines the co-benefits to industrial development and trade of increased deployment of renewable energy in Turkey. The research is carried out in the context of the COBENEFITS project, which assesses a range of additional co-benefits of renewable energy in developing countries, besides reducing energy sector greenhouse gas (GHG) emissions, when compared to conventional energy systems. The study also provides initial insights on the regional trade opportunities available to Turkey, should technological gaps in the solar and wind sectors be narrowed. The study methodology focused firstly on defining value chains for the solar and wind energy sectors in Turkey. This was done using licence and pre-licence information from the Energy Market Regulatory Authority and a unique administrative micro dataset (EIS) that includes all registered firms in Turkey and their domestic and export transactions. Secondly, coefficients for the value of production and trade were calculated. Finally, projections on industrial development and import–export values were estimated according to four scenarios for increased renewable energy (RE) capacity. As this study takes a static look at the scenarios, the current trade deficit resulting from low local value of production and technological gaps in the manufacturing of renewable energy equipment are also observed as core issues that should be addressed by renewable energy policies.
    Language: Turkish
    Type: info:eu-repo/semantics/workingPaper
    Format: application/pdf
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 93
    Publication Date: 2022-02-18
    Keywords: ddc:330
    Repository Name: Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Language: Japanese
    Type: workingpaper , doc-type:workingPaper
    Format: application/pdf
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 94
    Publication Date: 2022-02-18
    Description: After a wave of privatizations in the end of the 1990s, the electrical power supply of many municipalities in Germany has been returned into public hands. Many municipalities discover chances and possibilities for local action, which arise with remunicipalisation. The local policy-makers realize that remunicipalisation offers the opportunity of implementing an independent energy policy at local level which is critical in creating a transformation to a sustainable energy system based on energy efficiency and renewable energies. This scoping study provides an introduction to the topic of establishing municipal utilities in Germany. The findings of the authors' study provide important new insights into the possibilities to decentralise and democratise the German power sector. The findings were identified on the basis of a comprehensive screening of all newly established municipal utilities in Germany. As most network concession contracts in Germany expire by 2016, there has now existed a window of opportunity to rebuild the local energy supply. As a result, 72 new local power companies were established in Germany within just seven years (between early 2005 and late 2012). The results of this unique study will inform about details regarding regional concentration, the size of municipalities, the legal forms of the newly founded municipal public utility and the role of strategic partnerships. Furthermore, the founding of 72 municipal utilities since 2005 leads us to ask for the reasons. The study reviews the German trend towards municipal ownership of local utilities, assessing their performance based on 10 targets related to the energy transition, climate protection, and the local economic impact. Based on expert opinions, the study finds out that the likelihood of these targets being reached is "high to very high". The Japanese translation of the scoping study is completed by a foreword by Prof. Dr. Jörg Raupach-Sumiya (Professor, College of Business Administration, Ritsumeikan University) highlighting the importance of this study for Japan's energy policy.
    Keywords: ddc:330
    Repository Name: Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Language: Japanese
    Type: report , doc-type:report
    Format: application/pdf
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 95
    Publication Date: 2018-11-19
    Keywords: ddc:300
    Repository Name: Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Language: Japanese
    Type: book , doc-type:book
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 96
    Call number: M 16.89961
    Type of Medium: Monograph available for loan
    Pages: xix, 694, [7] p. : , ill., maps ; , 27 cm.
    Edition: Shohan.
    ISBN: 9784130607599 , 4130607596
    Classification:
    Seismology
    Language: Japanese
    Note: In Japanese.
    Branch Library: GFZ Library
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 97
    facet.materialart.
    Unknown
    Wuppertal : Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Publication Date: 2018-11-19
    Keywords: ddc:300
    Repository Name: Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Language: Japanese
    Type: contributiontoperiodical , doc-type:contributionToPeriodical
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 98
    Publication Date: 2018-11-19
    Keywords: ddc:600
    Repository Name: Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Language: Japanese
    Type: contributiontoperiodical , doc-type:contributionToPeriodical
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 99
    facet.materialart.
    Unknown
    Wuppertal : Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Publication Date: 2018-11-19
    Keywords: ddc:320
    Repository Name: Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Language: Japanese
    Type: contributiontoperiodical , doc-type:contributionToPeriodical
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 100
    facet.materialart.
    Unknown
    Wuppertal : Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Publication Date: 2021-05-04
    Keywords: ddc:600
    Repository Name: Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Language: Japanese
    Type: contributiontoperiodical , doc-type:contributionToPeriodical
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
Close ⊗
This website uses cookies and the analysis tool Matomo. More information can be found here...