ALBERT

All Library Books, journals and Electronic Records Telegrafenberg

Your email was sent successfully. Check your inbox.

An error occurred while sending the email. Please try again.

Proceed reservation?

Export
Filter
  • Turkish  (84)
Collection
Language
  • 1
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2022-11-02
    Description: Owing to its geopolitical position, Turkey owns several sea basins that are of great strategic importance. Turkey’s primary interests in those basins necessitates that the country assumes an active role and responsibility in foreign policy. Therefore, controversial issues arising from international maritime law and relations with riparian states constitute a crucial part of Turkey’s foreign policy. Recently in particular, the increasing importance of using marine resources for states paved way for some tensions between countries in potentially strategic sea basins. Turkey is one of the countries that is affected by that situation owing to its geopolitical position. The extent to which economic activities within the sea basin, pertaining to energy resources in the seas, can be used by countries constitutes the most important issue of today’s maritime law. In particular, the high number of riparian states and the nature of marine resources in the region render those issues even more important. In case of the existence of more than one riparian country, the most important principles concerning the extent to which countries will benefit from marine resources appear within the framework of the concept of continental shelf. The concept of continental shelf, formalized with the Geneva Convention on the Law of the Sea, allows riparian states to conduct activities on a legal basis, in accordance with principles of international maritime law such as equity, proportionality, and domination of land over sea. Another concept that accompanies the concept of continental shelf is the concept of the exclusive economic zone, and the activities conducted within the framework of those concepts aim to eliminate conflicts that might arise between riparian states. We hear those concepts all the time, especially during disputes regarding oil and natural-gas exploration activities in the Eastern Mediterranean. This necessitates the development of strategies based on national interest and fair sharing by adhering to the concepts and principles developed by international maritime law in maritime regions under tension. Moreover, developing such strategies will help in establishing important mechanisms to deter states from activities that are illegal and in violation of the law of the sea. The expression Blue Homeland, which suggests that Turkey’s marine resources surrounding its borders should be considered an important a part of the Homeland as the land, has just begun to appear in the literature of international relations. Accordingly, all the maritime jurisdiction areas that have been declared and are expected to be declared in line with Turkey’s rights and duties arising from international law are called the Blue Homeland. Pursuing a policy within the framework of the Blue Homeland doctrine in all matters involving the maritime law to which Turkey is a party has been discussed frequently in recent years. The active role that it plays in the littoral seas, especially in the Eastern Mediterranean, requires that Turkey be in a stronger position in terms of potential conflicts and tensions with other riparian countries. This study aims to reveal Turkey’s Blue Homeland map based on the treaties and conventions to which Turkey is a party, especially the basic texts of the International Law of the Sea. Therefore, the study examines all problems pertaining to the issues within the scope of the law of the sea to which Turkey is a party within the framework of the Blue Homeland approach.
    Description: Published
    Description: Türkiye, sahip olduğu jeopolitik konumu göz önünde bulundurulduğunda son derece stratejik deniz alanlarına ev sahipliği yapmaktadır. Üç tarafının denizlerle çevrili olması ve Türkiye’nin bu denizlerdeki ekonomik, askeri ve diğer birçok açıdan üstlendiği aktif rol, ülkeyi iç siyasette olduğu kadar dış siyasette de söz sahibi bir konuma getirmektedir. Dolayısıyla tüm bu denizleri paylaştığı kıyıdaş devletler ile geliştirdiği ilişkiler ve deniz hukuku, Türkiye’nin dış politikasının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Nitekim deniz kaynaklarından yararlanmak, tüm kıyıdaş devletlerin başlıca amacı haline gelmiş, zaman zaman ülkeler arasında bazı gerginliklerin baş göstermesine zemin hazırlamıştır. Denizlerdeki enerji kaynakları başta olmak üzere deniz alanı içerisindeki ekonomik faaliyetlerin ülkeler tarafından ne derece kullanılabileceği, günümüz deniz hukukunun en önemli sorunsalını oluşturmaktadır. Özellikle kıyıdaş devletlerin sayısının fazla olması ve bölgedeki deniz kaynaklarının niteliği, bu sorunsalı daha da önemli bir hale getirmektedir. Birden fazla kıyıdaş ülkenin varlığı durumunda ülkelerin deniz kaynaklarından ne derece faydalanacağına dair en önemli ilke kıta sahanlığı kavramı olarak karşımıza çıkmaktadır. Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmesi ile resmileşen kıta sahanlığı kavramı, yine uluslararası deniz hukukunun hakkaniyet, orantılılık, coğrafyanın üstünlüğü gibi prensipler doğrultusunda kıyıdaş devletlerin faaliyetlerini yasal bir zeminde gerçekleştirmelerine imkân vermektedir. Kıta sahanlığı ilkesine eşlik eden bir diğer kavram ise Münhasır Ekonomik Bölge olup tüm bu kavramlar, kıyıdaş devletler arasında oluşabilecek anlaşmazlıkları ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Özellikle Doğu Akdeniz bölgesindeki devletlerin gerçekleştirdiği petrol arama çalışmalarında Türkiye’nin faaliyetlerini yasal bir zemine oturtmasında ilgili kavramları sıkça duymaktayız. Ayrıca bu kavramlar, bölgedeki kıyıdaş devletleri deniz hukukuna aykırı ve yasallıktan uzak faaliyetlerden caydırma yolunda önemli birer mekanizmadır. Türkiye’nin, sınırlarını çevreleyen deniz kaynaklarını da toprak parçası kadar önemli birer vatan parçası kabul eden Mavi Vatan ifadesi ise, uluslararası ilişkiler literatüründe yeni yeni yer almaya başlamıştır. Doğu Akdeniz başta olmak üzere kıyıdaş olduğu denizlerde üstlendiği aktif rol, Türkiye’nin diğer kıyıdaş ülkeler ile gerçekleşebilecek çatışma ve gerginlikler karşısında deniz hukukunda daha etkin bir konumda olmasını gerekli kılmaktadır. Bu doğrultuda ortaya atılan Mavi Vatan doktrini ise, ülkelerin artan ekonomik kaynak gereksinimleri doğrultusunda, sahip oldukları deniz kaynaklarının da tıpkı toprak parçası gibi anavatanı olduğu tezini savunmaktadır. Bu doğrultuda Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan hak ve görevleri doğrultusunda ilan edilmiş ve ilan edilmesi öngörülen deniz yetki alanlarının tümüne Mavi Vatan denilmekte, Türkiye’nin taraf olduğu deniz hukukunu kapsayan tüm konularda Mavi Vatan doktrini çerçevesinde bir siyaset yürütülmektedir. Bu çalışma, Uluslararası Deniz Hukuku temel metinleri başta olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu antlaşmalar, sözleşmeler temel alınarak Türkiye’nin Mavi Vatan haritasını ortaya koyma amacı taşımaktadır. Bu doğrultuda çalışma, Türkiye’nin taraf olduğu deniz hukuku kapsamına giren problemlere dair tüm sorunsalları kapsayan ve Mavi Vatan Haritası bağlamında cevaplar yönelten bir Mavi Vatan Doktrini’dir. Bu bağlamda çalışmanın tüm uluslararası ilişkiler öğrencilerine ve bu alana ilgi duyan herkese bir kılavuz olmasını diliyorum.
    Keywords: bic Book Industry Communication::J Society & social sciences::JP Politics & government::JPS International relations
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 2
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: The name Dârülfünûn was given to the university with a system similar to that of European models that was to be founded in the Ottoman Empire. This idea was introduced for the first time at the beginning of the Tanzimat, a period that can be considered the impetus for Ottoman modernization. In 1846, Board of General Education (Meclis-i Maarif-i Umûmiye) made the decision to set up a university, with Gaspare Trajano Fossati, a prominent architect of the time, being asked to design a massive building akin to European universities. The 1846 decision could not be implemented until 1863, and the first attempt at Dârülfünûn ended after two and a half years of free courses (serbest dersler). Afterward, the university building was allotted to the Ministry of Finance. The second attempt took place between 1869 and 1872 in the building that is now known as the Press Museum in Istanbul’s Çemberlitaş District, which had been built especially for Dârülfünûn. This second attempt also did not last long. However, the implementation of the General Education Regulations (Maarif-i Umûmiye Nizâmnâmesi) for the first time and the structuring of primary and secondary education in the following years in accordance with the aims of this regulation are included among the successful features of the second attempt. In fact, the fruits of this second attempt would be realized during the reign of Sultan Abdülhamid II (r. 1876-1909). In 1874- 1875, the third attempt occurred to found a university, this time under the name Dârülfünûn-ı Sultanî. For the first time, students at this new university, which included the Faculties of Law, Engineering, and Literature, were entitled to write a PhD dissertation in their field. Political instability generated by the period’s economic and social realities, as well as international pressure on the state, prevented this third attempt from producing the desired results. Nonetheless, while the expected outcome was yet to be realized, this third attempt paved the way for the establishment of independent educational institutions (i.e., modern schools). In 1900 and coinciding with the 25th anniversary of Sultan Abdülhamid II’s accession to the throne, the idea of establishing a university again came to the agenda, and the first university of the Ottoman Empire, Dârülfünûn-ı Şâhâne, finally began its uninterrupted education and training with five faculties: the Faculties of Literature, Science, and Ulûm-ı Âliye-i Dîniyye [Theology] and the previously established Faculties of Medicine and Law.
    Description: Published
    Description: Elinizdeki bu çalışma, kaynaklarının tespitinden, veri dökümlerinin hazırlanması, bunların işlenmesi, planlanması, yazıya dökülmesi ve nihayet iki kapak arasına alınmasına kadar yaklaşık beş yıllık bir emeğin ürünüdür. Çalışmaya konu olan Dârülfünûn İlahiyat Fakültesi’nin akademik kadrosuna ve bunlarla ilintili çeşitli meselelere dair bugüne kadar bazı kıymetli araştırmalar hazırlanmışsa da, Fakülte’nin kuruluşundan kapanışına kadar gerek devlet gerekse hususî arşivindeki kayıtları esas alan kapsamlı bir eser ortaya konulamamıştır. Haliyle Fakülte’nin üniversite içindeki konumu ve medrese geleneğiyle bağlantıları, öğrencilerinin kimlikleri, idarî-ilmî oluşumu, maddî kaynaklarının niteliği, öğretim programı, etrafında yaşanan tartışmalar ve gelişmeler gibi pek çok mesele ilim âlemi için büyük oranda bilinmezliğini korumuştur. Mezkûr saiklerle yola çıkan bu çalışma, 1900- 14 ve 1924-33 yılları arasında Dârülfünûn bünyesinde yüksek düzeyde eğitim-öğretim veren hem Osmanlı hem de Cumhuriyet tarihinin ilk yüksek dereceli İslâmî eğitim kurumu olan Ulûm-ı Âliye-i Dîniyye/Şeriyye Şubesi ve nihayet İlahiyat Fakültesi isimleriyle anılan bir müesseseyi konu edinmektedir.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 3
    Publication Date: 2024-03-29
    Description: This work, discussing the relationship between the city and the intellectual in the countryside through the example of Bursa, from a time section, is a source that can be considered as a reference book for researchers who are engaged in social sciences such as elite circulation theories, elite and intellectual concepts, political-cultural debates over space, social memory construction processes shaped by political imaginations, and historiography and readers who are interested in such fields. The author aimed to embody such concepts and theories by questioning the relationships between structures and actors in the aura of historical ground and time. Therefore, it is essential to emphasize that the title of the study submitted to the attention of the reader should not be considered as a reflection of time and space boundaries, of the minimalist and micro-historical view of the post-modern understanding, and that it is acted on a concrete plane with a structural-historical method. When considered from this point of view, the work at hand is brought to the attention of all social scientists, especially those who are involved in political culture, Turkish political life, political science, urbanization and architectural history.
    Description: Published
    Description: Bursa örneği üzerinden taşrada kent ve aydın ilişkisini bir zaman kesitinden tartışan bu çalışma; elit dolaşımı teorileri, elit ve aydın kavramları, mekân üzerinden yürütülen siyasal-kültürel tartışmaları, siyasal muhayyileler üzerinden şekillenen toplumsal hafıza inşâ süreçleri ve tarih yazımı gibi, sosyal bilimlerle meşgul olan araştırmacıların ve bu alanlara ilgi duyan okuyucunun başucu kitabı olarak değerlendirebileceği bir kaynaktır. Yazar, bu kavram ve teorileri, tarihsel zemin ve zamanın ruhu içinde, yapılar ve failler arasındaki ilişkileri sorgulayarak somutlaştırmak istemiştir. Bu nedenle okuyucunun dikkatine sunulan çalışmanın başlığının zaman ve mekân sınırının, post-modern anlayışın minimalist ve mikro-tarihçi bakışının bir yansıması olarak düşünülmemesi gerektiğini, yapısalcı-tarihselci bir metotla somut bir düzlemden hareket edildiğini vurgulamak şarttır. Bu açıdan elinizdeki çalışma; siyasal kültür, Türk siyasal hayatı, siyaset bilimi, kentleşme ve mimarlık tarihi konularıyla ilgilenenler başta olmak üzere bütün sosyal bilimcilerin dikkatine sunulmuştur.
    Keywords: city ; intellectual ; country ; locality ; elite circulation ; right-wing Kemalism ; Bursa ; kent ; aydın ; taşra ; mekan ; elit dolaşımı ; sağ Kemalizm ; thema EDItEUR::K Economics, Finance, Business and Management
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 4
    facet.materialart.
    Unknown
    Wuppertal : Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie | Wuppertal : Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Publication Date: 2016-04-28
    Keywords: ddc:330
    Repository Name: Wuppertal Institut für Klima, Umwelt, Energie
    Language: Turkish
    Type: conferenceobject , doc-type:conferenceObject
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 5
    Publication Date: 2023-12-17
    Description: Since COVID-19 entered our lives, it has affected our social life, our working life, our lifestyle, our patient care services, our research, and even our behavioral style. Moreover, this epidemic has affected not only one country but also all countries of the world at the same time and with a similar intensity. Almost the health systems of the countries were tested with a test consisting of the same questions. During the pandemic, many unknown equations were intertwined. We had so many unknowns at the beginning of the epidemic. We did not yet clearly know how we approached patients, how to treat them, and what drugs should be given. Over the past two years, much research and many experiences have taught us how to behave against the disease. During the pandemic, we learned by experience how damaging information pollution can be. The epidemic also showed us the vaccine wars. We have seen how valuable the vaccines we use to get rid of the epidemic are, how developed countries have entered vaccine wars, and the change in the dynamics of the epidemic with vaccination. The years 2020-2022 will be defined as the epidemic years. During this epidemic, we saw that it was precious for physicians to get the correct information. This source has been tried to be created thanks to the fact that it has written down the experiences gained by experiencing this epidemic in person. We would like to express our sincere thanks to all our friends who contributed to the creation of the book. We hope this book will benefit readers.
    Description: Published
    Description: COVID-19 hayatımıza girdiği tarihten beri sosyal hayatımızı, çalışma hayatımızı, yaşayışımızı, hasta bakım hizmetlerini, araştırmalarımızı ve hatta davranış tarzımızı etkiledi. Üstelik bu öyle bir salgın ki sadece bir ülkede değil, bütün dünya ülkelerinde aynı zamanda ve benzer yoğunlukta etkilendi. Adeta ülkelerin sağlık sistemleri aynı sorulardan oluşan bir sınavla sınandı. Salgın sırasında birçok bilinmeyen denklem iç içe idi. Salgın başında o kadar çok bilinmeyenimiz vardı ki. Hastalara nasıl yaklaştığımızı, nasıl tedavi vereceğimizi ve hangi ilaçların verilmesi gerektiğini henüz net bir şekilde bilmiyorduk. Geçen iki yıl zarfında birçok araştırma ve birçok deneyim bizim hastalığa karşı nasıl davranmamız gerektiğini öğretti. Salgın sırasında bilgi kirliliğinin ne kadar zarar verebilir olduğunu yaşayarak öğrendik. Salgın bize birde aşı savaşlarını gösterdi. Salgından kurtulmak için kullandığımız aşıların ne kadar değerli olduğunu, gelişmiş ülkelerin nasıl aşı savaşlarına girdiğini aşılama ile beraber salgın dinamiklerindeki değişimi gördük. 2020-2022 yılları salgın yılları olarak tanımlanacaktır. Bu salgın sırasında hekimlerin doğru bilgilerin ulaşmasının çok değerli olduğunu gördük. Elinizdeki bu kaynak salgını bizzat yaşayarak elde edilen tecrübelerini yazıya dökmesi sayesinde oluşturulmaya çalışılmıştır. Kitabın oluşturulmasındaki emeği olan tüm arkadaşlarımıza içten teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Bu kitabın okuyuculara fayda getirmesini diliyoruz. Bu kitabı, canı pahasına COVID-19 ile savaşan ve hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanlarına armağan ediyoruz.
    Keywords: Covid-19 ; Disease ; MJCJ
    Language: Turkish
    Format: application/pdf
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 6
    Publication Date: 2024-01-18
    Description: Since COVID-19 entered our lives, it has affected our social life, our working life, our lifestyle, our patient care services, our research, and even our behavioral style. Moreover, this epidemic has affected not only one country but also all countries of the world at the same time and with a similar intensity. Almost the health systems of the countries were tested with a test consisting of the same questions. During the pandemic, many unknown equations were intertwined. We had so many unknowns at the beginning of the epidemic. We did not yet clearly know how we approached patients, how to treat them, and what drugs should be given. Over the past two years, much research and many experiences have taught us how to behave against the disease. During the pandemic, we learned by experience how damaging information pollution can be. The epidemic also showed us the vaccine wars. We have seen how valuable the vaccines we use to get rid of the epidemic are, how developed countries have entered vaccine wars, and the change in the dynamics of the epidemic with vaccination. The years 2020-2022 will be defined as the epidemic years. During this epidemic, we saw that it was precious for physicians to get the correct information. This source has been tried to be created thanks to the fact that it has written down the experiences gained by experiencing this epidemic in person. We would like to express our sincere thanks to all our friends who contributed to the creation of the book. We hope this book will benefit readers.
    Description: Published
    Description: COVID-19 hayatımıza girdiği tarihten beri sosyal hayatımızı, çalışma hayatımızı, yaşayışımızı, hasta bakım hizmetlerini, araştırmalarımızı ve hatta davranış tarzımızı etkiledi. Üstelik bu öyle bir salgın ki sadece bir ülkede değil, bütün dünya ülkelerinde aynı zamanda ve benzer yoğunlukta etkilendi. Adeta ülkelerin sağlık sistemleri aynı sorulardan oluşan bir sınavla sınandı. Salgın sırasında birçok bilinmeyen denklem iç içe idi. Salgın başında o kadar çok bilinmeyenimiz vardı ki. Hastalara nasıl yaklaştığımızı, nasıl tedavi vereceğimizi ve hangi ilaçların verilmesi gerektiğini henüz net bir şekilde bilmiyorduk. Geçen iki yıl zarfında birçok araştırma ve birçok deneyim bizim hastalığa karşı nasıl davranmamız gerektiğini öğretti. Salgın sırasında bilgi kirliliğinin ne kadar zarar verebilir olduğunu yaşayarak öğrendik. Salgın bize birde aşı savaşlarını gösterdi. Salgından kurtulmak için kullandığımız aşıların ne kadar değerli olduğunu, gelişmiş ülkelerin nasıl aşı savaşlarına girdiğini aşılama ile beraber salgın dinamiklerindeki değişimi gördük. 2020-2022 yılları salgın yılları olarak tanımlanacaktır. Bu salgın sırasında hekimlerin doğru bilgilerin ulaşmasının çok değerli olduğunu gördük. Elinizdeki bu kaynak salgını bizzat yaşayarak elde edilen tecrübelerini yazıya dökmesi sayesinde oluşturulmaya çalışılmıştır. Kitabın oluşturulmasındaki emeği olan tüm arkadaşlarımıza içten teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Bu kitabın okuyuculara fayda getirmesini diliyoruz. Bu kitabı, canı pahasına COVID-19 ile savaşan ve hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanlarına armağan ediyoruz.
    Keywords: Covid-19 ; Disease ; MJCJ
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 7
    facet.materialart.
    Unknown
    Istanbul University Press
    Publication Date: 2024-04-01
    Description: Published
    Description: İstanbul Üniversitesi Yayınları’nın çağrısı üzerine hazırladığımız ve Cumhuriyetin 100.yılına armağan etmek istediğimiz bu küçük çalışmamızı hatırat, anılar ve bu alandaki yazınla ilgilenen meslektaşlarımızın ve meraklı okurların ilgisine sunuyoruz. Toplumsal hafıza ve hafızanın üretimi, siyaseti üzerine düşünürken geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi anılarını uzun zamandır okuyor ve bu konu üzerinde çalışıyorduk. Bu kapsamda çeşitli alanlara yayılmış anıları inceledik: erkekler ve kadınlar tarafından kaleme alınmış, farklı toplumsal grupların deneyimlerini yansıtan anıların yanı sıra tematik olarak da İstanbul, belirli siyasal olaylar ve meslek gruplarının anılarını eleştirel bir gözle okuduk, tartıştık. Toplumsal hiyerarşinin en üstünde yer alan kişilerin, devlet adamı, asker, diplomat, siyasetçi ve edebiyatçı anılarının yanı sıra farklı toplumsal sınıflara mensup insanların anılarını okurken farklı din, dil ve etnik gruplardan kişilerin kendilerini nasıl ifade ettiğini izlemeye çalıştık. Bu küçük çalışmamızda öncelikle hatırat/anı türünü, yaşam öyküsü anlatılarını tarihsel geçmiş, erken ve modern örnekler, batı ve batı dışı ülkelerdeki ilgili yazın ışığında gözden geçirdik. Cumhuriyet Türkiye’sini, dönemler, gelişmeler ve sorunlarını, öne çıkan temaları, tartışma ve modaları, değişen mekânı geç Osmanlı döneminden başlayarak anılar yardımıyla bir kez daha okuyabileceğimizi hatırlatmak istedik. Geç Osmanlı dönemi derken 1908 ve sonrasını esas almak, Büyük Savaş ve Cumhuriyetin kuruluşunu, İstanbul, İzmir ve Ankara’da yaşayan ve anıları yayınlanmış aydınlar, sanatçı ve siyasetçiler, gazeteciler, anılarını kaleme almış sıradan insanların gözünden izlemek bize önemli ve öğretici geliyor. Bu insanların kişisel ve grupsal anlatıları, aile deneyimleri bize tarihi daha insani, daha içeriden, yaşayanların tecrübesiyle ete kemiğe büründürüyor, daha anlaşılır kılıyor. Bunu en iyi yapabileceğimiz aracın kişilerin yaşam öyküsü anlatıları ve anıları olduğunu düşünüyoruz. Anılarını yazanların aile öykülerinden başlayarak geçmişlerini nasıl ele aldıkları, dönemleri ve deneyimlerini nasıl değerlendirdikleri, yorumladıkları tarih ve siyaset açısından kıymeti çoğu kez bilinmeyen bir önem ve değer taşıyor. Elbette anıları bir tarihsel belge olarak kullanmak, gerçekliğe referans olarak bakmak çeşitli sorunlar taşıyor. Bilimsel tarih çalışmaları ile hafıza, anılar ve anlatılar arasında gidip gelen, edebi türlere yakın duran, bireysel, düşünsel farklılıklar, kırılmalar, tercihler ve yorum farklılıkları içeren bir tür, yaşam öyküsü anlatıları. Çalışmamızın amaçları arasında tarih yazımı ile bu türden kişisel anlatıların, hayat öyküleri ve anıların niteliği üzerine düşünmek ve çalışmak da yer aldı. Bu anlamda yöntem üzerine de düşündük ve bu konuya da çalışmamızda değindik. Tüm eksiklikleri, görüş ve deneyim farklılıkları ve yazılış amaçlarına bağlı olarak kırılmış merceklerden bakış açılarına karşın anıların ülkemizin yakın tarihine, Cumhuriyet tarihine ışık tutacak nitelikte ve canlılıkta olduklarını düşüncesiyle tarihi bir de yaşayanların gözünden, onlar açısından, gerçek insanların deneyimleri ışığında düşünmek ve tartışmakta yarar olduğunu iddia ediyoruz. Çalışmamızın özgün yanlarından en önemlisi bu konuda bir bibliyografya hazırlamış olmamız. Bibliyografya çalışmasının bu alanda araştırma yapan meslektaşlarımıza, öğrencilerimize, anı okurlarına, konuyla ilgili herkese yararlı olmasını umuyoruz.
    Keywords: thema EDItEUR::N History and Archaeology::NH History
    Language: Turkish
    Format: image/jpeg
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 8
    Call number: 1.1/M 92.0733
    In: Langenscheidts Taschenwörterbuch der türkischen und deutschen Sprache
    Type of Medium: Monograph available for loan
    Pages: 1037 S.
    Edition: 25 Aufl.
    ISBN: 3468103700 , 3-468-10376-X
    Series Statement: Langenscheidts Taschenwörterbücher
    Classification:
    E.5.
    Language: Turkish
    Location: Reading room
    Branch Library: GFZ Library
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 9
    Publication Date: 2023-12-17
    Description: Turkic World studies seem to be a topic that attracts scientific attention day by day. The continuous increase in cooperation, rapprochement, and mobility between Turkish-speaking countries and communities since 1991 might be shown as the main dynamic behind this interest. The richness of the Turkic Republics in terms of natural resources, their location on the energy and transportation corridors, the change of the balances in the Caucasus with the Second Karabakh War in 2020, and the transition of the Turkic Council from a cooperation organization to an interstate organization in 2021 under the name of the "Organization of Turkic States" also accelerate the work of the Turkic World. In the meantime, the popularization of some geopolitical determinations and predictions in the context of scientific interest in the region can be shown as an important factor. Similar to the rise of Europe in the industrial age, we can talk about the rise of Asia in the information age. The sources of political and economic power are shifting to Asian geopolitics and this process continues to strengthen. Such analyses and predictions, which bring to the agenda that in the 2050s, Asia will regain its former central position also encourage academic interest in Central Asia. This book is the product of the goal of creating an original work for the Turkish World with gap-filling parameters and process analyses determined by a meticulous preliminary study in the light of the mentioned background. In this direction, three basic perspectives such as the effort to determine the capacities of the countries with comparative analyses, to look at the Turkish World from the perspective of problems, and to embody the Turkish World based on the community, autonomous region, and country sections dominate the work. With comparative analyses, it has been tried to embody the capacities of the countries within the parameters such as sustainable development potential, transportation systems, scientific performance, evolution in the political system, education system, and values of education. On the other hand, the crises affecting the Turkic World were discussed with the analysis of Karabakh, which is the main crisis, and the Russia-Ukraine War, which is the current crisis. On the other hand, the analysis of the thirty-year process in the Turkish World, starting from the scales of the community, autonomous region, and country, was carried out through the examples of Georgia, Tatarstan, and Uzbekistan.
    Description: Published
    Description: Türk Dünyası çalışmaları bilimsel ilgiyi giderek üzerine çeken bir konu başlığı görünümündedir. Bu ilginin arka planında yer alan başlıca dinamik olarak, Türkçe konuşan ülke ve topluluklar arasında 1991 yılından bugüne; iş birliği, yakınlaşma ve mobilitedeki sürekli artış gösterilebilir. Türk Cumhuriyetlerinin doğal kaynaklar bakımından zengin olması, aynı zamanda enerji ve ulaşım koridorları üzerinde yer almaları, 2020’deki İkinci Karabağ Savaşıyla Kafkasya’daki dengelerin değişmesi ve Türk Konseyi’nin 2021 yılında “Türk Devletleri Teşkilatı” adını alarak bir iş birliği örgütünden devletlerarası teşkilata geçiş süreci içine girmesi gibi gelişmeler de Türk Dünyası çalışmalarına ivme kazandırmaktadır. Bu arada bölgeye olan bilimsel ilgi bağlamında bazı jeopolitik tespit ve öngörülerin popülerleşmesinden de bahsedilebilir. Buna göre sanayi çağında Avrupa’nın yükselişine benzer bir şekilde bilgi çağında da Asya’nın yükselişi söz konusudur. Politik ve ekonomik güç kaynakları Asya jeopolitiğine kaymakta ve bu süreç güçlenerek devam etmektedir. Asya’nın 2050’li yıllarda eski merkezi konumuna tekrar ulaşacağını gündeme taşıyan bu tarz analiz ve öngörüler Orta Asya’ya yönelik akademik ilgiyi de teşvik edici niteliktedir. Bu kitap bahsedilen arka planın ışığı altında, titiz bir ön çalışmayla belirlenen boşluk doldurucu parametreler ve süreç analizleriyle Türk Dünyasına yönelik özgün bir eser oluşturma hedefinin ürünüdür. Bu doğrultuda; karşılaştırmalı analizlerle ülke kapasitelerini belirleme çabası, Türk Dünyasına sorunlar penceresinden bakma ve yine Türk Dünyasını topluluk, özerk bölge ve ülke kesitlerinden hareketle somutlaştırma gibi üç temel bakış açısı esere hâkimdir. Karşılaştırmalı analizlerle ülke kapasitelerini somutlaştırma; sürdürülebilir kalkınma potansiyeli, ulaşım sistemleri, bilimsel performans, siyasal sistemdeki evrim, eğitim sistemi ve değerler eğitimi gibi parametreler dâhilinde gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Türk Dünyasını etkileyen krizler ise; başlıca kriz konumunda olan Karabağ ve güncel kriz olan Rusya-Ukrayna Savaşına yönelik analizlerle ele alınmıştır. Türk Dünyasındaki otuz yıllık sürece topluluk, özerk bölge ve ülke ölçeklerinden hareketle göz atma ise; Gürcistan, Tataristan ve Özbekistan örnekleri üzerinden gerçekleştirilmiştir.
    Keywords: Turkic World ; JFC
    Language: Turkish
    Format: application/pdf
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
  • 10
    Publication Date: 2024-01-18
    Description: Turkic World studies seem to be a topic that attracts scientific attention day by day. The continuous increase in cooperation, rapprochement, and mobility between Turkish-speaking countries and communities since 1991 might be shown as the main dynamic behind this interest. The richness of the Turkic Republics in terms of natural resources, their location on the energy and transportation corridors, the change of the balances in the Caucasus with the Second Karabakh War in 2020, and the transition of the Turkic Council from a cooperation organization to an interstate organization in 2021 under the name of the "Organization of Turkic States" also accelerate the work of the Turkic World. In the meantime, the popularization of some geopolitical determinations and predictions in the context of scientific interest in the region can be shown as an important factor. Similar to the rise of Europe in the industrial age, we can talk about the rise of Asia in the information age. The sources of political and economic power are shifting to Asian geopolitics and this process continues to strengthen. Such analyses and predictions, which bring to the agenda that in the 2050s, Asia will regain its former central position also encourage academic interest in Central Asia. This book is the product of the goal of creating an original work for the Turkish World with gap-filling parameters and process analyses determined by a meticulous preliminary study in the light of the mentioned background. In this direction, three basic perspectives such as the effort to determine the capacities of the countries with comparative analyses, to look at the Turkish World from the perspective of problems, and to embody the Turkish World based on the community, autonomous region, and country sections dominate the work. With comparative analyses, it has been tried to embody the capacities of the countries within the parameters such as sustainable development potential, transportation systems, scientific performance, evolution in the political system, education system, and values of education. On the other hand, the crises affecting the Turkic World were discussed with the analysis of Karabakh, which is the main crisis, and the Russia-Ukraine War, which is the current crisis. On the other hand, the analysis of the thirty-year process in the Turkish World, starting from the scales of the community, autonomous region, and country, was carried out through the examples of Georgia, Tatarstan, and Uzbekistan.
    Description: Published
    Description: Türk Dünyası çalışmaları bilimsel ilgiyi giderek üzerine çeken bir konu başlığı görünümündedir. Bu ilginin arka planında yer alan başlıca dinamik olarak, Türkçe konuşan ülke ve topluluklar arasında 1991 yılından bugüne; iş birliği, yakınlaşma ve mobilitedeki sürekli artış gösterilebilir. Türk Cumhuriyetlerinin doğal kaynaklar bakımından zengin olması, aynı zamanda enerji ve ulaşım koridorları üzerinde yer almaları, 2020’deki İkinci Karabağ Savaşıyla Kafkasya’daki dengelerin değişmesi ve Türk Konseyi’nin 2021 yılında “Türk Devletleri Teşkilatı” adını alarak bir iş birliği örgütünden devletlerarası teşkilata geçiş süreci içine girmesi gibi gelişmeler de Türk Dünyası çalışmalarına ivme kazandırmaktadır. Bu arada bölgeye olan bilimsel ilgi bağlamında bazı jeopolitik tespit ve öngörülerin popülerleşmesinden de bahsedilebilir. Buna göre sanayi çağında Avrupa’nın yükselişine benzer bir şekilde bilgi çağında da Asya’nın yükselişi söz konusudur. Politik ve ekonomik güç kaynakları Asya jeopolitiğine kaymakta ve bu süreç güçlenerek devam etmektedir. Asya’nın 2050’li yıllarda eski merkezi konumuna tekrar ulaşacağını gündeme taşıyan bu tarz analiz ve öngörüler Orta Asya’ya yönelik akademik ilgiyi de teşvik edici niteliktedir. Bu kitap bahsedilen arka planın ışığı altında, titiz bir ön çalışmayla belirlenen boşluk doldurucu parametreler ve süreç analizleriyle Türk Dünyasına yönelik özgün bir eser oluşturma hedefinin ürünüdür. Bu doğrultuda; karşılaştırmalı analizlerle ülke kapasitelerini belirleme çabası, Türk Dünyasına sorunlar penceresinden bakma ve yine Türk Dünyasını topluluk, özerk bölge ve ülke kesitlerinden hareketle somutlaştırma gibi üç temel bakış açısı esere hâkimdir. Karşılaştırmalı analizlerle ülke kapasitelerini somutlaştırma; sürdürülebilir kalkınma potansiyeli, ulaşım sistemleri, bilimsel performans, siyasal sistemdeki evrim, eğitim sistemi ve değerler eğitimi gibi parametreler dâhilinde gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Türk Dünyasını etkileyen krizler ise; başlıca kriz konumunda olan Karabağ ve güncel kriz olan Rusya-Ukrayna Savaşına yönelik analizlerle ele alınmıştır. Türk Dünyasındaki otuz yıllık sürece topluluk, özerk bölge ve ülke ölçeklerinden hareketle göz atma ise; Gürcistan, Tataristan ve Özbekistan örnekleri üzerinden gerçekleştirilmiştir.
    Keywords: Turkic World ; JFC
    Language: Turkish
    Format: image/png
    Location Call Number Expected Availability
    BibTip Others were also interested in ...
Close ⊗
This website uses cookies and the analysis tool Matomo. More information can be found here...